Ali ÇOŞKUN

Sanayi ve Ticaret e. Bakanı

Geleceğin Enerji Yıldızı Hidrojen Olacak, Elimizi Çabuk Tutalım

-Hidrojen enerjisi, hidrojenin ayrışması ile elde edilen bir yeşil enerjidir. 1m³ sudan zehirli sera gazı çıkarmadan su ve su buharı salarak 108,7 kg H elde edilebiliyor. 1kg hidrojen 2,1 kg doğalgaz 2,8 kg petrole eşdeğerdir. Hidrojen enerjisi, uzun yıllar ülkemizin gündeminde yer aldığı halde fosil yakıt kaynaklarını elinde tutan dünya otoritelerinin de etkisiyle toryum ve bor madenlerinde olduğu gibi hidrojen elementi konusu da ihmale uğradı.

–Hidrojen halen sanayide, uzay teknolojisinde, roketlerde kullanılıyor. Ayrıca elektrikli araçlara paralel olarak hidrojenle çalışan araçlar da dikkat çekiyor. Halen birçok ülkede elektrik ve hidrojenle çalışan araçlar hızla geliştiriliyor. Mc Kinsey Company tarafından her yıl yayınlanan 2021 Global Enerji Prospektifi (GEP) Raporu’na göre geleceğin enerji yıldızı, yeşil enerji hidrojen olacak. Elimizi çabuk tutalım.

Dergimizin Kasım ayı sayısında ülkemizin zenginliğini ortaya koyan toryum ve bor konulu makalemi “hidrojeni unutmayalım” diye bitirmiştim. İstek üzerine bugün bir makaleye sığmayacak kadar önemli olan hidrojeni yazıyorum.

Hidrojenin sembolü “H”, atom numarası 1 (bir)’dir. Standart sıcaklıkta, basınç altında renksiz, kokusuz yanıcı (H2) bir gaz olabilen ve evrenin %75 kütlesini saran en hafif bir kimyasal elementtir.

Hidrojen enerjisi, hidrojenin ayrışması ile elde edilen bir yeşil enerjidir. 1m³ sudan zehirli sera gazı çıkarmadan su ve su buharı salarak 108,7 kg H elde edilebiliyor. 1kg hidrojen 2,1 kg doğalgaz 2,8 kg petrole eşdeğerdir.

Hidrojen enerjisi, uzun yıllar ülkemizin gündeminde yer aldığı halde fosil yakıt kaynaklarını elinde tutan dünya otoritelerinin de etkisiyle toryum ve bor madenlerinde olduğu gibi hidrojen elementi konusu da ihmale uğradı.

KOMİSYON’DA ELE ALINDI, RESMİ GAZETE’DE YER ALMADI

Devlet Planlama Teşkilatı VII. Beş Yıllık Plan hazırlık döneminde “Enerji Özel İhtisas Komisyonu” raporunda önemle üzerinde durulduğu halde 25 Temmuz 1995 yılında Resmi Gazete’de yayınlanan kararda yer almaması dikkat çekicidir. Doğaldır ki ileri teknoloji araştırmaları gerektiren bu konuda yeterli alt yapının ve bilim adamının olmayışı yanı sıra elde ediliş yöntemleri, kullanımdaki tehlike ve maliyet kavramı gibi hususlarda gelişmeleri etkilemiş olabilir.

Yıllar önce hidrojen konusu TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi bünyesinde Uluslararası Enerji Ajansı programları kapsamında çalışma planlandı, 1996 yılında Viyana Toplantısı’nda İstanbul’da BM-UNIDO destekli “ICHET” Hidrojen Araştırma Enstitüsü Kurulması öngörüldü. Konu, Enerji Bakanlığı’na iletildiyse de beklenen gelişmeler olamadı.

“HİDROJENİ İHRAÇ EDEREK CARİ AÇIĞIMIZI KAPATABİLİRİZ”

Hidrojen Enerjisi Derneği, hidrojen enerjisi teknolojisine hızla yönelmemiz halinde ülkemizin kendi enerji ihtiyacını büyük ölçüde karşılayabileceği gibi fazla hidrojeni ihraç ederek cari açığımızın kapatılabileceğini açıklamış bulunuyor.

Türkiye’nin geleceğinde enerjinin önemi, bugün daha çok ortaya çıkmış durumda. İSO İstanbul Sanayi Odasında Enerji Çalışma Grubu’nda görevliyken enerji konusunda kesinti ve kısıntı yaşandığı yıllarda iki slogan geliştirmiştik.

“En pahalı enerji, olmayan enerjidir”,

“En ucuz enerji, tasarruf edilen enerjidir.”

