Kızılay Toparlanmalı

Deprem felaketine maruz kalanların kurtarılması konusunda yaşanan sorunların, özellikle en kritik ilk iki gün boyunca çok yerin adeta kaderine terkedilmiş olmasının, sonraki günlerde çok fazla göze çarpan yetki kargaşası ve koordinasyonsuzluğun sorumluları tartışılırken doğal olarak iki kurum AFAD ve Kızılay ön plana çıkıyor. Kızılay’ın deprem felaketzedelerinin en acil ihtiyaçlarından birinin çadır olduğunu bilmesine, en büyük üreticinin kendisi olmasına rağmen elindekilerini bir özel yardım grubuna parayla satması büyük tepki topladı.

Çıplak Kek

Seyrek de olsa içimden bir şeyler yapmak ya da pişirmek geliyor. Fırın işlerinden uzak kaldım. Fırınlı ocağımı yenilemiştim. Hiç memnun kalmadım. Turbo fırın kullanmasını beceremedim. Servis çağırdım. Onlar tepsiyi dibe ittiğim için olduğunu iddia etti ama yine olmadı. Altı pişiyor, üstü yanıyor. Ortası çiğ ve hamur kalıyor.  Sonuç tam bir fiyasko!

Kırgızistan’da Kar Yangınları

Kırgızistan, 198.500 kilometrekare yüzölçümüne, 5.000.000 civarında nüfusa sâhip bir Türk cumhuriyeti. Kişi başına millî geliri 1.000 doların altında. Gelir dağılımı dünya ölçülerine göre çok bozuk. Zengini sayıca az fakat varlık açısından çok zengin. Fakiri ise açlık sınırının altında.

12 Mart Erzurum’un Kurtuluşu

Dadaşlar diyarı Erzurum, 16 Şubat 1916 yılında Rus’lar tarafından işgal edilmiş “Kara Günler” olarak adlandırılan bu esaret günleri iki yıl sürmüş, 12 Mart 1918 yılında şehre giren Kazım Karabekir Paşa Komutasındaki şanlı ordumuzun, ay yıldızlı bayrağımızı bir daha inmemek üzere Erzurum semalarında dalgalandırmasıyla birlikte kara günler, acı hatıralarıyla birlikte şehrin hafızasında yerini almıştır.

Deprem Amansızdır, Acımasızdır, Yanlışı Affetmez

Kahramanmaraş/Pazarcık merkezli, elli bine yakın vatandaşımızın hayatını kaybettiği asrın felaketi olarak nitelendirilen depremlerin üzerinden bir ay geçti; enkazın altından henüz kalkabilmiş değiliz. Devletin bütün imkanlarını kullanmasına, halkımızın ve sivil toplum kuruluşlarının yoğun çabalarına rağmen barınma/çadır ihtiyacı başta olmak üzere temel sıkıntılar sürüyor. On binlerce insanımız en azından yaşama şartları normalleşinceye kadar kalmak üzere başka şehirlere göç etmek zorunda kaldı.

Ne Yapsın?

Yıllar geçse ne çıkar Nedir yılların birbirinden farkı Z anne dilir ki yeni yılda Her şey b aşk a olacak

İkramettin Karaman Hocam

Geçen gün açılan karikatür sergimde çizimlerimi inceleyen fotoğraftaki bu kişi benim İzmit Lisesinden resim öğretmenim İkramettin Karaman'dır.  Kendisinin benim karikatür yaşamımda çok özel bir yeri var.  40 yılı geçkin bir süredir karikatür çiziyorsam bunda İkramettin hocamın çok büyük etkisi oldu.

Ekonomiyi İnsanın Gölgesi Bilmeyenler Her Şeyi Ekonomi Bilirler

İster kutsal ister seküler kaynaklardan beslensin, bütün ülkeler, bütün kurumlar, bütün kuruluşlar, sınırlı kaynaklarla ürün, hizmet ve bilgi üreterek, insanların temel ihtiyaçlarını karşılamak zorundadırlar. İnsanların olduğu yerde tüketim, tüketimim olduğu yerde üretim vardır. Toplumların ihtiyaçlarının karşılanması, üretimleriyle tüketimlerinin dengelenmesi, son yüzyıllarda bütün bilimlerin ana konusu oluşturur.

Kimin Yüzü Tansiyonunuzu Yükseltiyor?

