Prof. Dr. Ersin Nazif GÜRDOĞAN

Akademisyen

engurdogan@gmail.com

Güzellik Yıldızlarıyla Dolu Bir Gökyüzü Oluşturmak

Tarihin her döneminde güzel düşünen, güzel gören, güzel yaşayan insanlar birbirleriyle, güzel ürünler, güzel hizmetler, güzel bilgiler üretmede yarışırlar. Onlar insanların düşünce ve eylem dünyalarını zenginleştirerek, büyük dönüşümleri başlatan kıvılcımları oluştururlar.  Ve bütün insanları veren eller olmaya özendirirler. Onların yorulma bilmez çalışmalarıyla, dünyanın bilinen doğal zenginlikleri değerlendirilir, bilinmeyen kaynakları gün ışığına çıkarılır.  

Güzellikte sınır tanımayan insanların, düşünceleri ve eylemleri, ülkeler arasında ayrım gözetmeyen gökyüzünü, pırıl pırıl parlayan güzellik yıldızlarıyla donatırlar. Dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, hayatın bütün alanlarında güzellikte yarışanlar, güzellik arayanların kutup yıldızları olurlar. Onların yedi iklimi, dört köşesiyle dünyayı kucaklayan ellerinde, düşüncelerin ve eylemlerin binbir renkli çiçekleri açılarak, bütün insanların üstüne yağmur gibi yağarlar.

Muhammed Hamidullah ve Sabahattin Zaim, İstanbul Üniversite’sindeki çalışmalarında, inanan insanların düşünce ve eylem dünyalarında, ekonominin önemini ortaya koyan öncü araştırmalarıyla tanırlar. Onlar güzel insanların, ekonomilerinin güzel olacağını bilirler.  Zaim her yerde geçerli etik ilkelerle, kaynakları dağıtmada ve değerlendirmede, “ekonomik” düşünen insandan daha çok “güzel” düşünen insanın başarılı olacağının üzerinde önemle durur.

Güzel insanlar kendileri için istediklerini, bütün insanlar için isterler. Onlar tükettiklerinden kat kat fazlasını üretmeye çalışırlar, hiçbir zaman üretmediklerini tüketmezler. Onların çoğunlukta olduğu toplumlarda, herkesin temel ihtiyaçları karşılanır, kimse yoksul düşmez, herkes üreten eller olmaya özenir, herkesin üretim artar. Güzel insanların güzellikleri, hayatın bütün alanlarına yansır. Güzellikte yarışma olmadan, hiçbir alanda gelişme olmayacağı bilinir. 

Üretimde ve tüketimde süreklilik ve bütünlük içinde insanlığın birikiminden yararlanmasını bilenler, bütün insanlara yararlı olmayı bilirler. Her iki alanda insanların doğaları değişmez, insanları etkileyen ortamlar değişir. Onlar toplumlarda çoğunluğun azınlıktan daha doğru düşündüğünü bilirler. Ne üretirlerse üretsinler, azınlığın isteklerini değil, çoğunluğun ihtiyaçlarını karşılamaya önem verirler. Düşüncelerinde geçmiş yıllara bakarlarken, eylemlerinde gelecek yıllara bakarlar.

*               

Güzel insanların işyerlerinde kusursuz ürünler üretilir, pazarlarında kusursuzluk satılır. Onlar herkese yarar sağlayan, kimseye zarar vermeyen ürünlerin peşinden koşarlar. Ve “Tüketiyorum öyleyse varım” demezler, “Üretiyorum öyleyse varım” derler, kusursuzluklarının dürüstlükten kaynaklandığını bilirler. Onların pazarlarında hiçbir şeyin zararlısı satılmaz, her şeyin yararlısı satılır, bulundukları yer Cennet pazarlarından, bir pazara dönüşür.                                                                 

*               

Hayatın bütün boyutlarında inananlar, üretim güçlerini artırırken, tüketim güçlerini azaltırlar. 

*               

Güzel insanlar hiç oturmayacakları evler yapmazlar, hiç giymeyecekleri kıyafetler almazlar.

*             

İyilikte yarışan insanlar, üretme ve yönetme güçlerini, iyilikte yarışmalarından alırlar.