Dil sevgisi; vatan sevgisi, ana sevgisi gibidir. Sınırsızdır, her türlü fedakârlığı gerektirecek kadar engindir. Bundan dolayıdır ki Yahya Kemal Beyatlı şöyle söylemiştir:
Dr. Öğretim Üyesi Hasan Kızıldağ ’ın; Prof. Dr. Âdem Öger, Doç. Dr. Âdil Çelik, Prof. Dr. Alimcan İnâyet, Dr. Atilla Bağcı, Prof. Dr. Bülent Bayram, Doç. Dr. Berna Ayaz, Prof. Dr Durmuş Arık, Prof. Dr. Fuzûli Bayat, Prof. Dr. Hanife Nalân Genç, Prof. Dr. Kadriye Türkân, Prof. Dr. Karl Reıchl, Doç. Dr. Kevser Gürcan, Doç. Dr. Kübra Yıldız Altın, Prof. Dr. Mehmet Aça, Prof. Dr. Mehmet Ali Yolcu, Prof. Dr. Mustafa Sever, Doç. Dr. Nursel Uyanıker, Dr. Sâcide Fikret Çobanoğlu, Uzman Arkeolog Sergen Çirkin, Prof. Dr. Yaşar Çoruhlu ve Dr. Yaşar Kalafat makalelerinden ve kendisinin ‘ Türk Şamanizmi’nin Hürriyeti ve Dünyâdaki Benzer Sistemlerinden Farklılığı ’ başlıklı makalesinin yer aldığı 16,5 X 26,5 santim ölçülerinde, 451 sayfadır.
Farklı etnik kökenlere ait olsa bile aynı coğrafya içinde yaşamak için ortak gayret gösteren topluluklar; ortak bir târihi, ortak bir kültürü paylaşması neticesinde millet vasfına sâhip olurlar. Milletlerin millî kimlik kazanmasını sağlayan millî kültür kısa sürede meydan gelen bir birikim değildir. Aksine millî kültür ardında yüzyılları barındırır.
Kültür, esâsen millîdir. Ona millîlik vasfını kazandıran, milletin millî değerlere verdiği ehemmiyettir. Millî kültür; milletlerin târihî dönemler içindeki sosyal yapılarını, dînî inançlarını, edebî eserlerini, ahlâk özelliklerini, düşünce sistemlerini ve bunların sonucu şekillenmiş olan mîmârî yapılarını içine alır. Millî kültür, devleti ayakta tutan en mühim unsurlardan biridir. Her milletin millî kültürünü oluşturan ana unsurlar mevcuttur. Bunlar dil, din, gelenek- görenek, sanat, dünyâ görüşü ve târih olarak sayılabilir.
ALİ KAYIKÇI Emekli Gümrük Müdürü, Serbest Muhasebeci, Gümrük Müşaviri, Gazeteci, Şâir ve Yazar Ali Kayıkçı 14 Ağustos 1946 târihinde, Trabzon’a bağlı Maçka ilçesi Hamsiköy’de doğdu. İlkokulu Samsun 19 Mayıs ve Rızânur’da orta ve liseyi de Samsun Ticaret Lisesi’nde (1959-1965) okudu.
Ali Kayıkçı ’nın üstün vasıfları saymakla bitmez. Velût yazardır. Bütün samimiyetiyle ve doğru bildiklerini değil, bildiği doğruları yazar. Karadenizlilerin ekseriyeti gibi merttir, yerine göre de serttir. Gözünü budaktan, sözünü dudaktan esirgemez. Şâirdir. Bir adı da Âşık Derebahçeli’dir.
Denizlerin insanoğluna sunduğu imkânlar, ‘ sonsuz ’ denilebilecek ölçüdedir. Ülke ekonomisini diri tutar, vatanı mâmur hâle getirir, insanları refaha kavuşturur.
Prof. Dr. AHMET BİCAN ERCİLASUN 1943'te İzmir'de doğdu. 1962'de İzmir İmam Hatip Okulunu, 1963'te Edremit Lisesini bitirdi. 1963-1967 arasında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde okudu. 1965-1967 yıllarında Ömer Lütfü Barkan'ın yönettiği Türk İktisat Târihi Enstitüsü’nde uzman olarak çalıştı. 1967'de Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde Türk dili asistanı olarak göreve başladı. ‘
Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun , eserinin arka kapağında (eskilerin tâbiri ile) müfit ve muhtasar olarak şu bilgileri veriyor:
Güvenilir lügat hazırlayıcılarımızın önde gelen ismi olan İlhan Ayverdi, ‘ Kubbealtı Lügati ’ isimli eserinde ‘ ikon ’ kelimesini şöyle açıklıyor: ‘ Hıristiyan Ortodokslarda Hz. Îsâ, Hz. Meryem veya azizlerin tahta üzerine yapılan resimlerine verilen ad .’ İnternetin bilgiç yıldızı Google Efendi de aynı açıklamayı veriyor.
