2-MEHMET ŞEVKİ YAZMAN’IN FAALİYETLERİ Târihçi Dr. Volkan Yaşar, birinci kitapta, hâtıralarını günümüz Türkçesi ile okuyucuya sunduğu Mehmet Şevki Yazman’ın askerlik dışındaki faaliyetlerini, ikinci kitapta topladı. Eser, birincisiyle aynı ölçüde ve 418 sayfadır.
Önce idealizm? İdealizm, bir inancın, bir amacın saf ve karşılıksız sevdasıdır. O, kalbin pusulasını doğru bildiği yöne çeviren, hiçbir dünyevi çıkar beklentisi taşımaksızın, seçtiği yolu azimle takip eden, hatta peşinden koşan kararlı ruhun ta kendisidir. İdealist, dava bellediğinin uğruna ölüme dahi razı olan, takipten asla vazgeçmeyen onurlu bir kişiliktir.
Cepheye varıldığında sıkıntılar ve sürprizlerle karşılaşılır: Kalkiliye’ye 1918 senesi Mart ayının ilk günlerinde ve akşam karanlığında vardık. Kudüs ve Yafa çoktan düşmüştü.
1-FİLİSTİN İÇİN ÇARPIŞTIĞIMIZ GÜNLER Târih dalında Dr. unvanına sâhip olan Volkan Yaşar ’ın yayına hazırladığı, 13 X 20 santim ölçülerindeki 214 sayfalık eser, Mehmet Şevki Yazman, hayatta iken tefrika hâlinde yayınladığı hâtırâları derlenerek oluşturulmuştur.
ADDF(Azerbaycan Diasporası Destek Fonu) ve Hari Bülbül Azerbaycan Medeniyet Derneği'nin, düzenlemiş olduğu, Bahtiyar Vahapzade'nin doğumunun 100. yılı anısına sahnelenen "YAĞMURDAN SONRA" adlı oyununun daveti üzerine; dün akşam (20Ekim 2025) Üsküdar Belediyesi Bağlarbaşı kültür merkezinde tiyatro gösterisini zevkle izledik.
Adalet Ağaoğlu ile yapılan sohbetlerin bir araya getirilmesiyle yazılan kitap "Sen Türkiye'nin en güzel kazasısın." cümlesiyle sunulmuş.
Sevgili okurlarım, bugün size çocukluğumdan kalan hatırladığım bir anımı anlatacağım.
Şair ve Yazar Yavuz Bülent Bakiler’i daha orta mektep talebesi iken ne zaman, nerede ve nasıl yayınlanacağı belli olmayan Serdengeçti Dergisi’ndeki Cebeci Camii şiiriyle tanıdım(1959). Şairimiz diyordu ki “Cebeci Camii’nde ezan okunur/ Kapısı önünde fakir fukara/ Al git bu sevdayı başımdan rüzgâr/ Al git uzaklara” Duygusal” şiirin son dizesi şöyle biter “Ne güzel Rabbim, Rabbim ne güzel/ Türk İslam yaratılmak”
*Öğrendim ki… Allah’a baş eğenlerin başı, hiç kimsenin önünde eğilmez. *Asıl saâdet, insanların beyninde ve kalbindedir. Bunlar dışında birkaç uzvu olmayanlar da mes’ut olabilir. (Tuva Türklerinin Türk asıllı baş râhibi)
Gazze’de ateşkes nihayet başladı. Ne kadar süreceğini bilemeyiz; zira Netanyahu ve Savunma Bakanı Gantz “savaş henüz bitmedi” diyebiliyorlar.
Katil İsrail, ağa babası ABD desteğiyle iki yıldır Gazze’de taş üstünde taş bırakmadı. 50.000 ‘den fazla insanın öldüğü, açlığın sefaletin kol gezdiği Gazze’de ki trajedi, dünyanın gözü önünde yaşandı.
