Oğuz ÇETİNOĞLU

Ekonomist, Araştırmacı-Yazar

ocetinoglu1@gmail.com

Bir Devrin Hâfızası

Rasim Cinisli’nin de belirttiği gibi ‘Hâtıra yazmak,  netâmeli bir iştir…’

Hâtıra kitapları sübjektiftir. Objektif değildir. Üstelik ‘objektif’ denilen aparatın da ne kadar objektif olduğu tartışmalıdır.  Hissiz, zaafsız bir âlet olmasına rağmen kendi gördüğünü resmeder. Karmaşık bir yapıya sâhip olan insanoğlundan objektif alması beklenemez.

Hâtıra yazanların hiçbiri, kendilerini sorgulamazlar, zaaflarını okuyucularına yansıtmazlar. Başarısızlıklarının sebebini mutlaka birilerinin üzerine atarlar. Söz konusu olan ‘birileri’ Rahmet-i Rahman’a kavuşmuş da olabilir. Cevap verme imkânına sâhip değildir. Biz ki, ölülerini hayırla yâd etmekle emrolunmuşuzdur. Bu sebeple hâtıra kitabı yazmak, aynı zamanda yazarına sorumluluk yükleyen zor bir iştir.

Ne var ki nezâketi, zarâfeti hassas imbiklerden geçerek damıtılmış su gibi saf ve berrak bir insan olan, hak-hukuk kavramlarını kuyumcu terâzisinde tartabilen, mikrometre ile ölçebilen  Râsim Bey için sözü edilen engellerin hiçbiri söz konusu değildir. Çünkü O, tenkitlerini bile iltifat olarak kabul ettirecek mahârete sâhiptir.

Tahlilleri mükemmel, değerlendirmeleri isâbetlidir.  Öyle olduğu için yazdığı kitap da okunmaya değer özelliktedir. 

Râsim Cinisli’nin hâtıraları, gül kokulu bir evdeki hayatın özetiyle başlıyor. Ezberlediği ilk şiir:

Ahlâk yolu pek dardır / Tekik bas önü yardır /  Sakın ‘hakkım var’ deme / Hak yok vazife vardır.’

Yine o günlerden hâfızasında kalan bir özlü söz:

Bir müzeyyen kal’a gördüm anda mahpus olmuş âb /Âfıtâbın zerre topu dokunur eyler harap

Palandöken sıradağlarının eteklerinde ve kültür doruklarında yaşanan çocukluk hayatı, dünyaya niçin geldiğini tefekkür ederek olgunluk çağına dönüştüğünde, Âsım’ın neslinden bir model insan ortaya çıkıyor.

Her şey güllük-gülistanlık değil elbette. Nefs terbiyesinde en tesirli derslerin görüldüğü fakirlik, hastalık ve merhametsiz soğuk, Cenab-ı Hakk’tan başka medet umulacak bir gücün olmayışı… Böyle bir ortamda, Ermeni mezâlimiyle şehit edilen köy halkı hakkında anlatılanlar…  En büyük teselli kaynağı duaya açılan eller, okunan Fâtihâlar…

Ve İstanbul… Şaşâa ve hengâme içinde, Cinis köyünden gelen Cinisli gibi yaşamak… Milliyetçiler Derneği’nde Nurettin Topçu’nun, diğer mahfillerde; Ali Fuat Başgil, Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu, Ali Nihat Tarlan, Mümtaz Turhan, İbrâhim Kafesoğlu, Mehmet Kaplan, Nurettin Topçu, Nihat Sâmi Banarlı, Ahmet Kabaklı, Sabahattin Zâim, Süleyman Yalçın, Faruk Kadri Timurtaş, Muharrem Ergin gibi o dönemin kültür ve inanç âbidelerinin mânevî rahle-i tedrislerinde okul dışı eğitim… Küllük’te ve Marmara Kıraathânesi’nde doyumsuz sohbetler…

*Millî Türk Talebe Birliği Başkanlığı ve nihâyetinde siyâset… *Önce 72’ler sonra 41’ler Muhtırası, *12 Mart 971 Muhtırası, *1973 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri, *Osmanlı Hânedânı’nın Yurda Dönüşü, *Yeni parti kuruluşları, *DYP İl başkanlığı ve istifa, *Azerbaycan Seyahati,…

Bir Devrin Hâfızası’ndan her biri, iri kayalar cesâmetindeki yazılardan bâzılarının başlıkları böyle… Her biri, ayrı bir kitaba konu olacak kadar ibretli hâdiseler. Rasim Cinisli efradını câmi, ağyarını mâni ölçüde anlatıyor, merakla okunuyor.

