Kazakistan’da Örnek Alınacak Bir Üniversite

Adını dünyaca tanınan Farabi’den alan Kazakistan’ın en önemli üniversitesi El Farabi’nin eğitim yılı açılışına, Türk Dünyası Gazeteciler Federasyonu Heyeti olarak onur konuğu olduk. Birleşmiş Milletler tarafından 2020 Dünya Farabi Yılı ilan edilmesi dolayısı ile birçok etkinlik yapılarak Farabi’nin daha iyi tanınması sağlanacak.

Göstergelerin Göstermedikleri

Basınımızın kamuoyuna ilettiği göstergelere bakılırsa bardağımız ağzına kadar dolu. Konu ile biraz ilgilenenler, bardağın ancak yarısının dolu olduğunu kabul ediyorlar. Derinden tâkip edenler ise, bardağın dibinde biraz ıslaklık bulunduğunu görebiliyorlar. İyimserliklerinin sınırlarını zorlayanlar; ‘ Ona da şükür. Bardak, kup-kuru da olabilirdi .’ Diyebilirler.

Cumhuriyet’in “Zengin” Gönüllü “Saffet” Öğretmeni

Erzurum’un eğitim tarihine damgasını vuran İsmet Paşa İlkokulu, gerek taşıdığı ismi, gerekse okul çatısı altında görev yapan fedakâr öğretmenleri ve başarılı öğrencileri ile hafızalarda yer eden okullardan biridir. Milli Mücadele’nin yürekli hanımlarından Faika Hakkı Hanım’ın bu okulda uzun yıllar yöneticilik yapması okula özel bir anlam yüklediği gibi, onun yolunda yürüyen ve aynı ruhla görev yapan öğretmenler içerisinde Saffet Zengin gibi fedakâr eğitimcilerinde bulunması “Mekânlar, insanlarla ruh bulur” düşüncesini hatırlatmaktadır. Saffet Hoca, Cumhuriyet’e kanat geren, fedakâr öğretmenlerden biri olarak Erzurum’un sevilen, saygı duyulan aydın hanımlarından biriydi. Zarafeti, hanımefendiliği, işine olan aşkı, Cumhuriyet’e olan saygısı ve Türkçe’yi kusursuz kullanması Saffet Hoca’nın öne çıkan özellikleriydi. O mütevazı kişiliği, millî değerlere sahip bir Cumhuriyet öğretmeni olma vasfıyla gönüllerin hocasıydı. Kendisi ile aramızda abla-kardeş, öğretmen-öğrenci ilişkisi vardı. Rahmetli babamın, Saffet Hoca’nın,  Nene Hatun Kız Öğretmen Okulu’nda okurken velisi olması, babalarımızın hem meslektaş, hem de kardeş derecesinde birbirlerine yakın olmaları, aramızda güçlü bir dostluk sağlamıştı. Ülkesine olan sevgisi onu mesleğinin dışında da çalışmaya yönlendirmiş uzun yıllar Türk Kadınlar Birliği Erzurum Şube Başkanlığı görevini yürütmüş, Erzurum Valiliği Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Vakfı Üyeliği görevinde bulunmuştu. İki farklı STK’nın yöneticisi olarak birlikte çok çalıştığımız olmuştu. Sosyal sorumluluk çerçevesinde üzerimize düşen görevleri birlikte yerine getirirken onun ülkesine olan sadakatine ve insana olan saygısına yakından şahit olmuştum. Bu yaklaşımlarından dolayı çok sayıda gerçek dostlar edinmişti ve bir hayli seveni vardı. Öyle ki bu vefalı bayan dostları onu hastalığında hiç yalnız bırakmadılar. Hatta son nefesinde yanında olma erdemini gösterdiler. Saffet Hoca, güzel ve anlamlı bir hayat yaşadı. İncitmedi, eğitti, öğretti, örnek oldu ve arkasında birbirinden zengin hatıralar bırakarak fani âlemden ayrıldı. İnanç değerlerimiz; bize amel defteri kapanmayacak üç zümreden birinin arkasından hayırlı evlatlar bırakanların olduğunu müjdelemektedir. Saffet Hoca, yetiştirdiği binlerce öğrencisiyle arkasında hayırlı evlatlar bırakanlar zümresindeydi. O, arkasında zengin bir mal varlığı değil, manaca zengin ve anlamlı bir miras bıraktı. Kendisini; nezaketiyle, Cumhuriyet değerlerine olan sevgisiyle ve iyi bir eğitimci olarak hep hatırlayacağız. Makamın cennet olsun saygıdeğer hocam, değerli ablam. Nur içinde yat, seni özleyeceğiz.

