Madımak’tan Başbağlar’a… Üç Gün Arayla İki Tarihi Facia

Dün 29 yıl önce Sivas’ta, Madımak Oteli’nde 33’ü Alevi 2’si Sünni 35 yurttaşımızın hayatını kaybettiği, yürekleri kanatan facianın yıl dönümüydü. Yarın da, bu acı olaydan hemen sonra Kemaliye (Eğin)’nin Başbağlar köyünü basan PKK’lıların, içlerinde kadın ve çocukların da olduğu köylülerden 28’ini kurşuna dizerek, 5’ini evleriyle birlikte yakarak yaptıkları alçakça katliamın yıl dönümü.

Aldanışlarla Geçen Bir Ömür

Aziz okuyucularım bu ömür gerçek bir müslüman’ın hayâtıdır. Vatanı, milleti ve inancı için çok şey ümit ederek bağlandığı kişiler tarafından aldatılan ama aldatanla mücâdele etmekten, bir vakitler en yakın dostu olsa bile hiç vazgeçmeyen eşim Ergun Göze’nin hayâtıdır… Dram tarafı çok ağır basan hayatı…

Uzlaşma Kültürü - Çatışma Kültürü

Bu yazıyı İstanbul Türk Ocağında yapılan bir programda yaşanan hadiseler sebebiyle yazma ihtiyacı duydum. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; İstanbul Türk Ocağı Başkanı Dr. Cezmi Bayram en az 50 senedir tanıdığım kendisine ağabey diye hitap ettiğim bir kişidir.

Köy Okullarına Dönüş

Millî Eğitim Bakanlığınca açıklanan; “Köy okullarının yeniden açılacağı”  haberi, yerinde ve sevindirici bir karardır.1990’ lı yıllardan itibaren uygulamaya konulan, “taşımalı eğitim” birçok köyümüzde ilkokulların kapanmasına sebep oldu.

Cezmi Bayram Bu Muameleyi Kesinlikle Hak Etmiyor

Türk Ocakları İstanbul Şubesi “İslâm’ın Bugünkü Meseleleri” adıyla üç gün süren ve Türk dünyasından, İslâm ülkelerinden konunun uzmanı yirmiye yakın bilim insanının, Türkiye’den Prof. Ali Bardakoğlu, Prof. Sönmez Kutlu, Prof. Mustafa Çağrıcı ve Prof. İbrahim Maraş gibi saygın ilahiyatçıların katıldığı bir ilmi toplantı düzenledi. Şube Başkanı Dr. Cezmi Bayram’ın aynı konuda birkaç yıl önce Kartal Belediyesi’nin desteğiyle düzenlediği toplantıda sunulan tebliğler kitap halinde de yayımlanmış ve bu meselelerle ilgilenen çevrelerde çok beğenilmişti.

Kıbrıs…

Bizim kuşaklar ‘’KIBRIS’’ adını ilk kez 50’li yılların ortasında duymuştu! Çünkü adanın diğer halkı Rumlar Ata yadigârı bu ada parçasını ele geçirerek, Yunanistan’a bağlamak amacıyla adada yaşayan soydaşlarımıza akla vicdana sığmayan zulümler, baskılar yapmaya başlamış, tüm dünyanın gözü önünde sadece Türk oldukları için katledilen yüzlerce insanın ölüm haberleri ülkemizin her yanını kaplamıştı.

“Sevgi Doğanın Psikoterapistidir”

Pek çok kimsenin psikoterapiye ihtiyaç duyduğu bir zamanda yaşıyoruz. Psikolojik yardımda terapinin türü terapist kadar önemli değildir. Terapide önemli olan terapistle hasta arasındaki ilişkidir, iletişimdir. En güçlü iyileştirici de sağlıklı sosyal ilişkilerdir. Sağlıklı iletişim kuramayan ve güven veremeyen bir terapist şifa veremez.        

Askıda Vicdan, İnsanlık Askıda

"Acımak... Ben insan ruhlarındaki derinliğin ancak onunla ölçülebileceğine kaniyim. Evet, dibi görünmeyen kuyulara atılan taş nasıl çıkardığı sesle onların derinliğini gösterirse başkalarının elemi de bizim yüreklerimize düştüğü zaman çıkardığı sesle bize kendimizi, insanlığımızın derecesini öğretir..."  der,  " Acımak " isimli romanında  Reşat Nuri…

Sanal Röportaj - 11

Azerbaycan İlimler Akademisi Üyesi Prof. Dr. Ali Şâmil Hüseyinoğlu’na aşağıdaki soruları sordum. Dostum Ali Bey soruların altında yazılı cevapları gönderdi. 

Çağdaşlaşmanın Önceliği Tarafsız ve Bağımsız Yargıdır

Adalet Komisyonu’ndan geçen “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” nin Genel Kurul’da görüşülmesi, yoğun eleştiriler üzerine birkaç gün ertelendi. İktidar kısaca “Sosyal Medya Yasa Tasarısı” olarak bilinen teklifin görüşülmesini önümüzdeki hafta Meclis tatile girmeden önce tamamlayıp çıkarmakta kararlı görünüyor. 

