NÂMIK KEMAL: 1840 yılında Tekirdağ’da doğdu. 1863'te Bâb-ı Âli Tercüme Odası'na kâtip olarak girdi. Dört yıl çalıştığı bu görev sırasında d önemin önemli düşünür ve sanatkâr larıyla tanışma imkânı buldu. 1865'te kurulan ve daha sonra Yeni Osmanlılar Cemiyeti adıyla ortaya çıkan İttifak-ı Hamiyet adlı gizli derneğe katıldı. Bir yandan da Tasvir-i Efkâ r gazetesinde hükümeti tenkit eden yazılar yazıyordu
‘ Sana odaklandım ’, ‘ Ona yoğunlaştım ’ ifâdelerini yorumlar mısınız? ‘ Hep seni düşünüyorum, aklımdan çıkmıyorsun ’ ifâdelerinin, fiyakalı konuşma meraklısı olanlar için uydurulmuş şeklidir.
Temel İtalya'da Fiat fabrikasında çalışan bir işçi... Dönemin Sovyet lideri Krusçev resmî bir ziyâret için İtalya'ya gelmiş. Programda Fiat tesisleri de var.
Yazıda: ‘ Üzerine basarak söylüyorum ’ Konuşurken: ‘ Altını çizerek söylüyorum ’ ifâdesi ve yazılışı doğru mu?
Karahanlı Cihan Devleti’nin hakanı, büyük Türk hükümdârı Abdülkerim Satuk Buğra Han, günümüzde Çin işgali altında bulunan Doğu Türkistan sınırları içindeki Artuç Kasabası’nda, 18 Kasım 0955 târihinde vefat etti. Doğum târihi ve yeri, kayıtlara intikal etmemiştir.
TECRÜBE / DENEYİM… ‘ Tecrübe ’ Arapça, ‘ Deneme ’ Türkçe bir kelime. Her ikisi de dilimize yerleşen ve çok kullanılan iki kelime. Ama ‘ Deneme ’ kelimesinden yapılan ‘ Deneyim ’ kelimesi, sıcak ve güzel değil. Deneme, denemek, denenmiş, denetim, denetçi… gibi kelimeleri elbette kullanmalıyız, kullanmaktayız. ‘ Tecrübe ettim ’ yerine, elbette ‘ Denedim ’ diyebiliriz. Ama: Tecrübe yerine deneyim kelimesini sokuşturmamalıyız. Çünkü Türk dil bilgisi kaidelerine aykırı olarak türetilmiş, daha doğrusu uydurulmuş bir kelimedir. Bizim dilimiz Türkçedir. Uydurukça değil.
11 Kasım 1914 târihinde Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı’na fiilen girdi. Bu giriş, Osmanlı Devleti’nin yıkılmasına sebebiyet verdi.
TÂKİP ETMEK mi? / İZLEMEK mi? Yanlış kullanılan kelimelerden biri de İZLEMEK’tir. ‘ Tâkip etmek ’ yerine izlemek kelimesini kullanmak yanlıştır. Seyretmek yerine de izlemek kelimesi konuluyor. Meselâ bir tiyatro sahnesine çıkan kişi, karşısında oturanlara ‘ Sayın seyirciler !’ diye hitap ediyor. Bu doğru bir hitap tarzıdır.
İngilizce adı ile ‘United Nations Educational Scientific and Cultural Organisation = Birleşmiş Milletler Eğitim, İlim ve Kültür Teşkilatı’ 1945 yılında Paris’te 44 ülkenin katıldığı toplantıda alınan kararla 1946 yılında kuruldu.
GÖRMEMEZLİKTEN GELDİ / GÖRMEZDEN GELDİ Hangisi doğru? GÖRMEZDEN GELDİ ifâdesi doğrudur. GÖRMEMEZLİKTEN GELDİ deniliyorsa da GÖRMEMEZLİK şeklinde bir kelimemiz yoktur. Bu sebeple ikinci ifâde yanlıştır. MECBÛRÎ / ZORUNLU
Çok soğuk bir kış günü pâdişah, tebdil-i kıyâfet gezmeye karar vermiş. Yanına vezirini alıp, yola çıkmış. Bir dere kenarında çalışan yaşlı bir adam görmüş. Adam derileri suya sokup döverek tabaklıyormuş. Pâdişah ihtiyarı selamlamış:
23 Mart 1876 târihinde Diyarbakır’da dünyaya geldi.
Bazı kaynaklarda, 1500'lü yılların başında, bu günkü Giresun ilimize bağlı Keşap ve Dereli ilçelerinin bulunduğu yerlerde, Çepni Vilâyeti isimli bir yerleşim bölgesinin varlığı yazılıdır. Çepnilere bu sebeple Giresun ve çevresinde sıkça rastlanır. Şebinkarahisar ve Alucra'da, Tirebolu'nun köylerinde Çepniler çoğunluktadır. Tirebolu şehir merkezinde yaşayanlar, hangi kökenden olurlarsa olsunlar, bütün köylülere Çepni derler. O yörede, Çepni kelimesi, köylü ile özdeşleşmiştir.
Babasının görevi sebebiyle bulunduğu Balıkesir’de 7 Aralık 1875 târihinde dünyaya geldi.
Türk dilinin korunması ile alâkalı ilk çalışmayı Kaşgarlı Mahmud (1008-1105) ‘ Dîvânu Lugati’t-Türk ’ isimli eseri ile başlattı. 1072 yılında tamamladığı eserinde Türkçenin o dönemde en gelişmiş dil olduğu iddia edilen Arapçadan üstün ve zengin olduğunu belirtiyor ve ispat ediyordu.
1925 yılında İzmir’in Menemen ilçesinde dünyaya geldi. İlk ve orta eğitiminin büyük bir bölümünü İzmir'de, kalanını ise babasının mesleği dolayısıyla gittikleri farklı bölgelerde tamamladı. İzmir Atatürk Lisesi birinci sınıfındayken mektuplaştığı bir kıza yazdığı Nâzım Hikmet şiirleriyle yakalanınca 1941 Şubat'ında, 16 yaşındayken tevkif edildi ve okuldan uzaklaştırıldı.
Alp Er Tunga Turan ülkesinin hükümdârıdır. Adının geçtiği Şehnâme’de İran ülkesinin hükümdârı ile mücâde etmiştir. Turan ülkesi halkının ‘Sakalar’ olduğu tahmin edilmektedir.
Merhamet duygusu, insanı insan yapan husûsiyetlerinden biri ve temelinde İslâm bulunan kültürümüzün gereğidir. Merhamet sâdece insanlara yönelik olmayıp çevremizdeki bütün canlıları kuşatmalıdır. Zira İslâmiyet, başta insan olmak üzere bütün canlılara karşı merhametli davranılmasını emretmiş, insana yapılan zulüm ve haksızlığa razı olmadığı gibi, hayvanlara da zulmedilmesine razı olmamıştır.
30 Eylül 1829 târihinde, 251 yıllık Türk yurdu olan Ahıska, Rusların eline geçti.
Süleyman Nazif, Bağdat Vâlisi iken Üçüncü Ordu komutanı Hâfız İsmâil Hakkı Paşa’dan şöyle bir telgraf alır: