Oğuz ÇETİNOĞLU

Ekonomist, Araştırmacı-Yazar

ocetinoglu1@gmail.com

Cumhuriyetin İlânı

Millî Mücâdele'nin zaferle neticelenmesinde târihî bir görev yapan birinci dönem TBMM üyeleri, yeni seçim kararı alarak 1 Nisan 1923 târihinde dağıldı. Yeni seçimlerin yapılmasından sonra TBMM ikinci dönem çalışmalarına başladı. Yeni kurulan meclis, Lozan Barış Antlaşması'nı onayladı. Böylece millî bağımsızlık tam olarak gerçekleşmiş oldu.

23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldığı sırada yeni Türk Devleti’nin adı henüz konulmamıştı. Hükümet, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti adını taşıyor, meclis başkanı hükümet başkanlığı da yapıyordu. Bu sistem içinde devlet başkanlığı boş görünüyordu. Şimdi, yürürlükte olan siyasî rejime uygun devlet şeklini bulmak mecbûri hâle gelmişti. Millî Mücadele Dönemi'ndeki, olağanüstü şartların bir ürünü olan meclis hükümeti sistemi de artık işlemez olmuştu. Bu sistemde, Bakanlar Kurulunun her üyesi için ayrı ayrı oylama yapılırdı. Bu durum ise hükümet kurulmasını zorlaştırıyordu.

25 Ekim 1923'te hükümetin istifasıyla bir bunalım ortaya çıktı. Bu olay Mustafa Kemal Paşa’ya, cumhuriyeti ilân etmek için beklediği fırsatı verdi. 28 Ekim 1923 akşamına kadar hükümetin kurulamaması üzerine, Mustafa Kemal Paşa, Çankaya Köşkü'nde arkadaşlarına ‘Yarın cumhuriyeti ilân edeceğiz.’ Diyerek fikrini açıkladı. O gece İsmet Paşa ile birlikte 1921 Anayasası'nın bazı maddelerini değiştiren kanun tasarısını hazırladı. ‘Türkiye Devleti'nin hükümet şekli cumhuriyettir.’ hükmünün yer aldığı tasarı üzerinde TBMM'de yapılan konuşmalardan sonra cumhuriyetin ilânı, 29 Ekim 1923 târihinde, ‘Yaşasın Cumhuriyet’  sesleri arasında alkışlarla kabul edildi.                            

Bundan sonra cumhurbaşkanlığı seçimine geçildi. Yapılan gizli oylamada 158 milletvekilinin tamamının oyunu alan Gazi Mustafa Kemal Paşa, TBMM tarafından yeni Türk Devleti’nin ilk cumhurbaşkanı seçildi. Bunun üzerine kürsüye gelen Mustafa Kemal Paşa, yaptığı konuşmasını ‘Türkiye Cumhuriyeti mesut, başarılı ve muzaffer olacaktır.’ Sözü ile bitirdi. Böylece devletin adı ve rejimiyle ilgili tartışmalara son verildi. Hükümetin kurulma şekli yeniden düzenlendi. Buna göre; cumhurbaşkanı başbakanı kâyin edecek, başbakan da bakanlarını seçip cumhurbaşkanının onayına sunacaktı. Bu uygulamayla, meclis hükümeti sistemi yerine parlamenter rejime geçilmiş oldu. İlk hükümeti kurmakla İsmet (İnönü) Paşa görevlendirilmişti. Böylece Türk Milleti'nin târihinde yeni bir devir açılıyordu.