Oğuz ÇETİNOĞLU

Ekonomist, Araştırmacı-Yazar

ocetinoglu1@gmail.com

Vehbi Koç

Türk iş adamlarının en önde gelenlerinden Vehbi Koç 25 Şubat 1996 târihinde,  95 yaşında iken Antalya’da vefat etti. Doğumu: Ankara, 20 Temmuz 1901.

Babası Koç-zâde Hacı Mustafa Efendi, Hacı Bayram Veli sülâlesinden gelmekte idi.  Vehbi Koç, 5 yaşında mahalle mektebine başladı. Daha sonra, Hacı Bayram Câmii yanındaki kiralık bir evde faaliyet gösteren 5 yıllık ilkokulu bitirdi. 1914 yılında, Taş Mektep olarak anılan Ankara İdâdisi’ne başladı. 1916 yılında, 15 yaşında iken idâdi’yi bitirmeden tasdiknâme aldı. 1917 yılında, dedesi ve babası ile birlikte esnaflığa başladı. Oturdukları evin altındaki dükkâna bir sandık ayakkabı lâstiği, bir sandık şeker, birkaç teker kaşar peyniri, zeytin, makarna gibi mallar, bu küçük dükkânın mal varlığı idi.

1920 yılında musahhih yardımcısı olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi matbaasında çalışmaya başladı. Aynı yılın sonlarında, Ankara’daki Muhafız Alayı’nda, 1,5 yıl devam edecek olan askerlik görevine alındı. 1926 yılında evlendi ve babasının dükkânını devraldı. Böylece ticârî hayata başladı. 1928 yılında; Ford ve Mobil şirketlerinin Ankara temsilciliğini aldı, taahhüt işlerine girdi. 1937 yılında İstanbul’da 1945 yılında da New York’ta şirketinin şubesini açtı. İlk sanayi şirketi olan oksijen üretim tesisi 1947 yılında faaliyete geçti. 1951 yılında ilk sosyal yardım yatırımını gerçekleştirdi: Ankara Üniversitesi Vehbi Koç Öğrenci Yurdu. 

1954 yılından sonra sanayi tesisleri biri biri ardı sıra açılıyor: Bozkurt, Kavel, Türk Demir Döküm, Türkay, Arçelik… 1956’da Divan Oteli,  1962’de Türk Traktör ve oto lastiği, Türk Siemens, İzocam, Türk Elektrik Tesisleri… 1963 yılında Koç Holding kurulduktan sonra gelişmeler daha büyük bir hızla devam ediyor ve Koç Şirketler grubu, Türkiye’nin bir numaralı kuruluşu hâline geliyor.  Vehbi Koç, Türk Eğitim Vakfı’nın yönetimi hâriç,  31 Mart 1984 târihinde bütün yetki ve görevlerini oğlu Rahmi Koç’a devrederek aktif çalışma hayatından çekildi.  

Son derecede prensip sâhibi, tutumlu, inançlı ve hayırsever bir insandı. Gıdasına istirahatına ve sağlığına çok dikkat ederdi. Her gece Saat: 23’te mutlaka uyku için yatar, evinde ve işyerinde gereksiz yere açık kalan elektrikleri söndürür, israfın zerresine izin vermezdi. Konuşurken bile zaman ve kelime israfından kaçınırdı. ‘İnsana yatırım’ O’nun için ön önemli ve en verimli yatırımdı. Üst düzey yöneticileri tâyin ederken çok titiz davranır, seçimini yaptıktan sonra işlerine karışmazdı. Acele işler için birkaç saat, çok acele işler için ise birkaç gün inceleme yaptıktan, düşündükten sonra kararını verir, imzasını öyle atardı.

***

Vehbi Koç  ile ilgili olarak, o günlerin şartları içerisinde yaşanabilecek bir olay anlatılır: Taksilerde, taksimetre yoktur. Havaalanına gider, ne ödeyeceğini sormadan uygun gördüğü rakamı verir. Şoför, itiraz eder: Efendim, evvelki gün oğlunuz Rahmi Bey, aynı yerden arabama bindi, havaalanına geldiğimde, sizin şimdi ödediğiniz ücretin iki katın ödedi. Vehbi Koç hafif bir tebessümle: O ödeyebilir. Çünkü O’nun babası zengin. Benim babam mütevazı bir bakkaldı.

***

Vehbi Koç’tan özlü sözler: 

Devletim ve ülkem var oldukça ben de varım. Kurduğum müesseselerin ve kendi varlığımın, memleketin varlığı ile devam edeceğine inanarak hareket ettim. Demokrasi varsa hepimiz varız. 

Vehbi Koç, tecrübelerine dayanarak topluma şöyle bir insan modelini tavsiye etmektedir:

Kafasını ve bedenini çalıştırma alışkanlığını kazanmış, dakik, sabırlı, inançlı, sâdık, uyanık, düşünen, teknolojiye ve çağdaş gelişmeye inanan, başarılı olmasını ve para kazanmasını bilen, kazandığı parayı hayır işlerinde de kullanan, sağlık, kültür, sanat hizmetleri ve eğitime ağırlık veren, demokrasiye inanmış ve memleketini seven bu insanın iki temel ilkesinden biri kurmak, diğeri yaşatmak olmalıdır. 

Görüş ve hâtırâlarını  iki kitap hâlinde yayınladı: Hayat Hikâyem (1972),  Hâtırâlarım, Görüşlerim, Öğütlerim (987).

Mekânı cennet olsun, kabri nurlarla dolsun!