Bu günün gençleri, Yassıada Cehennemi’ni ve orada işlenen hukuk cinâyetlerini, haysiyet katliamını bilmezler. Okumalılar… (s: 103-116) 13 sayfayı okumak 5 dakika, okunanların te’emmülü* yıllarca…

Sâdece bu sayfalarda mı? Kitabın tamamında aynı zenginlik, derinlik ve enginlik var.

Bir yerde siyâset olur da entrika olmaz mı? En âlâsı olur. Cinisli de hesabını sorar. Ancak siyâset arenasında entrika ve entrikacılar çoktur da Râsim Cinisli tek’tir. Hangisiyle başa çıkabilecekti?

Parti ve vakıf kuruluşunda, yandaşlardan oluşan kadrolar kurmak için, kadim dostlukları paspas yapan kirli-paslı siyâsetçiler arasında temiz kalabilmiş ‘Yalnız Demokrat’ sâdece Ferruh Bozbeyli değil ki… Onlar, siyâsetin çamurlu yollarında derin ve parlak izler bırakarak sine-i millete dönmüşlerdir. 

Kitapta herkes kendini bulacaktır. Kendisini bulamayanlar, kendisiyle alakalı şâhıs ve hâdiseler hakkında bilgi edinecekler, bir kısmı da istikametini bulabilecek veya pekiştirecektir.

Tanıyanlar bilirler: Rasim Cinisli farklı bir insan: Yeri gelir, 10 yaşındaki bir çocuktan bir şeyler öğrenmeye çalışır, yeri gelir; ‘Hocam’ diye hitap ettiklerine, hiç fark ettirmeksizin bilgi ve tecrübe aktarır. 

Ekler’ başlıklı bölümde yer alan 8 adet yazı; Seçilmiş ve tâyin edilmiş kişi olarak, herhangi bir kademede yer alıp Türkiye’yi yönetmeye tâlip olmayı düşünen herkesin, özellikle de gençlerin okuyacağı başucu metinleri gibidir. Tavsiye veya öğüt olarak değil, tecrübelerin vatan-millet ve bayrak-ezan sevgisiyle yoğrularak, sekilendirilmiş inciler olarak, açık büfe zenginliğinde herkesin istifâdesine sunuluyor.

Arka kapağın iç kısmındaki ‘Okura Mektup’ hitabıyla hazırlanan yazı çok mühimdir.

Rasim Cinisli’nin yazdığı Bir Devrin Hâfızası isimli, 14,5 X 24,6 santim ölcülerinde, 624 sayfalık eser, bu ülkede yaşayan herkesin zevkle ve merakla okuyabileceği, mutlaka faydalanacağı başucu kitabıdır. Kasım 2017’de yayımlandı.

DOĞAN KİTAP:

19 Mayıs Caddesi Nu: 1, Golden Plaza Nu:1 Kat:10 Şişli 34360 İstanbul. Telefon: 0.212-373 77 00

Belgegeçer: 0.212-355 83 16  www.dogankitap.com.tr  e-posta: satis@dogankitap.com.tr 

*Te’emmül: Etraflıca düşünmek. 

  RASİM CİNİSLİ

1939 yılında Erzurum’da doğdu. İlk ve Orta tahsilini Erzurum’da tamamladı. 1959 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde yüksek öğrenime başladı. Yüksek öğrenimi boyunca hep gençlik hareketlerinin içinde yer aldı.  18 Mart 1965 tarihinde Bursa’da yapılan genel kurul toplantısında Millî Türk Talebe Birliği (MTTB) Genel Başkanlığı’na seçildi. Buradaki çalışmalarıyla tanındı.

1969 yılında yapılan genel seçimde aday olarak 14. dönemde Adalet Partisi’nden Erzurum milletvekili seçildi. 1971 yılında Ferruh Bozbeyli başkanlığındaki Demokratik Parti’nin kurucuları arasında yer aldı.  15. Dönemde Demokratik Parti’den Erzurum milletvekili seçilerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görev yaptı. 1994 yılında Başbakan ve Genel Başkan Tansu Çillerin teklifi ile Doğru Yol Partisi İstanbul İl Başkanı oldu ise de bir müddet sonra istifa etti.

Sonradan adı, Aydınlar Ocağı olarak değiştirilen Aydınlar Kulübü’nün, Ötüken Neşriyat Anonim Şirketi’nin, Türk Folklor Kurumu’nun, Avrasya Bir Vakfı’nın, Uyuşturucu İle Mücâdele Derneği’nin kurucularındandır. Türk Edebiyatı Vakfı üyesidir.