Seyfettin KARAMIZRAK

Ömür Dediğin

Ortalama ömrümüzü nasıl geçirdiğimizi hiç düşündünüz mü? Bu sonuçları görünce aslında yaşamak için geriye ne kadar az zamanımız kaldığını göreceksiniz.

Hani şair demiş ya; “…insan bu su misali…”

Bakın insanın ortalama hayatı nasıl geçmektedir. Yapılan hesaplamalara göre ortalama olarak bir insan ömrü 75 yıldır. Bunun yarıya yakınını, gece yaşar ve bu süreçte genelde uyur.  Uykuda geçen süre, tahmini 25 yıldır. Ortalama 15 yıl da çalışmaktadır.

Geriye 35 yıl kalmaktadır. Bu 35 yılın 5 yılı çocukluktayken geçer ve anlaşılmaz. 5 yılı da yaşlanınca gider ve yaşantının bu kısmından da fazla bir şey anlaşılmaz. Geriye 25 yıl kalır.

Ayrıca 9 yıl ekran başında, 2 yıl telefonla konuşarak, 1 yıl ev temizliği yapmakla geçmekte. İnsanoğlu 1,5 yılını karnını doyurmakla, 5 yılını araç kullanarak geçirmekte. 1,5 yıl banyoda oyalanmakta, 100 günü tuvalette geçmektedir.

Geriye sadece 5 yıl kalmaktadır. İşte hayatımız boyunca hedeflerimiz uğruna yaptığımız onca uğraş, belki de sadece bu beş yıl içindir.

Ayrıca insanoğlu ömrü boyunca 130 bin km yol yürümekte, 90 milyon kelime konuşmaktadır.

‘Şu koskoca ömür’ deriz ya, bazen ne kadar uzun, bazense ne kısa gelir insana. Diğer yandan tahmini söylediğimiz 75 yıllık ömür, “dünya” yılına göredir. Dünya güneşin etrafındaki dönüşünü 1 yılda, yani 365 günde tamamlamaktadır.

Güneş yılında ise; güneş Samanyolu galaksisinde aynen dünyamız gibi tur atmaktadır. Bu turunu 255 milyon dünya yılında tamamlamaktadır.

İnsanoğlu, dünya zaman birimine göre, ortalama 75-80 yıl yaşamaktadır. Bu ömür ne kadar da uzun gelir insana. Bazen, saniyeler geçmek bilmez.

Şimdi tekrar galaksimize geri dönelim ve ömrümüzü, dünya yılına göre değil, güneş yılına göre hesaplayalım:

İnsanın Güneş yılına göre ömrü hesaplandığında ise, 75 yıllık dünya ömrü, güneş yılına göre, sadece 8 saniyedir. Yani onca üzüntü, onca uğraş, onca çile, güneşin zamanına göre 8 saniye içindir.

Bu açıdan bakıldığında, ömür dediğimiz bu kadar kısadır aslında. Bir soluk, bir nefes kadar. Zaten yaşlıların gözünde de ömre ait değerlendirmeler çoğu zaman böyle değil midir? Bir varmış bir yokmuş misali…

Derler ki: "Dünya üç gündür; dün, bugün ve yarın...Dün geçti, yarının geleceği belli değil, sen, bu günün kıymetini bil..!"

Öyleyse kavgaları SEVGİYE, üzüntüleri SEVİNCE, ben’leri, BİZ’e çevirmenin zamanıdır.

Sevgiyle kalın…