*Öğrendim ki… Hiç kimse tek hakîkat temsilcisi değildir. (İlhan Karaçay’daan) *Ahlâk iledir kemal i âdem Ahlâkiledir nizam ı âlem Ahlâka nazar edilmeyince Semt i edebe gidilmeyince Âlemde nice mâarif ehli Tercih ediyor ulema cehli
MUSTAFA CAN 01.01.1949 tarihinde Samsun ili Terme ilçesinde doğdu. İlkokulu ve ortaokulu Terme'de, liseyi Samsun 19 Mayıs Lisesinde okudu. 1972 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Yabancı Diller Bölümünden mezun oldu. Bolu Erkek Öğretmen Okulu ve iki yıllık Eğitim Enstitüsünde Almanca öğretmeni olarak göreve başladı.
GÖÇ GÜNLÜĞÜ: Mustafa Can’n ‘Sevgili Eşine armağan ettiği’ 382 sayfalık romanın arka kapak yazısı:
GÖLGE IŞIKSIZ ÜLKEDE YAŞAMAZ isimli şiir kitabı 2020 yılında Ankara’da Kurgan Yayınevi tarafından basılmıştır.
Almanca öğretmeni ve okutmanı Mustafa Can aynı zamanda velût bir şâir ve yazardır. İlk eseri 2010 yılında yayın dünyâmıza kazandırılan ‘ BİR HİKÂYEM VARDI ANLATAMAMIŞTIM ’ isimli şiir kitabıdır. İkinci eseri yine şiir kitabı olarak 2011 yılında yayınlandı: ‘ ŞEHRİ SIRTLAMAK İSTEYEN ADAMLAR ’ ve ‘ METRODAKİ ADAM ’ isimli eseri de aynı yılda okuyucu ile buluşturuldu.
Diğer taraftan, Rus istilası sırasında Ermeni cinâyetlerinden kurtulmak için; Erzurum ve Erzincan’dan, Diyarbakır üzerinden Halep ve Adana yolu ile Konya ve Sivas’a sığınan Türkler vardır. Bunlar da Araştırmacı Yazar İsmet Bozdağ’ın, ‘ Hodri Meydan ’ isimli kitabından alınan bilgilerdir. İsmet Bozdağ; ‘ Trabzon, Van, Bitlis, Erzurum vilâyetlerinin Ruslar tarafından istilası sırasında oralarda yaşayan Türklerden 500.000 kadarının Ermeniler tarafından katledildiğini, 100.000 kadarının da hicret sırasında; soğuktan, açlıktan ve bakımsızlıktan öldüğünü ’ belirtiyor. Bunların sorumlusu da Ermenilerdir.
Ötüken Neşriyat’ın Türk Edebiyatı-Deneme serisinden yayınladığı eser, 12 X 19,5 santim ölçülerinde ve 212 sayfadır. Deneme türündeki kitaplarda yazarın şahsî görüşleri ve tecrübelerinden elde ettiği bilgiler, uzun olmayan makaleler hâlinde okuyucuya sunulur. Fransız yazarlar Montaigne (1533-1592) ve Francis Bacon (1561-1626) bilinen en eski ve en çok tanınmış deneme yazarıdır.
4 gün sonra çığırtkan Ermeniler, sözde ‘ tehcir ’ olarak andıkları, ‘ sevk ve yerleştirme operasyonunun 900. yıldönümü vesilesiyle gürültü kirliliğine sebebiyet verecek. 1.500.000 Ermeni’nin katledildiği yalanını ile dünyâyı ayağa kaldırmaya çalışacak.
Ben dosyaları, not defterimi vs. topluyordum ‘ Fazlı Bey bırak kalsın .’ dedi. O anda Pazarlama Dâiresi Başkanlığından alındığımı anladım. Arabaya binene kadar konuşmadı. Araba binince şoföre ‘ Ankara'ya gidiyoruz .’ dedi. Valizlerimizi sabahtan bagaja koymuştuk. Uzun süren bir sessizlikten sonra ‘ Arkadaşlar ikiniz de başkanlıktan alınmışsınız .’ deyince, ben elimde olmadan gülmeye başladım.