Yaşar RAVANOĞLU AKDAŞ

Tahta Çocuk - 2

Aradan bir iki saat geçer çalışırken yorulan ayıcık biraz ara vermek ve çay içmek için işi bırakır ve çay demlemeye koyulur. Onun çayı bizim çaylara benzemez. O demleme çay yapar ve sadece ballı armut çayı sever ve onu içer. Çayını hazırlar büyük bir bardağa doldurur, dinlenme koltuğuna da oturup çayını yudumlamaya başlar. Çayı biter ama bu sefer de uyku bastırır. Biraz şekerleme yapayım derken gözlerini kapatır ve kendini uykunun şefkatli kollarına bırakır. Bir müddet sonra kendisine seslenildiğini duyarak uyanır. Uyanınca gözlerine inanamaz. Gördüğü şeyin bir rüya olup olmadığını anlamak için kendine bir çimdik atar. Gördüğü şeyin gerçek olduğunu çimdiğin acısı ile anlar. Yaptığı tahta çocuk ince cılız bir sesle

-Babacım babacım diye seslenmektedir.

Ayı Güçlü:

-Efendim babacım ne istiyorsun diye sorar.

Tahta çocuk:

-Babacım karnım aç bana yemek hazırlar mısın?

Ayı Güçlü.

-Ne yersin ne seversin bana söyle

Tahta çocuk.

-Senin yediğini ve sevdiğini ben de sever yerim.

Ayı Güçlü.

-Senden önce makarna yemiştim tencerenin dibinde biraz kalmıştı onu sana hazırlarım.

Hazırladı ve Tahta Çocuk'a yedirdi. Sabunlu bezle elini ağzını sildi. 

-Yarın daha erken gelip ayaklarını yapacağım. Bir sonraki gün de elbise ayakkabı oyuncak alıp getireceğim. Bu arada sana bir isim bulmamız lazım. İsmini Bonbon Hanım koysun istiyorum.

-Bonbon Hanım kim?

-Bana baba dediğin zaman karıma da anne, annecim demelisin.

Tahta çocuk da tamam anlamında başını salladı.

Marangoz Ayı Güçlü evine varında hemen sofraya oturur. Yemeklerini yerlerken Güçlü karısı Bonbon'a bir sürprizi olduğunu söyleyerek konuyu açar. Gördüğü rüyaları yaptığı bebeği ve bebeğin canlanmasını en ince ayrıntısına kadar anlatır. Bonbon Hanım sevinçle ve merakla,

-Hani nerede? der.

Bunun üzerine Ayı Güçlü.

-Ofiste henüz yürüyemiyor çünkü ayaklarını henüz yapmadım.

Bonbon Hanım kocası ile kahvaltıdan sonra ormandaki çarşıya çıkarlar. Çocuk mağazalarını dolaşırlar. Tahta çocuğa elbiseler, ayakkabı ve oyuncak alırlar. Yol boyunca isim düşünürler ve kararsız kalırlar. Buldukları isimler; Şeker, Tatlı, Ballı, Kaya ve Garip'tir.

Marangozhaneye varırlar Ayı Güçlü karısı ile Tahta Çocuk'u tanıştırır.

-Hadi bakalım annenin bulduğu isimlerden birini seç. 

-Anne, annecim! Benim fikrim yok sizin benim için seçtiğiniz isim benim için en güzeldir. Bu arada Ayı Güçlü elinde kocaman bir bardakla karısının yanına gelmiş. 

-Bonboncum sana ballı armut çayı yaptım sıcak sıcak iç de dinlen.

Kocasının yanında Bonbon Tahta çocuğa seslenmiş.

-Sen ne tatlı çocuksun senin adını Kaya koydum, demiş. 

Bunun üzerine Kaya çocuğun da katılımıyla Ayı ailesi ortaya çıkmış. Onlar da ormandaki çocuklu mutlu aileler arasına katılmışlar. Çok mutlu olmuşlar ve mutlu yaşamışlar. Onların mutluluğu masalı dinleyenleri de mutlu etmiş. Mutlu olalım mutluluğumuzu dostlarımız ile paylaşalım ki mutluluk rüzgârı eserken bize de ulaşsın. Burada atalarımızın bu konu ile alakalı ne dediğini hatırlayalım.

''Mutluluklar, sevinçler paylaşınca artar. Dertler, üzüntüler paylaşınca azalır.''