Yüzü üzüntü, tiksinti veya neşe gibi güçlü bir duyguyu sergileyen birinin resmine baktığımızda yüz kaslarımız kendiliğinden ötekinin yüz ifadesini aynen yansıtmaya başlıyor (Goleman, s. 27).

Fani

Ne ummuştum ne buldum, Yıllarca bekledim durdum, O kadar çok bekledim ki Beklediğim neydi unuttum.

Öğrendim ki… 17

*Öğrendim ki... Kitap okumadan kitap yazanların kitabı okunmamalı. (Fazlı Köksal’dan)  *Tebessüm ve tatlı dil, her kapıyı değilse bile pek çok kapıyı açar.                                                              

Depremden Aklımızda Kalanlar

Acımız tarifsiz, yaramız derin. Anlatmaya kelimeler yetmiyor. İçinde yüzlerce hatıra barındıran bu afet, gözlerimizi yaşa, kalbimizi acıya boğmakta. Yüreğimiz ıstırabın her türüyle inlemekte. Bağrımız derinden yanmaktadır.

Şimdi Herkes İyi Anladı mı...

Aslında evimizin çok küçük olmadığını, yada çok soğuk olmadığını, yattığımız yatağın, üstümüzdeki yorganın markasının çokta önemli olmadığını, yada yediğimiz yemeğin tuzunun salçasının etinin sebzesinin az yada çok olmasının çok önemli olmadığını, yemeğimizi beş on dakika gecikmesinin önemsizliğini, ballandıra ballandıra anlattığınız telefonunuzun, arabanızın  markasının, yazlığınızın, zenginliğinizin çok önemli olmadığını.

Depremde Enkaz Altında Kalan Zihniyet

Asrın en büyük felaketini yaşadığımız depremin üzerinden 23 gün geçmiş bulunmaktadır. 50 000 civarında vatandaşımızı kaybettiğimiz bu depremle birlikte gözyaşlarımızı içimize akıtıp, harabeye dönmüş illerimizde yaralarımızı sarmaya gayret edip, acılarımızı hafifletmeye çalışmaktayız.

Saldırganlık Neden Artıyor?

Herhangi bir şeye gösterdiğimiz ilgi, onu güçlendiriyor. Dikkat nerede ise enerji oradadır. Dikkatimizi bir şeye verdiğimiz zaman, onu çekme potansiyelimiz artar. Abraham H. Maslow, insanın doğasına tarih boyunca gerekli önemin verilmediğini ileri sürüyor. İnsanın ne olduğu değil, içinde ne gibi potansiyeller taşıdığını incelemek mutluluk için çok önemli olduğunu vurguluyor.  

Kar Taneleri

Pamuk şeker gibi yağdın üstüme Tarifsiz bir sevinç doldu özüme İçim aydınlandı gönlüm coştu. Mutluluğum oldun kar taneleri

Vatandaşın İktisâdî Durumu

Devletimizin iktisâdiyatı düzen tutmuyor. Düzeltilmesi pek de öyle zor bir iş değil.

Sağduyuya Dayananlar Dünyanın Hiçbir Yerinde Yanlışı Savunmazlar

İnsanlar yalnız doğarlar ve yalnız ölürler, ancak insanlar yalnız yaşayamazlar. İnsanlar hem düşünceleriyle, hem eylemleriyle birbirlerine bağımlıdırlar. İnsanların birbirlerine olan bağımlılıkları, aralarında çatışmaları, yarışmaları, yardımlaşmaları, dayanışmaları ekonomik ve kültürel hayatın dinamiklerini oluşturur. Bu yüzden insanların birlikte yaşamak zorunda, olmalarının doğurduğu sorunlar, bütün sosyal bilimlerin araştırma konusu olmaktadır.

Yaşlanmak Bir Dağa Tırmanmak Gibidir

Memleketin birinde bir töre varmış. Her şey töreye uygun yapılırmış.

Hayatı Anlatan Sayfalar…

Zamanı anılar yaşatır, anıları ise duygular. Anılarda kalsa bile silinemez gerçekler, zaman tünelinde yaşananlar… Geçmişin sayfalarına yeniden dönmek kolay mı? Bir ömür bu sayfalara sığar mı? Yaşananlar, yaşanamayanlar, sevmeler, sevilmeler, acılar, sevinçler…