İsmail KAHRAMAN

Belgeselci - Gazeteci

belgeselciismail@gmail.com

İklim Değişikliği Üzerine!

Tehlikenin farkında mıyız? İklimler değişiyor ve ne yazık ki Türkiye çölleşiyor. Kış geçiyor, bahar ayları yaklaşıyor ama henüz ne Gebze’ye ne Kocaeli’ye kar yağmadı. Türkiye bu kışı doya doya yaşayamadı desek yeridir.  Lapa kapa yağan Kara hasretiz. Adını kardan alan Kocaeli'nin Kartepe dağında geçen yıl bu günlerde üç metre kar vardı. Bu gün kar yok, yer yer topraklar açık. Oysa geçtiğimiz yıl bugünlerde bembeyaz örtü Türkiye’nin dört bir yanını ve Kocaeli’yi kaplamış, hani o sürekli vurguladığımız çocukluğumuzda ki kış aylarını yaşamıştık.  

Allah’ın nimeti, hayat kaynağımız Abı hayat olan Kara Beyaz afet dedik. Kar kabusu diye, kar nimetini kötüledik. Karla mücadele ekibi kurduk. Doğaya müdahale edip, barajlar yaptık. Bunun sonucunda sanki kar ve yağmur bize darılıp, adeta isyan etti ve kara hasret kaldık. Yaşanılan bu iklim değişikliğinin temelinde insanoğlunun doğaya verdiği zarar verdiği göz önünde bulundurulmalıdır. Her mevsim kendine has özellikleriyle güzeldir. 4 mevsimi dünya üzerinde ender yaşayan yerlerden biri olan Türkiye’de bu iklimsel değişimler detaylı olarak incelenerek çözüm yolları araştırılmalıdır. Doğaya müdahale etmeden her mevsimin tadını çıkarmak için şimdiden önlemlerimizi almalıyız. Aksi halde çok tartışılan küresel ısınma Türkiye’yi yakın bir gelecekte çölleştirecektir. Bu nedenle Tarih ve tabiat bilincine sahip olup çevreyi koruyalım. Türkiye'nin çölleşmesini önleyelim.

UZMANLAR NE DİYOR?

Konuyla ilgili uzman görüşlerine baktığımızda ise ilginç açıklamalar görüyoruz. Örneğin bu konuda İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Şen: “Türkiye ‘yarı tropikal iklim’ sistemine girdi. Mevsim değişimleri döneminde, afet şeklindeki faydadan çok zarar veren aşırı yağışlar olacak” Türkiye’nin artık “yarı tropik iklim” sisteminde kabul edilmesi gerektiğini anlattı. Şen, şu bilgileri verdi: “Tropik iklim kuşağı, 30 derece enlemlerinden başlar ancak küresel iklim değişikliği nedeniyle kuzeye doğru kaymaya başladı. Yarı tropik olan kısım, bizim bölgemize geldi. İleriki senelerde, tropik iklime doğru girmeye başlayacağız. Aşırı yağışlar, kuraklık, fırtına, hortum, bu iklim değişikliğin sonuçlarındandır. Küresel ısınmadan önce tabi ki bu yağış normal değildi. Dünyanın ortalama sıcaklığı 2 derece artış gösterdi. Bunun yanı sıra sera gazlarından en önemlisi olan karbondioksit 400 ppm’e çıktı. 400 ppm, geçmişte görülmemiş bir değer. Dolayısıyla dünya ısınmaya devam ediyor. Isınma devam ettikçe Türkiye’de bunun etkileri, sellerle fırtınalarla kuraklıkla kendisini gösterecek. Yani, küresel iklim değişikliği nedeniyle Türkiye’de mevsim değişimleri döneminde, afet şeklindeki faydadan çok zarar veren aşırı yağışlar bundan sonra da olacak.” Gelecek yıllarda da mevsimin yazdan kışa, kıştan yaza döndüğü dönemlerde benzeri yağışların artacağını aktaran Şen, yöneticilerin kentlerin altyapılarını güçlendirmeleri gerektiğini ifade etti. Prof. Dr. Orhan Şen, Türkiye'de mevsimlerin  yarı kurak ve tropik iklim özelliklerine doğru gittiğini belirterek, "Son  yıllarda sonbahar ve ilkbaharın yarısı kışa, yarısı da yaza döndü" dedi.

PROF. DR. KURNAZ’IN AÇIKLAMALARI

İklim değişikliği ile ilgili bir diğer uzman olan Prof. Dr. Levent Kurnaz ise “Dünyada iklim değişikliğinin etkilerinin en fazla görüleceği bölgelerin başında ülkemizin de içinde bulunduğu Akdeniz havzası gelir. Akdeniz havzası Akdeniz’i çevreleyen bu ülkelerden oluşur.  İklim değişikliği Akdeniz havzası genelinde sıcaklıkları artırıp kuraklıkları şiddetlendireceği için bu bölge en fazla etkilenecek yerlerin başında yer alır.  Ülkemizin her bölgesinde aynı iklim şartları görülmediği için her bölge iklim değişikliğinden farklı etkilenir.

Bununla beraber gelecekte ülkemizin her bölgesinin iklim değişikliğinden bir şekilde etkileneceği bilinmektedir.

Mesela ülkemizin tahıl ambarı Orta Anadolu Bölgesi, artık fazla yağış almamaktadır. Bu nedenle tarımda yeraltı suları kullanılmaktadır. Oysa yeraltı suları çok uzun sürede yenilenebilen bir kaynaktır ve kullanıldıkları zaman bu kaynakların tekrar dolmaları yüzlerce yıl sürebilir. Bu sebeple yeraltı suyuna dayanarak tarım yapmak uzun vadede sürdürülebilir bir çözüm değildir.

Marmara Bölgesi’nde azalan yağışlardan dolayı barajların su seviyesi düşmektedir.

Tarihte neredeyse ilk defa İstanbul’da bir hortum yerleşim bölgelerine hasar verebilmektedir.

Karadeniz’de ve güneyde yaşanan çeşitli sel olaylarında çok sayıda insan hayatını kaybetmektedir.