Yaşar RAVANOĞLU AKDAŞ

Porselen mi Tahta mı?

Bir varmış iki varmış, üç saklanmış yokmuş. Sayı arkadaşları onu ararken biz de masalımıza başlayalım. Mutluluk ülkesinde anlatılan masallardan birini dinleyelim.

Ak saçlı nene torunu Şen oğlanı dizine oturtmuş, başlamış anlatmaya. Mutluluk ülkesindeki evlerden Şenlik ailesine yatılı misafir gitmiş. Ve yemek zamanı ne görmüşler; büyük bir sofra hazırlanmış, her şey güzel lezzetli ve bolmuş. Açıkçası denilir ya bir kuş sütü eksik denilenler gibi. Misafirlerin dikkatini evin büyükleri olan Ak saçlı nene ve büyükbabanın önüne konan tahta tabaklar olmuş. Yemek bittikten sonra misafir Şengül hanım ev sahibi Mesude hanıma neden tahta tabak kullandıklarını sormuş. Mesude hanım şöyle cevap vermiş;

-Onların elleri titrediği için kırılacak tabak koymuyoruz çünkü elleri kesilebilir. Onlara zarar gelmemesi için porselen ya da cam tabaktan yedirmiyoruz. Şengül hanımların misafirliği bitip gittikten sonra ev boş ve sakinken evin oğlu Şencan odasına tahta testere bir şeyler götürür. Annesi Mesude hanım merakla sorar;

-Oğlum onlarla ne yapacaksın?

-Ben büyüdüğüm zaman siz yaşlı olacaksınız ben de sizi korumak için size cam porselen vermeyeceğim. Sizin yaptığınız gibi tahta tabaklardan yemek yiyeceksiniz ben de şimdi o tabakları yapacağım.

Bunun üzerine Mesude hanım bir an kendini tahta tabakta yemek yerken hayal etmiş ama bu hayali de hiç sevmemiş. Fakat bu arada büyük hata yaptığını anlamış. Ertesi gün sofraya yemek takımını en güzel parçalarını Ak saçlı dede ve ninenin önüne koymuş. Ayrıca onlardan da özür dilemiş.

-Bir ailenin en büyükleri her türlü saygıyı ve sevgiyi hak ederler. En güzel yıllarını ailesi ve çocukları için çalışarak geçirirler. Ailesini güzel hayat yaşatmak için ellerinden geleni yapmış kişilerdir. Onlara her şey serbesttir. Evdeki hiçbir şey onlardan kıymetli değildir. 

Bu masalımız da ailede büyüklere saygı ve sevgi göstermek gerekir. Onların hayır duasını almak iyidir ve güzeldir. Anne babalara verilen mesaj da ne yaparlarsa çocuklarının da kendilerini taklit edeceklerini unutmamalarıdır. Olması gereken örnek ailelerde olduğu gibi ailenin bireyleri birbirlerine saygı ve sevgi ile bağlı olmalarıdır. Çocuklar bu masalımız da bu kadar. Onlar ermiş muradına biz çıkalım bahçeye ya da dağlara.