İstanbul’da Türkçe Kur’ân-ı Kerim Okundu

Atatürk, Dolmabahçe Sarayı’nda yapılan bir toplantıdan sonra orada bulunan hâfızlara; - Arkadaşlar ! Hepinizden ayrı ayrı memnun kaldım. İçerisinde bulunduğumuz mübârek ay vesilesiyle camilerde yaptığınız mukabelenin son sahifelerini Türkçe olarak cemaate izah ediniz. Halkın dinlediği mukabelenin mânâsını anlamasında çok fayda vardır.  

Irak'lı Türklerin Ak ve Kara Günleri - 3

Saddam döneminde katliamlar, bütün şiddetiyle devam etti. 7 Temmuz 1970 tarihinde Iraklı 5 polis ve 2 asker, sebepsiz yere bir dükkânı makineli tüfeklerle taradılar. Babasının saat tamirciliği yaptığı dükkânda oturmakta olan 18 yaşındaki Mehmet Fatih Saatçi öldürüldü.

Akşemseddin Hoca Efendi Vefat Etti

İstanbul’un mânevî fâtihlerinden, Fâtih Sultan Mehmed Han’ın hocası, müspet ilimler ve İslâm âlimi  Akşemseddin ’in Kabri, Bolu iline bağlı Göynük ilçesindedir. Şeyh Mehmed Efendi olarak da anılır. Doğumu: Osmancık, 1389. 

Irak'lı Türklerin Ak ve Kara Günleri - 2

İngiltere, işgali altında tuttuğu Irak'a, bağımsızlık hakkı tanıdı. Fakat bölgeden tamamen çekilmedi. Irak'ın dış politikasında söz sahibi olma hakkını korudu. Savaş durumunda Irak; toprakları ve limanları ile, stratejik tesisleriyle İngiltere'nin emrinde olacaktı. Çok gülünç olan bu sözde bağımsızlıktan sonra yönetim, Türkler üzerindeki baskılarını artırdı.

07 Ocak 1946 Târihinde Demokrat Parti Kuruldu

Celal Bayar’ın Genel Başkanlığında kurulan Demokrat Parti, 21 Temmuz 1946 târihinde yapılan milletvekili genel seçiminde 66 milletvekili çıkardı. 14 Mayıs 1950 târihinde yapılan seçimde, tek başına iktidar oldu. Celâl Bayar Cumhurbaşkanı seçilince Genel Başkanlıktan ayrıldı. Genel Başkanlığı,  27 Mayıs İhtilâli’nden sonra parti kapatılıncaya kadar Adnan Menderes yürüttü.

Irak'lı Türklerin Ak ve Kara Günleri

  Günümüzde Irak olarak bilinen topraklar, 642 yılında Arap'ların Basra ve Şattül-Arap bölgesine yerleşmeleriyle önem kazandı. Irak ismi, ilk def a d okuzuncu yüzyılda çizilen bölge haritasında kullanıldı.  

Duâ

Cenab-ı Allah’ın yarattığı kâinatta insanoğlu; en şerefli, en değerli varlıktır. İrade-i Külliye olgusundan bakıldığında, en değerli ve en şerefli varlığın, son derece âciz olduğunu görüyoruz.  Bu sebeple insanoğlu, kendisinden daha güçlü gördüğü bir varlığa dayanmak ihtiyacındadır.

Gagavuzlar – Gökoğuzlar

‘ Gagavuzlar ’ veya ‘ Gökoğuzlar’ Hıristiyanlığın Ortodoks mezhebine bağlı olan, Türk soyundan insanlardır. Ortodoks olmayan Gagavuz da vardır. Onlar Katolik ve Subbotnik (*) veya Avengelist’tir. (**) Bir kısım Gagavuzlar, erkek çocuklarını sünnet ettirirler.  Moldova Cumhuriyeti’nde, Gagağuzeli Özerk Bölgesi’nde 250.000 civarında bir topluluk oluştururlar. Dünyadaki toplam nüfuslarının 500.000 olduğu tahmin ediliyor. Romanya’da, Kuzeydoğu Bulgaristan'da, Ukrayna'da, Yunanistan'da ve az sayıda olmakla birlikte Türkiye’de yaşarlar. Müslüman olmadıkları için Mübâdele Anlaşmasına dâhil etilmemişler, Yunanistan’da azınlık sayılmamışlardır. 

Kürşad

İskoç asıllı İngiliz târihçi ve eğitimci yazar Thomas Carlyle (1795-1881) diyor ki: ‘ Milletler kahramanlarıyla yaşarlar .’ Bu cümle, ‘ bir milletin ne kadar çok kahramanı varsa, o millet, târih sahnesinde o kadar uzun süreyle kalabilir .’ Şeklinde yorumlanabilir. Kahramanlar, gerçek hayatta olabileceği gibi, ukbâ âleminde veya destanlarda - efsânelerde de olabilir. Zâten destan ve efsâne kahramanları da gerçek hayattan edebiyat alanına intikal etmişlerdir.

