Seyfettin KARAMIZRAK

Öksüz Gazze

“ Gazze yetim, hali yaman,
Düşman kalleş vermez aman…”

7 Ekim’den bu yana Gazze, dünyanın gözü önünde büyük bir dram yaşamaktadır. Katil İsrail, aleyhindeki protestoları, ikazları, haykırışları duymaz halde acımasızlığına ve zulmüne devam etmektedir.

Geçen yazımda, şehit olan çocuk sayısının 4 binden çok olduğunu ifade etmiştim. Şu anda 5 bini çocuk, 3 bin 300’ü kadın olmak üzere ölenlerin sayısı 12 bin 300 ü aşmış durumdadır.

Enkaz altında, ya da cesetleri sokaklarda olup henüz ulaşılamayan 4 binden fazla kadın ve çocuk olmak üzere, 6 bin kayıp bulunmaktadır.

İşgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs’te de 7 Ekim’den bu yana İsrail güçleri ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 212 Filistinli hayatını kaybetmiştir.

İsrail ordusu, Gazze'de on binlerce yaralı ile sivilin sığındığı onlarca hastaneyi zorla tahliye ettirmek için ana binalarını vurdu. İşgal sırasında bazı hastaneleri bastı. Saldırılarda yüzlerce kişi öldü ve yaralandı.

İsrail’in, baskın anında binada bulduğunu iddia ettiği, “aslında kendisinin koyduğu anlaşılan” paslı silahları ve birkaç kamerayı Hamas’a mal etmeye çalışması tutmadı. Dünya bu el çabukluğunu yutmadı. İsrail, alçak yalanları ve çirkin iftiralarıyla yine rezil oldu.

Vicdanı ve ahlak kurallarını hiçe sayan İsrail, yaşlı, kadın, çocuk demeden canice katletmekte, yakıp yıkarak kıyımına devam etmektedir.

Hedeflerinin Hamas olduğunu ve rehineleri kurtarmaya çalıştıklarını ifade eden bu katiller, tam tersine kadın çocuk demeden sivilleri öldürmektedirler.

İsrail’in amacı Gazze’yi işgal ve Filistin halkını tamamen yok etmektir. Uzun yıllardan beri bunun peşindedir. Bu yüzden acımasızca katletmekte, zorbalıkla işgaline devam etmektedir.

Eski İsrail Başbakanı Ehud Barak, "Şifa Hastanesinin altındaki sığınakları İsrail inşa etti" diyerek, bir kez daha rezilliklerini ikrar etmiştir. Demek ki İsrail, eştiği kuyuya düşmüştür.

Ehud Barak’ın, “Muhtemelen 40 ya da 50 yıl önce yerleşkenin sınırlı alanı içinde hastanenin operasyonlarına daha fazla alan açmak adına bu sığınakların inşa edilmesine yardımcı olmuştuk” şeklindeki konuşması, İsrail’in yıllardır nasıl bir sinsi planlama içinde Filistin’in öz vatanına göz diktiğini açıkça göstermektedir. İsrail’in gerçek hedefi Gazze’yi işkâl etmek, içindeki halkı sürerek, ya da katlederek yok etmektir.

Bu maksatla Gazze’yi Kuzey ve Güney diye ikiye bölerek, kuzeyden itibaren işgal harekâtına başladı. Yaptığı çirkinlikleri, vahşeti dünyadan saklamak için gazetecileri vurmakta, Gazze’yi sürekli karartmaktadır.

İsrail kalleş, cani ve korkaktır. Bir İsrailli, yaptıkları bu kadar vahşete rağmen, “hepsini katledeceğiz, yaptıklarımızı göreceksiniz” gibilerden nefretini kusarak, Filistin halkının daha vahim muamelelere tutulacağının ipuçlarını vermiştir.

Artık dünyada bu katliama karşı büyük bir tepki doğmuştur. İnsaflı vicdanlar bu zulme artık dayanamayarak seslerini her yerde yükseltmektedir. Bu tepkiye sağduyulu İsrail vatandaşları da katılmaktadır.

Umarız bu haykırışlar Netanyahu’nun acıklı akıbeti ve vahim sonu olur. Zulmün sonu hezimet, zalimin akıbeti felakettir. Gülerek ölüme giden masum çocukların, evladının na’şını bağrına basan biçare annelerin sessiz çığlıkları İsrail’i hezimete uğratacaktır.

Gazze’nin çaresizliği dayanılmaz vahamettedir. Kalplerimiz yaralı, gözlerimiz buğuludur. İsrail, insanlığın utancı, medeniyetin çirkin yüzüdür. Vicdan sahiplerini insanlıklarından utandırmaktadır.

Her türlü insani ihtiyaçlardan soyutlanan Gazze, nefes alamamaktadır. Vahim ve içler acısı, dayanılmaz vahşet sahneleri sergilenmektedir. Fırınlar havaya uçurulmakta, hayati ihtiyaç sağlayan kaynaklar kasıtlı olarak yok edilmektedir.

Yakın tarihlerde, Ruanda'da (1994) ve Srebrenitsa'da (1995) gerçekleştirilen soykırımlara bakıldığında, bugün Gazze'de 1 milyondan fazla insanın göçe zorlanması; gıda, su, enerji ve ilaca erişimlerin kesilmesi, İsrail'in Orta Doğu'da bir Yahudi devleti kurma hayaliyle Gazzelileri Sina Çölü'ne sürme planlarının varlığı ve 13 binden fazla sivilin yaşamını kaybetmesi, Srebrenitsa soykırımını akıllara getirmektedir.

Bütün kalbimizle, ıslanan göz pınarlarımızla Gazze’nin yanındayız. Dualarımız, yakarışlarımız acılarının dinmesine vesile olur inşallah.

İsrail, tüm zalimliklerine karşın amacına ulaşamayacaktır. Gazze sonsuza kadar Gazzelilerindir. Katliam ve zorbalık, payidar olamayacaktır. Bağrımızı kanatan bu zulmün, tez bitmesi umuduyla…

Gazze’ye ve Filistin’e yüreğimin acısını akıtan gözyaşlarımla selamlarımı gönderiyorum…