Oğuz ÇETİNOĞLU

Ekonomist, Araştırmacı-Yazar

ocetinoglu1@gmail.com

Dîvânu Lugati’t-Türk’den Seçmeler

Türk millî kültürünün ve Türkolojinin temel kaynaklarından olan Dîvânü Lugati’t-Türk’te, bir kısmı ‘Tanrıya tapın, secde et’ misâlinde olduğu gibi doğrudan doğruya, diğerleri ‘Umuş Tanrıya, umut Tanrıdan’ gibi vâsıtalı ifâdelerle öğütler vardır. Bâzan de öğütlerini, kendi davranışları üzerinden iletmektedir: ‘Tanrımı öğerim, bilgi toplarım, gönlümü bağlarım; gönlüm fazilet üzerine dürülür.’ Dîvânu Lugati’t-Türk’de, özel bölümün dışında da öğüt şeklinde cümleler bulunmaktadır: ‘Dünya hayatı geçici ve başka bir âleme gidiş için sâdece bir istasyondur. Bu dünyaya gelip de gitmeyen yoktur. Dünya meşakkatleri ve telâşesiyle insanlar zamanın nasıl geçtiğini fark edemezler. Bu âlemden gitme zamanı geldiğinde, gaflete düşmüş ve yanılmışlardan olmamak gerekir’ veya ‘Sevinç ve kıvanç kaygıyı giderir’; ‘Cehennemin kapısını mal açar’ (Malına güvenenler, malını hayra harcamayanlar, cehennemin kapısını malları ile açmışlardır.);  ‘Eski zamanlarda ilim, hikmet ve menakıp sâhibi adamlar vardı. Onlar çok öğütler verirlerdi. Onları anmakla kalbim açılır.’

Verilen öğütlerin mutlaka yerine getirilmesinde, emir üslubunun daha etkili olabileceği düşüncesiyle cümlelerde emir kipi kullanılmıştır. Öğütlerdeki diğer bir özellik de; Metinlerin, bugünkü nesillere örnek olabilecek bir cümle yapısına sâhip olmasıdır.

Öğütlerden bir demet:

*Ağır yükünü, işini başkasına yükleme, kendini, gözün kararırcasına aç bırakıp başkasını doyurma.                 
*Arkadaşına karşı başkasını üstün tutma, yavaş huylu tavuğu sağlam tut, kırda süğlün arama.                               
*Baharın güzelliğine inanma, suya dayanma, kötülüğe hazırlanma, iyi söz dilden çıkar.                
*Beyler yanında iyiliğe aracı olan kişi ol.                                                                                                             
*Bil ki verdiğin senindir, insanoğlu karnına tapar; kişi mezara girdiğinde kalan mal başkasınındır.                       
*Bilgin kimseyi hoş tutup sözünü dinle.                                                                                                              
*Bilgin ve hâkim bir kimseye rastladığında her gün onun yanına git, ondan hikmet öğren; ondan, gönül alçaklığıyla bilgi edin, gururlanmayı bırak.                                                                                    
*Büyüklüğe eriştiğin zaman iyi huylu ol, beyler yanında iyiliğe araç olan kişi ol.                                 
*Düşmanına karşı hazırlıklı ol.                                                                                                                   
*Düşmanını küçük görüp yerme, sakınmayıp bırakırsan o, yurdunu alır.                                                              
*Eğer sana fakir ve düşkün biri misâfir gelirse, hazır bulunan yemeği önüne getir, geciktirme.                  
*Eldeki mala az sevin; giden mala acıma, ona çok pişman olma.                                                                    
*Fazilet iste, öğrenirken gururlanma, bilgisiz kimse öğünse imtihan zamanda şaşalar. / ‘Bilgi ve hikmet için çalış, öğrenmekten çekinme, kibirlenme, bir şey öğrenmeksizin bilgi ve edep taslamak isteyen imtihan zamanında şaşırır.’                                                                                                               
*Herkesin öcünü, hıncını başkalarının üzerinde alınacak bir borç bil, misâfire, elinden geldiği kadar çok iyilik yap.                                                                                                                                                       
*İyi elbiseyi kendine sakla, tatlı aşı başkasına ikram et, misâfirini iyi ağırla, iyiliğini herkese yaysın.                   
*Kutlu yaz geldiğinde kış için hazırlan, gece gündüz geçerek ay ile zaman tükenir.                                             
*Millet, ekşi suratlı, sıkı adama bakmaz. Yumuşak huylu ol, adın yarın da söylensin.                                       
*Sana gelen misâfirin yüzüne gülerek iyilikle bak.                                                                                             
*Sana misâfir gelirse atından indir, yorgunluğu dinsin; arpayı samanı yaklaştır, atı dinlensin.                           
*Sana şiddetli bir felaket gelirse geçer diyerek sabret; zamanın işini bilerek dur, ona öylece diren.                 
*Seni yaşlı bir adam çağırırsa davranarak ona doğru koş; kuraklık yıllarda millete bak, nereye konarlarsa sen de onlarla birlikte kon.                                                                                                                
*Serçe, boğazı için yem toplar, yem depolamaz, fakat ertesi gün de aç kalmaz.

Kaynak: Kaşgarlı Mahmud ve Dîvânu Lügati’t-Türk: Oğuz Çetinoğlu. Bilgeoğuz Yayınları, İstanbul 2019