Prof. Dr. Ersin Nazif GÜRDOĞAN

Akademisyen

engurdogan@gmail.com

Paylaşma Ayı Olan Oruç Ayında İki Dünya Altın Oranda Harmanlanır

Ağaçların yazın meyve vermek için, kışın hazırlanmaları gibi, her yılda on bir ay hazırlanan Ramazan ayı, İslam dünyasına barış getirmek için gelir. Orucu bütün insanlığa huzur getirecek, ''Mekke''den bir muştu'' ve ''Medine'den koşan bir haberci'' olarak gören Nuri Pakdil, Ramazan ayına ''Oruç ayı'' ve Ramazan Bayramına da ''Oruç bayramı'' denilmesini önerir. Çünkü Ramazan ayında, bütün dünya oruca ayarlanır, oruçla silahlanır.

*

İslam medeniyeti, seküler Batı medeniyeti gibi, peygamberlerin haber verdiği öteki dünyayı yok sayan, tek dünya medeniyeti değildir. Nasıl hayatın varlığı, ölümün varlığına bağlıysa, dünyanın varlığı da öteki dünyanın varlığına bağlıdır. Dünya deyince akla öteki dünyanın gelmesi gibi, öteki dünya deyince de akla dünya gelir. Öteki dünya olmasaydı, dünya da olmazdı. Öteki dünya, hayatın ölümü içinde taşıdığı gibi, dünyayı içinde taşır.

*

İslam iki dünyayı birbirinden ayırmayan, ikisini birden kucaklayan ve insana yüklediği görevlerle, sorumluluklarla iki dünyayı altın oranda harmanlayan, iki dünya medeniyetidir. İslam Dünya'sında hiçbir zaman ya dünya ya öteki dünya denilmez, hayatın her boyutunda, her zaman hem dünya hem öteki dünya denilir. Oruç olmanın yüklediği sorumluluklarla, iki dünya arasındaki uyum ve denge sağlanır.

 *

Türkiye'' nin önde gelen iktisatçılarından Sabri Ülgener''in vurguladığı gibi: ''Dünya madde ve eşya olarak mutlaka uzağında durulması gereken bir nesne değil, ancak gurur, kibir ve büyüklenme vesilesi olan yönü ile kulu Allah'tan uzaklaştırdığı ölçüde ret ve inkarı gerektiren bir varlıktır.'' Bunun için, bütün insanların iki dünya arasında duvarlar inşa etmek yerine, köprüler kurma yolunda, birbirleriyle hem yardımlaşmaları, hem dayanışmaları gerekir.

*

Oruç ayında, İslam Dünya'sının her yanında, insanları ellerindeki zenginlikleri iftar sofralarında paylaşmak için, birbirleriyle yarışırlar. Oruç ayı, Müslümanlarda paylaşmanın doruk noktasına çıktığı aydır. Yılın bir ayında verilenlerinin karşılığı, on bir ayda yedi yüz kat fazlasıyla geri alınır. Paylaşmasını bilenlere, paylaşılacak zenginlikler verilir. Paylaşmada başarılı olanların kaynaklarını, paylaşmaya kalkan hiçbir güç başarılı olamaz.

*

Allah hiçbir zaman, paylaşmasını bilenlerden desteğini esirgemez. Bu yüzden, Anadolu''da ''Paylaşmasını bilenler dağların üstünden geçen yolları aşarlar, paylaşmasını bilmeyenler ovaların içinden geçen düz yollarda şaşarlar'' denilir. Dünyadaki üretim güçsüzlüğünün üstesinden paylaşmasını bilenler gelirler. Çok elin olduğu yerde, hiçbir el boş kalmaz. Sofraya uzanan yedi el, beş elden üstündür. İnsanların her alandaki üretim güçleri, evlerindeki ve işlerindeki sofralarını, paylaşan ellerin sayısıyla, doğru orantılı olarak artar.

*

Dünyada her şeye sahip olmak isteyenler, hiçbir şeye sahip olamazlar. Dünya paylaşmasını bilenlerin peşinden gider. * Oruç ayı paylaşma ayıdır. Paylaşmasını bilmeyenler, paylaşmasını bilenler tarafından paylaşılırlar.