09 Eylül 1922: İzmir, Yunan İşgalinden Kurtarıldı

Türk ordusu tarafından 26 Ağustos 1922’de başlatılan Büyük Taarruz, Kurtuluş Savaşı’nın son safhası idi. Kesin sonuç beş gün içinde elde edildi; 2 Eylül’de Uşak’a girildi. Dumlupınar Meydan Muharebesi’nde kendisinin de haberdar olmadan Yunanistan Küçük Asya Ordusu’nun başkomutanlığına getirilmiş General Nikolaos esir alındı. Türk birlikleri, İzmir’e doğru hızla ilerledi.

6-7 Eylül Olayları

İstanbul’da yayınlanan bir gazetede, Atatürk’ün Selânik’te bulunan ve müze hâline getirilmiş olan evinin bombalandığı haberini yayınlanmıştı. Bu haber üzerine başlayan protesto yürüyüşüne bozguncuların ve çapulcuların katılımı ile kırıp dökmeler başladı.  İstanbul’da Rumlara ait ev ve dükkânları tahrip edildi. Olay genişleyince güvenlik kuvvetleri yetersiz kaldı. Olaylar ertesi gün de devam etti. Sıkıyönetim ilân edildi, sorumlular ve ihmali görülenler cezalandırıldı, zarar görenlere tazminat ödendi.

Sanal Röportaj - 3

İddia: Yazı dilimizdeki yabancı bir sözcüğü karşılamak için söz konusu varsıllığımızdan yararlanmak en doğal hakkımızdır. “ Bunun yerine bu sözcüğü de kullanabiliriz ” denir, bir kıyıya çekilir. Beğenilirse genele yayılır, beğenilmese kendi yöresinde yaşamını sürdürür. Dileyen yazınsal bir varsıllık adına koşuklarında, denemelerinde, savlarında kullanabilir, buna da karışamayız. Karışırsak, bu kez de biz “ tavsiyeci ” oluruz. Yabancı sözcükleri tasviye etmek isteyenlerden bile kötü oluruz! Onlar yabancı sözcüğü dışlıyorken, biz kendi sözlerimizi dışlıyoruz. Bu, bizi daha kötü kılar.

Okumak...

Okumanın hakkıyla yapıldığı durumlarda kişiler ve toplumlar olduğu gibi aileler de güç kazanır. Ailece yapılacak okumalar aile içi iletişimin, bilgi ve tecrübe akışının güçlenmesine katkıda bulunacaktır.

Yavuz Sultan Selim…

Bir gün şâirin biri Padişaha bir şiirini takdim etmek istemiş. Şâiri huzura çıkarmışlar. Padişah vezirleriyle beraber oturuyormuş. Şâire hitaben; oku bakalım şiirini diye buyurmuş.

Ebulfez Elçibey

Azerbaycan Devlet Üniversitesi’nin Şarkiyat Fakültesi’nin Arap Filolojisi bölümünü 1962 yılında bitirdi.  Moskova güdümlü yönetimin hoşuna gitmeyecek tarzdaki siyâsî konularla ilgilendiği anlaşılınca, Mısır’daki Assuan Barajı’nda görevlendirilmek suretiyle sürgün edildi. Sekiz ay kaldığı Mısır dönüşünün altıncı ayında, 2 yıl için bu defa Sibirya’ya sürüldü. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği (SSCB) ‘ de açıklık ve yeniden yapılanma’ politikalarının uygulamaya konulmasından faydalanarak 16 Temmuz 1989’da, Türkçü – Milliyetçi düşüncedeki Azerbaycan siyâsî partilerini, Halk Cephesi Partisi adı altında bir araya getirdi. Partinin genel başkanlığına seçildi. 

Tebessümlük

Bilindiği gibi Fransa İmparatoru Birinci Napolyon Bonapart’ın babası Korsikalı, annesi Sicilyalıdır. Bir gün emrindeki birliği denetlerken ön sırada yumurta ikizi kadar kendisine benzeyen bir asker görür. Yanına çağırıp sorar:                                                                                                                           

Ülkü, Ülkücü ve Ülkücülük

İslâmî değerler; inancımızdır. Ezandır, İ’la-yi Kelime-t’ullah’dır. Peygamberimizi ve Ehl-i Beyt’ini sevmektir. İnancımızın emirlerine uymak, yasaklardan uzak durmaktır.  Adâletten ayrılmamaktır. Zaman ve sağlık başta olmak üzere hiçbir şeyi israf etmemek, yerli yerinde kullanmaktır. İlimdir, çalışmaktır. Yardımseverliktir. Hak ettiğinden fazlasını istememektir, almak için hileye başvurmamaktır. 

Ülkü, Ülkücü ve Ülkücülük

Başlı-başına ve hacimli bir kitabın konusu olabilecek bir kavramı bu makalenin sınırlı bölümüne sığdırmak, zor olmanın ötesinde imkânsızdır. Fakat yaklaşık olarak son 50 yıllık târihimizde önemli bir yeri olan bu kavramlar, ihmal edilmemeliydi. Bu sebeple efradını câmi, ağyarını mâni ölçü içerisinde kalınacaktır.

Katma Değer Vergisi

Katma Değer Vergisi (KDV) bilindiği gibi, Vergi İadesi ile birlikte yürürlüğe konuldu. Maksat oto kontrol sistemini oluşturmaktı. Zaman içerisinde, KDV oranları artırıldı, vergi iadesi oranlarına ilişilmedi. Böylece hem sistem çöktü, hem de KDV başlı başına bir gelir kaynağı hâline getirildi.  Böylece KDV sistemi, amaca hizmet edemez oldu.

