Sıkıldığı yerler vardır, sıkılmadığı yerler vardır. Öncelikle kurşun hedefini vurmak üzere sıkılır. Hedefini vuramayan kurşunlar, kelimenin tam anlamıyla maddi ve manevi anlamda israftır.
Sağlık takip işlerim için birkaç gündür Bucak’taki çiftliğimden Antalya’daki evimize geldim. Sabahları 06.00 ile 07.30 arasında sabah yürüyüşüne çıkıyorum.
Köyde d üğün olacaktır. Civardan m isafirler gelmeye başlamıştır. Genç Abdurrahim , k öyünde b ir g enç k ız görür. Bu kız , a ilesiyle k omşusunun düğününe gelen misafir kızdır.
Tolga öğretmen Türk Milli Eğitim sisteminde 30 yıl sosyal bilgiler öğretmenliği yaparak 4 yıl önce emekliye ayrılmıştır. Çok güzel bir çalışma hayatı geçiren Tolga öğretmen, emeklilik yılları için hiçbir planlama yapmamıştır.
Saygı, dünya üzerindeki bütün insanların daha mutlu, huzurlu ve güvenli bir şekilde yaşayabilmeleri için, toplumsal temel taşı görevi görmektedir. Kıtalar, milletler, bölgeler, partiler, sivil toplum kuruluşları, şehirler, köyler, mahalleler, sülaleler, aileler ve en sonda da fertler birbirine saygılı olmak zorundadırlar.
Okulun ilk gününde 5. sınıfın önünde dururken, öğretmen çocuklara bir yalan söyledi. Çoğu öğretmen gibi, öğrencilerine baktı ve hepsini aynı derecede sevdiğini söyledi. Ancak bu imkânsızdı, çünkü ön sırada oturduğu yerde bir yana kaykılmış ismi Mustafa Yılmaz olan bir erkek çocuk vardı.
Tanbûrî,bestekâr,hâfız ve hattat Kemal Batanay anlatıyor: (Müridoğlu Mehmed Kemaleddin, 1893-1981).
Birimizin kutsalı, diğerimizin normali. Birimizin acili, diğerimizin gereksizi.
Sinan, Emel ile evleneli daha iki yıl olmuştu. Henüz bebekleri olmamıştı. İkisi de öğretmendi. Tokat’ın güzel bir ilçesine tayin olmuşlardı.
Dünyanın en kahramanı yiğitlerin yiğidi Cihana nizam vermeye Mehmetçikler geliyor Onlara güçtür bilinsin tüm analar ağıdı Düşmanı yere sermeye Mehmetçikler geliyor
Yıl 1993 idi. Yrd. Doç. Dr. olarak Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesinde öğretim üyeliği yapmaktaydım. Bir gün öğrencilerim Mihriban türkülerinin güftekarı şair Abdürrahim KARAKOÇ’un fakültemize çağrıldığını söylediler. Öğrencilerimle birlikte karşıladık ve salonun en önüne birlikte oturduk.
Köyde yaşayan yaşlı bir ressam vardı. Olağanüstü güzel resimler yapıp iyi fiyata satardı.
- Birbirinizi karşılıksız seviniz ve sayınız. - Sen – ben dilini asla kullanmayıp, BİZ olunuz. - Birbirinize sürekli gülümseyiniz. Güzel dileklerinizi sununuz.
Asırlarca özlemimiz hedefimiz kızıl elma Gurur ve öğüncümüz özümüzdür kızıl elma Be hey gafil cühela haddine mi kızıl elma İlahi nihaye yanan közümüzdür kızıl elma
Dünyada bin bir çeşit dert hepsi de insanlar için Sanki dermanı bulunmaz aramaz mıyız acaba Kabuğuna çekilenler anlaşılamıyor niçin Yaşanılır güzel dünya kuramaz mıyız acaba
İnsanoğlunun en büyük özelliklerinden bir tanesi de, güzellikleri ve mutlulukları çok çabuk tüketmesidir. İnsanlar bir taraftan şükrederken, bir taraftan da sürekli daha iyiye ulaşmak için çaba sarf ederler.
Çekip gittin ne oldu yüreğimi yakarak Su misali gönlüme kayıp akamaz mıydın Bendini yıkan azgın sular gibi akarak Hasret yüklü gözüme aşkla bakamaz mıydın
(Denir ya, “O müdafaa ki, hayali cihana değer”…)
Tahammülün anlamı yalnızca zorluklara ve güçlüklere dayanmak, katlanmak ve sabretmek anlamında değildir. Aynı zamanda duygusal, saygı ve hoşgörüyü öne alan, önemli bir anlamı daha mevcuttur.