Dünya Barışının En Büyük Güvencesi İstanbul Olacaktır

Türk ve İslam dünyası, yirmi birinci yüzyılda, siyasal sınırların yerine, ekonomik sınırların geçtiğini biliyor. Dünyada siyasal sınırlar çok değişmezken, ekonomik sınırlar sürekli değişmektedir. Uzaklık ve yakınlık farkının olmadığı dünyada, her ülke ekonomik sınırlarını, ürettikleri ürünlerle, hizmetlerle ve bilgilerle, sürekli genişletebilir. Araplar bütünüyle terk etmek zorunda kaldıkları İspanya'ya, ekonomik ve kültürel zen ginlikleriyle, yeniden dönebilirler.

Osmanlı Devleti Neden Çöktü?

Merhume Sâmiha Ayverdi Hanımefendi, Prof. Dr. Orhan Türkdoğan, Prof. Dr. İskender Öksüz, Prof. Dr. Oral Sander ve daha pek çok kişi, kitap ve makalelerinde bu konuyu irdelemişler ve çeşitli sebepler ileri sürmüşlerdir. Sebeplerin çok olması normal karşılanmalıdır. Çünkü Osmanlı Devleti’nin çöküşü bir sosyal olaydır. Hiçbir sosyal olay, tek sebebe dayandırılamaz.

Gidenlerin Ardından; Yaşasın Hatıralar (İki Usta Ergun Göze ve Ahmet Güner Elgin)

İki gazeteci, yazar, meslek ustamızın vefatlarının yıldönümünde Mehmet Nuri Yardım gönül dostları olan, üçüncü çeyrek etrafında dolaşıp duran bizleri yine Yeni Dünya Vakfı’ndaki Endurun Babıali Sohbetlerinde bir araya getirdi.

Dilde, Fikirde, İşde Türk Birliği

Büyük Türk düşünürü, gazeteci, eğitimci, yayıncı, fikir ve mücadele adamı olan İsmail  Gaspıralı’nın Dilde, Fikirde, İşte, Türk Birliği sözünün manasını günümüzde daha iyi anlıyorum.Güçlü olanın haklı olduğu bu yalan dünyada, her türlü zorluğa rağmen yıkılmadan ayakta durabilmeninbu sözün manasında gizli olduğunu düşünüyorum.

KKTC Cumhurbaşkanı ve Suriye Barış Pınarı Operasyonu

 KKTC Cumhurbaşkanlığı makamına geldiği tarihten bugüne yaptığı her açıklamasıyla, Kıbrıs müzakereleri süresince attığı her adımla eleştirilen, gündeme damgasını vuran bir siyasetçi… Yıllardır ülkemizin yaşamış olduğu terör sorununu adeta görmezden geliyormuşçasına öyle bir açıklama yaptı ki, yine gündeme oturmayı başardı!

Haçlı Seferi Devam Ediyor

Haçlı ordularıyla Eskişehir yakınlarında karşılaşan ve savaşan Kılıçaslan; düşmanın güçlü, barbar ve çılgın savaşçılardan oluştuğunu ve sayılarının çok çok fazla olduğunu görmüştü. Ayrıca sivil halka, çocuk ve kadınlara bile akıl almaz canilikler yaptıkları, görgü tanıklarının da ifadeleri ile kesinlikle anlaşılmıştı. Türk Ordusu serdengeçti bir anlayışla düşmana saldırır tamamı şehit olabilirdi.

Osmanlı Cihan Devleti, İmparatorluk Değildir!

Osmanlı Devleti, dünya târihinin en büyük devletlerinden biri ve Türk milletinin târih boyunca sâhip olduğu her bakımdan en büyük devlettir. Devletin adı; batılıların isimlendirdiği gibi ‘ Osmanlı İmparatorluğu ’ değil,  kendisine uygun gördüğü isimle; ‘ Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye ’dir.

Atam, Sen Ne Büyüksün...

(ATAMIN ibretlik anısı) "Atatürk, Dinlenmek İçin Gittiği İstanbul’daki Florya Köşkünden, Yanında Yalnızca Şoförü ile Küçükçekmece’ye doğru giderken Tarlasında Sabanla Çift Süren Bir Çiftçi Görür. Çiftçinin Sabanında Koşulu Olan Öküzün Yanında, Koşulu Bir de Merkep Vardır. Şoförüne;

İslam Dünyasında En Büyük Yıkımı Yeni Hariciler Yapmıştır

İslam dünyası hem içeriden, hem dışarıdan gelen, yeni haricilerin saldırılardan, çok büyük, çok derin yaralar almıştır.