Enver Paşa

(İstanbul, 22 Kasım 1881-Belh-i Cevan, 04 Ağustos 1922) Birinci Dünya Savaşı, Osmanlı Devleti’nin mağlubiyetiyle neticelenince, devleti savaşa sokan diğer ittihatçılar gibi Enver Paşa da ülkeyi terk etti. Önce Odesa’ya, sonra Berlin’e ve oradan Moskova’ya geçti.

Sanal Röportaj 2

İddia: Azerbaycanlılar ‘ söz ’ kelimesini kullanıyorlar… Çetinoğlu: ‘ Azerbaycanlıla r’ dediniz. Herhalde ‘ Azerbaycan Türkleri ’ni kast ettiniz. Sovyetler Birliği döneminde Ruslar onlara ‘ Azerî ’ diyorlardı. Soydaşlarımız ise Ruslara, ‘ Azerî ’ değil, ‘ Türk ’ olduklarını 74 sene boyunca anlatmaya çalıştılar. Şimdi de Türkiye’de yaşayan Türklere ‘ Azerbaycanlı ’ değil, ‘ Türk ’ olduklarını mı anlatmaya çalışacaklar. Bu ne iştir? 

Tebessümlük

Nasreddin Hoca'nın palavracı komşusu, bir sohbet sırasında yine atmaya başlamış:

Hacı Bektaş, Yesevî, Yunus Alevî İmiş…

Mevlânâ, Ahî Evran, Sarı Saltuk ve Gül Baba da… Alevî kardeşlerimizin bâzıları öyle yazıyorlar, öyle diyorlar…

Soru ve Cevaplarla Kurban

Cevap: Eski çağlarda insanlar, taptıkları güçlere insan kurban ederlerdi. Bu korkunç ve vahşî âdet yerine İslâmiyet belli hayvanların kurban edilmesi âdetini koydu. Müslümanlar ve Müslüman olmadan önce Türkler, hiçbir zaman insanı kurban olarak kesmemişlerdir.

Sanal Röportaj 1

Oğuz yazmalarında bulunan kelimeler, günümüzde kullanımda değilse, kullanımdan çıkmasının bir sebebi vardır. O sebebin ortadan kalktığı ve o kelimelere ihtiyaç hâsıl olduğu nasıl ispat ediliyor ki şimdi yeniden kullanıma almak için çalışılıyor? Alışılagelmiş kelimeler yerine 1500 sene önceki kelimeleri hem de ihtiyaç ve sebep yokken yeniden yazı veya konuşma diline almak, nesiller arasında anlaşmayı zorlaştırır ve hatta imkânsız hâle getirir. 50 – 60 sene önce yazılmış Reşat Nuri Güntekin, Refik Hâlid Karay, Peyâmi Safâ romanlarını anlayamayan gençliğin önüne, 1.000 sene öncesinin kelimelerini koymakla, Türk dilini yozlaştırmak isteyenlere yardım ve yataklık edilmiş olmaz mı?  

Dersimiz Türkçe

Uydurma kelimeleri kullanan ve kullanmakta ısrar eden sâde vatandaşlarımızı kınamaya, suçlamaya hakkımız yoktur. Türkçe hassasiyeti olmayan sanatkârların, politikacıların ve ilim adamlarının televizyonlarla, gazete ve dergiler ile radyoda kullanmakta olduğu kelimeleri, (doğru olduğunu zannederek) herkes kullanmaktadır.

11 Temmuz 1995 Srebrenitsa Katliamı

Saraybosna, Yugoslavya'nın dağılmasından sonra kurulan Bosna-Hersek Cumhuriyetinin başşehridir. Şehre bu ismin İsa Bey tarafından inşa edilen muhteşem bir saray sebebiyle verildiği söylenir. 16 ve 17. yüzyıllarda önemli ilerlemelerin yaşandığı şehirde, 1521-1541 yılları arasında Bosna sancak beyliğine getirilen Gazi Hüsrev Bey tarafından inşa edilen külliye ve kurulan vakıflarla Saraybosna bir Türk-İslâm şehri hâline gelmiştir.Saraybosna, Yugoslavya'nın dağılmasından sonra kurulan Bosna-Hersek Cumhuriyetinin başşehridir. Şehre bu ismin İsa Bey tarafından inşa edilen muhteşem bir saray sebebiyle verildiği söylenir. 16 ve 17. yüzyıllarda önemli ilerlemelerin yaşandığı şehirde, 1521-1541 yılları arasında Bosna sancak beyliğine getirilen Gazi Hüsrev Bey tarafından inşa edilen külliye ve kurulan vakıflarla Saraybosna bir Türk-İslâm şehri hâline gelmiştir.

Doğru Zannedilen Yanlış İsimlendirmeler

Eskiler; ‘ Galat-ı meşhûr, fasîh-i mehcûrdan evlâdır .’ Derlerdi. Bu sözü, günümüz anlatımıyla: ‘ Yaygın bir yanlış, kullanılmayan ve fakat düzgün olan doğrunun önündedir .’ Şeklinde söyleyebiliriz.

Alevîlik

Alevîlik; din, mezhep veya tarîkat ve hattâ bir cemaat adı değildir. İslâmî bir düşünce, felsefe, hayat ve düşünce tarzı veya İslâmî kültür, İslâm’ın farklı bir yorumu olarak ele anılabilir.