Ülkemizin geleceği için dergimizin Ekim sayısındaki makalemizde değindiğim toryum yakıtlı ergimiş tuz reaktörleri “ETR” ve Bor madenlerinin gelecekteki önemi yanı sıra hidrojen de yeşil enerji olarak çok önemli yer alıyor.

HİDROJENLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR DEVLET POLİTİKASI HALİNE GETİRİLMELİ

TÜBİTAK, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları tarafından yazılan raporlar, doktora tezleri bir yana, ekonomik sonuçlara varma yönünde bu konuların devlet politikaları haline dönüştürülmesi elzemdir. Bugüne kadar elde edilen gelişmeler yeterli olmasa da hidrojenin hangi kaynaklardan nasıl elde edileceği, kullanma alanlarının yaygınlaşması ve alt yapı ihtiyaçları araştırılırken ülkemizde dikkat çeken ilk gelişme Doğalgaza “H” karışımı çalışmaları oldu. İkinci olarak hidrojenin halen sanayide, uzay teknolojisinde, roketlerde kullanılması yanı sıra mobil alanda hedeflenen elektrikli araçlara paralel olarak hidrojenle çalışan araçlar dikkat çekiyor.

Halen birçok ülkede hibrit teknolojisi ile çalışan araçlar imal ediliyor, elektrik ve hidrojenle çalışan araçlar hızla geliştiriliyor. Hatırladığım kadarıyla 2002-2007 yılları arasında TÜBİTAK bünyesinde Azerbaycan’dan konuk bir ilim adamının da katkılarıyla başlayan, hidrojenle çalışan otomobil geliştirilmesi çalışmalarından onlarca yıldır beklenen sonucun alınamadığı izleniyor. Her ne kadar Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Fatih Dönmez, TÜBİTAK-MAM ve Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü (BOREN) işbirliği ile yeni bir yerli otomobil geliştirildiğini ve iki adet yapıldığını açıklamış olsa da ticari bir sonuç olmadığı anlaşılıyor.

HİDROJENLE ÇALIŞAN ELEKTRİKLİ OTOMOBİL YARARLI OLUR

Kanaatimize göre yakında açıklanan TOGG teknolojisi ile elde edilen başarıya kardeş bir araç olarak TÜBİTAK iş birliği ile hem lityumlu batarya maliyeti hem de şarj için gerekli dağıtım şebeke zorlukları da dikkate alınarak hidrojenle çalışan elektrikli otomobil konusu da ele alınması yararlı olacaktır.

Rusya-Ukrayna Savaşı başta gıda ve enerji olmak üzere her konuda dünyayı sarstı. Enerji fiyatlarının artışı ve yokluğu, enflasyon, hayat pahalılığı ile ülkelerin ekonomik-sosyal hayatını olumsuz yönde etkiledi. Enerjide dışa bağımlı olmanın ne denli bir felaket olduğu bir kere daha ortaya çıktı. Diğer taraftan dünyayı tehdit eden karbon salınımı sonucu oluşan iklim değişimi konusunda fosil yakıt santrallerinin durdurulması kararını bile erteletti. Yeniden nükleer enerji dahil yenilenebilir ve yeşil enerji gündeme oturdu.

TÜRKİYE YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARINA SAHİP

Dünyamızda yaklaşık 36,3 milyon ton karbon salınımına karşın %85 yenilenemeyen, %15 yenilenebilir enerji kaynakları mevcut. Türkiye bu konuda daha iyi bir durumda, %60 fosil yakıt %40 yenilenebilir enerji kaynaklarına sahip.

Karbon salınımına tahminen %32 elektrik, %28 ulaşım, %20 sanayi, %10 tarım, %10 ev ve ticarethane sebep oluyor. Giderek yaşanamaz hale sürüklenen dünyamızda gelişmiş ülkeler milyarlarca dolar harcayarak dünyayı-çevreyi düzene sokmak yerine başka gezegenlerde yaşama yolları arıyorlar.

Dünyada iklim değişikliği, karbonsuzlaştırma ve enerjinin öneminin etkisiyle yenilenebilir ve yeşil enerjiye yönelik yeni bir ekosistem gelişiyor. Bu konuda ülkemizde de Cumhurbaşkanlığı bünyesinde oluşturulduğu bilinen çalışma grubundan acil bir yol haritası bekleniyor.

Sonuçta Mc Kinsey Company tarafından her yıl yayınlanan 2021 Global Enerji Prospektifi (GEP) Raporu’na göre geleceğin enerji yıldızı hidrojen olacaktır. Elimizi çabuk tutalım.