Gönüllerin Solmayan Yüzü Raci Solmaz

Onu yıllar önce Tebrizkapı’da ki mütevazı dükkânın da hoşgörülü, güler yüzlü, sorumluluk duygusu yüksek bir insan olarak tanımıştım.

Eski Çağlarda Ahıska

Ahıska ve çevresi, çok eski devirlerden beri, insanların topluluk hâlinde yaşadığı bir bölgedir. Milâttan önceki çağlarda Hurriler, onları takiben Urartular, Kimmerler ve Sakalar buralara hakim olmuşlardır.

Dilin Tetiği Bozuldu

Kültür, bir milleti, diğer milletlerden ayıran özelliklerin toplamıdır. Bu toplam içerisinde en önemli iki unsurdan birincisi dil , ikincisi din dir. Dil ön sıradadır. Çünkü insanların dinlerini öğrenmeleri için dile ihtiyaç vardır.

Harekât Başlamıştır

Çarşamba günü öğleden sonra sosyal medyada binlerce kişi bu mesajı paylaştı. “ Harekat başlamıştır” Türk milleti asker bir millettir, o yüzden herkes kendisini başkomutan yerine koyarak harekâtın emrini verebiliyor. Bende sosyal medyadan bu mesajı paylaşmak istedim, başkomutan edasıyla operasyon başlamıştır diyecektim ancak sabrettim, Cuma günü köşemde söylerim diye düşündüm.

Bir Düğün Mutluluğu ve Geçmiş Zaman Hatıraları

Mutluluklar paylaşıldıkça artar, çoğalır ve herkes mutlu olur. Bizimde kardeşim Yunus’un biricik oğlu Tunahan ile Ali Emmimin kıymetli torunu Ali İhsan’ın biricik kızı Tansu ile kınasını Espiye’de yaptık. Düğünlerini 6 Ekim günü Gebze’de icra ettik

Dünya Hayatı Yaşarken Öğrenmek Öğrenirken Yaşamaktır

Dünyanın kültürel derinliğini ve ekonomik zenginliğini, öğretmekte olduğu kadar, öğrenmekte sınır tanımayan üniversitelerle, yeni açılımlar kazanacaktır. Öğrenmesini öğrenmeyi ve öğretmeyi kampüslerin dışına taşıyarak, bütün ülkelerle iş birliği yapan üniversiteler, ülkeleriyle birlikte insanlığın, bilgi birikimine katkıda bulunurlar. Onlar bilgiyi zenginleştirirken, ülkeleri de zenginleştirirler. Bilgi kültürdür. Bilgi ekonomidir."Bilgi güçtür."

Haçlı Seferleri Başladı

Avrupa’nın birleşik haçlı ordusunun hepsi henüz bir araya toplanmamıştı, her Avrupa ülkesinden katılımlar devam ediyordu. Ama önden hareket etmesi düşünülen yaklaşık 40 bin kişilik, o günün koşullarında büyük bir ordu yola çıkmıştı bile. Haçlı ordularının öncülüğünü yapacak olan bu çapulcular sürüsü Doğu Roma topraklarına gelinceye kadar boşa yol tepmek istemiyorlardı.

Erciyes Dergisinin 500. Sayısı Vesilesiyle Türkiye’de Dergiler ve Dergicilik…

İstanbul dışındaki ilk dergi, ‘ Nevruz ’adı ile 1 Mart 1884 târihinde İzmir’de okuyucuya sunuldu. İzmir’de hazırlanıp İstanbul'da basılan, sonra İzmir’e gönderilip oradan dağıtımı yapılan mecmuayı; Hâlid Ziya (Uşaklıgil; 1866-1945), Tevfik Nevzad (ulaşılabilen hayat hikâyesi bilgilerinde doğum ve vefat târihleri yoktur) ve Bıçakcızâde Hakkı Efendi (ulaşılabilen hayat hikâyesi bilgilerinde doğum ve vefat târihleri yoktur) birlikte çıkarıyordu. İlk sayı, 50 sayfa idi.  Dergide sayfa numaraları her sayıda yeniden başlamıyor, müteselsil olarak devam ediyordu. ‘ Siyasetten başka her şeyden bahseden, edebiyat ve fenne dair  risâle ’ tanıtımı ve on beş günde bir yayın programı ile yayımlanan dergi, 15 Temmuz 1884 târihli 18. sayısı ile yayın hayatından çekildi. 3-5 satır ile özetlenen derginin hayat hikâyesinde, taşra dergiciliğinin çileli hayatı vardır.