Kukla

Elimi yakarken sıcak kestaneler   Uçuş uçuş yağan karda   Yürümek çok hoşuma gider   Beynimde oluşur   Ümitler vadeden çeşit çeşit düşünceler   Avuçtaki kar taneleri gibi   Her biri bir tarafa savrulur   Erir kaybolur gider   Ümitlerle hayallerle beslenen   İsteklerimiz yarınlardan   Vesile olsun hayırlara temennisiyle   Sürüp gidiyor.   İnsan bu çelişkiler yumağı   Bir yanı ister bir yanı nefret eder   Önündekiler dururken   Mutluluğu hep uzaklarda arar     Gönlümüz görür gözümüz görmez   Karnımız doyar ruhumuz doymaz     Ne güzellik yetiyor ruhu doyurmaya   Ne de parayla alınıyor mutluluk huzur       Tanrının yazdığı kader kitabına göre İnsan hayatını Kaderinin kuklası olarak yaşar

Kaliteli İnsanın Özellikleri

1.  Sevgi ve saygı yüklüdürler 2.  Arkadaş ve dost canlısıdırlar 3.  Bardağın dolu tarafına bakarlar ve çoğaltmaya çalışırlar 4.  Pozitif ve proaktiftirler

Orman Okulu

Masal Ülkesinde bulunan Mutluluk Ormanındaki hayvanlar barış içinde mutlu yaşarlarmış. Ormandaki hayvanlar okul çağına gelinceye kadar birçok şeyi yuvalarında annelerinden öğrenirlermiş. Kuşlar uçmayı, ördekler yüzmeyi... Ama ilk öğrendikleri şey anneleri olmadan yuvadan çıkmamak ve annelerinin sözünü dinlemekmiş.

Kendi Kendinin Lideri Olmak

Bugün okuyucularımıza Hz. Ali’nin “Kendi Kendinin lideri olmak” Özdeyişi ile seslenmek istiyorum.

Mazide Kalan Türkiye… (4)

Takma Kirpikler: Kadınlar; 60'lı yıllardan, 70'li yılların ortalarına kadar göz­lerinin üzerinde takma kirpikler taşıdılar. Çoğunlukla gece davet­lerinde kadınların peruk ve kirpik takma merakları 80'li yıllara ka­dar devam etmiştir. Kirpikler siyah renkli, upuzun ve uçları kıvrık olurdu. Takma oldukları uzaktan dahi anlaşılırdı Çok da itici olan bu kirpikler, küçücük suratlı kadınlarda fevkalade orantısız dururdu. Bu tür kirpikleri takan kadınlar, çevreden fark edilsinler diye sık ara­lıklarla gözlerini açıp kapatır, bu esnada takma kirpiklerinden birisi yere düşer ve çevresindeki insanlar bu takma kirpiği bulmak için o kadının etrafında pervane olurlardı. Bu durum aslında o kirpikleri takarak, şuh bir görüntüye kavuştuğunu sanan kadınların, karizma­sının da yere düşmesiydi!

Öğrenci İntiharları ve Yurt Sorunu

Son günlerde KYK yurtlarında üst üste meydana gelen öğrenci intiharları, yurt sorununu yeniden gündeme getirdi.

Başımıza Gelen Olaylar Tesadüf mü?

Bazen düzenimiz bozulur. Hayatımızdaki bu düzen bozukluğu, daha yüksek bir düzenin başlaması anlamına gelebilir. Başımıza gelen olayları yargılamadan, “Bu benim başıma neden geldi?” demeden önce o olayı kabul edip anlamaya çalışmamız gerekir.  

“ Hindenburg ve Tahin Helvası”

Aziz okuyucularım, “Nerden çıktı bu tahin helvası?” diyeceksiniz. Bu adı taşıyan yazının, çok sevdiğim yazarı rahmetli Ragıp Akyavaş Hoca da okuyucularına yıllar önce böyle seslenmişti...

Edebiyatımızın Zenginliği: Destanlar

Dünyâ edebiyatlarında olduğu gibi Türk edebiyatının da ilk örnekleri destanlardır. Türk edebiyat geleneği içinde destan terimi birden fazla nazım şekli ve türü için kullanılmıştır, hâlen de kullanılmaya devam edilmektedir.

Mazide Kalan Türkiye… (3)

Camilerde Karşılıklı Çifte Ezan: Bizim çocukluğumuzu ve gençliğimizi yaşadığımız o dönem­de bilhassa Cuma, Kandil ve Arife gibi dini günlerimizde, büyük camilerimizde ezanlar iki ayrı minareden, yankılı olarak okunurdu. 2 ayrı müezzinin bu birbirini takip eden karşılıklı ezan oku­maları; uzaklardan sanki yankı hissi uyandırırdı. 4 minareli camiler­de ise kimi zaman 4 ayrı minareden 4 müezzin tarafından okunan ezanlar da olurdu…(O yıllarda evimizin Sultanahmet camiine yakın oluşu, özellikle dini günlerimizde rahmetli babamla birlikte gittiğim bu muhteşem camide, yankılı ezanların sesi hala kulaklarımdadır…)