Dünyanın Oluşumu

Üzerinde yaşadığımız dünya, evrenin bir bölümüdür. Evren, var olan şeylerin tamamıdır. ‘ Kâinat ’, âlem ’, ‘ kosmos ’  olarak da anılır.

Ergun Göze’yi Anma Toplantısında Yaptığım Konuşma - 3

Yaptığı röportajlar dolayısıyla birçok insanla, fikirle ve ülkeyle tanıştığını dile getiren Göze, gazeteciliğin insanın ufkunu açan bir meslek olduğunu ifâde eder.

Oğuzlar

Türkler’in en büyük boyudur. Türkiye, Azerbaycan, İran, Irak ve Türkmenistan Türkleri bu boydandır. Oğuz ile Türkmen ayni mânâdadır aynı Türk boyunu işâret eder. Türk’ün mânâsı ise çok daha geniş olup, Oğuz-Türkmenler’den olmayan, Türkçe konuşan Türk kültürüne mensup bütün kavimleri kapsar.

Ergun Göze’yi Anma Toplantısında Yaptığım Konuşma - 2

Yazdığı kitapların hepsi kıymetlidir. Bâzıları farklı yönleriyle dikkat çekiyor. ‘ Bulunmuş Defterden Cuma Düşünceleri ’ Farklı bir eserdir.

Kaşgarlı Mahmud ve Dîvânu Lugaüti’-Türk

Dîvânu Lugati’t-Türk, Türklerin İslâmiyet’i kabul etmelerinden sonra münâsebetleri artan Araplara Türk dilini öğretmek maksadıyla hazırlanmış Türk lehçeleri sözlüğüdür.

Ergun Göze’yi Anma Toplantısında Yaptığım Konuşma - 1

Ergun Göze’yi Anma Toplantısında Yaptığım Konuşma 17 Ekim 2019 Perşembe, Yeni Dünya Vakfı, Cağaloğlu, İstanbul

Edebiyatımızda Devrik Cümle

‘ Usta ’ sıfatıyla anılan bâzı yazarlar; ‘ devrik cümle kullanmadan edebiyat yapılamaz ’  dercesine, şiirlerinde, romanlarında, hikâye ve düz yazılarında gereksiz yere ve bol miktarda devrik cümle kullanıyorlar. Hatta devrik olmayan cümleyi hiç kullanmıyorlar. ‘ Mest oluyorum devrik cümle ile yazıp konuşunca ben’ ’ diyenler ve kendilerini ‘ devrik cümle fanatikleri ’ olarak tanıtanlar, yeni yetişen nesle kötü örnek oluyorlar. Türkçemizi yozlaştırıyorlar.

Mehmet TURGUT’u Anma Toplantısında Yaptığım Konuşma - 4

Dr. Metin Eriş Bey’in Başkanı olduğu Kültür Konseyi’nin tertip ettiği Mehmet TURGUT’u Anma Toplantısında Yaptığım Konuşma: (26 Eylül 2019 Perşembe, İstanbul Ticaret Odası Merkez Binası)

Ayasofya Câmii - 3

Kim ki, bozuk teviller, hurâfe ve dedikodudan öteye geçmeyen bâtıl gerekçelerle, bu vakfın şartlarından birini değiştirirse veya kanun ve kurallarından birini tağyir ederse; vakfın tebdili ve iptâli için gayret gösterirse; vakfın ortadan kalkmasına veya maksadından ve gayesinden başka bir gayeye çevrilmesine kast ederse, vakfın temel hayır müesseselerinden birinin yerine başka bir kurum ikame eylemek (temel müesseseler den birinden tâviz vermek) ve vakfın bölümlerinden birine itiraz etmek dilerse veya bu mânâda yapılacak değişiklik veya itirazlara yardımcı olur yahut yol gösterirse veya şer’-i şerife aykırı olarak vakıfda tasarruf etmeye azm eylerse, mesela şeri’ata ve vakfiyeye aykırı ferman, berat, tomar veya talik yazarsa veyahut tevliyet hakkı resmi yahut takrir hakkı resmi ve benzeri bir şey taleb ederse, kısaca bâtıl tasarruflardan birini işler yahut bu tür tasarrufları tamamen geçersiz olan yazılı kayıtlara ve defterlere kaydeder ve bu tür haksız işlemlerini yalanlar yumağı olan hesaplarına ilhak ederse, açıkça büyük bir haramı işlemiş olur, günahı gerektiren bir fiili irtikâb eylemiş olur. Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların la’neti üzerlerine olsun.

Ayasofya Câmii - 2

Ayasofya Camiinin Fatih Sultan Mehmet Han tarafından imzalanan vakfiyesinden tercüme edilmiş bölümler:

Ayasofya Câmii - 1

24 Kasım 1934 târihinde, Ayasofya Câmii, iddialara göre Atatürk’ün imzâsı taklit edilerek Bakanlar Kurulu kararı ile câmi olarak kullanılmamak üzere, müzeler idâresine verildi.