“Kitapsız yaşam kör, sağır ve dilsiz yaşamaktır.” Seneca
Veli T âhir Erdoğan Hoca Efendi’nin ‘ Çocuklara Şifa Olsun ’ isimli kitabı 16 X 24 santim ölçülerinde, 100 gram kuşe kâğıda renkli olarak basılı 103 sayfadır. Arka kapak yazısında anne ve babalara hitap ediyor:
Diğer bilgiler de şöyle: *Hangi gıdayı eksik alırsak, hangi ârıza çıkar? *Gıda okuryazarlığı nedir? *Katkı maddeleri hakkında önemli açıklama. *Vücuda düşman olan, alınmayacak gıda maddeleri… *Alınması gerekenler… Devamında, cevapsız soruların cevapları…
*Hz. Muhammed (SAV)'in hadislerinden, yaşayışından ve yapılmasına izin verdiği hususlardan kaynaklanan tıbba dâir tavsiye ve uygulamalara verilen addır. Bu bilgiler Kütüb-i Sitte olarak bilinen en önemli 6 hadis kitabının “ Kitâbü't-Tıp ” başlıklı bölümlerinde yer almaktadır.
İnsan zihni genellemeyi çok seviyor; hâlbuki en tehlikeli hüküm verme yolu her şeyi bir torbaya doldurmak, herkesi aynı terazi ile tartmaktır. Bu tehlikeli duruma karşılık bir söz sanatı var ki onu kullanırken tehlike aklınıza gelmez: Tekil olanı veyâ tekil gibi söyleyerek çokluğu/çoğunluğu kastetmek, düşündürtmek, çok olana bağlı çağrışımlar oluşturmak, mecâz-ı mürsel sanatını oluşturur. Bu türden genellemeler mâkul, meşrû ve mecazlı ifâde sayılır. Bir örnek de bunun için vermeliyiz:
Çocuklar tatil bitmesine az kaldı. Okulumuz bir hafta sonra açılıyor diye konuşurlarken mutluluk kafesindeki hoparlörden Aslan Kral Güçlü'nün sesi duyulur. -Sevgili çocuklar okulunuzun açılacağı son haftaya gireceğiz. Bu son hafta için de hep beraber uçurtma şenliği düzenleyelim.
Eserlerin yazarı, ’Şifa Olsun ’ isimli birinci kitap için arka kapak yazısında şu bilgileri veriyor:
Diğer yandan İslâmiyet’e giren Türk soylu halklarda bu inanç ve uygulamalar Hz. Fatma ile bağlı olarak yaşaya gelmiştir. [1] [1] Hz. Fatıma’nın ellerinin, nefesinin, duasının şifa verici, bereket kazandırıcı olduğuna inanmak Türk soylu halklarla mı sınırlı, bunu bilemiyorum; ancak hem Türkiyede hem Türk soylu halklar yurdunda bizzat şahidi olduğum bir uygulamaya (ritüel demeye dilim varmıyor) işâret etmeliyim: Hasta, şifacı, el almış, ocaktan olduğu bilinen orta yaşlı bir kadının önüne sırtı dönük oturur. Başta üç kere, “Benim elim değil, Fatıma anamızın eli, sayrılık gitsin, albızlar, alkızlar gitsin biiznillah, inşallah… Fatıma anamızın yüzü suyu hürmetine, duası hemen kabûl olan ulu kişiler yüzü suyu hürmetine, elim benim değil Fatıma Anamızın eli, şifâ Allah’tan…” diye üç kere deyip sonra Kur’an’dan, İsrâ suresinin, anlamı, “Biz inananlar için öyle bir Kur’ân indirmekteyiz ki, o büyük bir şifâdır ve yüce bir rahmettir” olan 82. âyetinin Arapçası ile Şuarâ Suresi’nin 80 ve Nahl Suresi’nin 69. âyetini -ki bunlar toplam 23 kelimedir, Fâtihâ kadardır- okuyorlar; ardından üç kere yine “Benim elim değil, Fatıma Anamızın eli…” duasını takrarlayıp bu esnâda da hastanın başını yüzünü omuzlarını sırtını sığıyorlar. Türkçedeki sığamak fiili oldukça zengin anlamlı ve işlevlidir…
Ülkemizde Cuma namazını eda edenler bilir ki, 2024 yılı itibariyle 89.817 ye ulaşan camii şeriflerde, farzdan evvel minbere çıkan, hutbeyi irat eden İmam- Hatipler, Kur’an-ı Kerim' in Nahl Suresi 90. Ayetinin önce Arapça metnini, sonrasında da Türkçe mealini okuyarak cemaate hatırlatma yaparlar. Ayet- i Kerime in meali şöyledir: *Muhakkak ki Allah C.C. size adaleti, iyilik etmeyi ve akrabaya yardımı emreder, ahlaksızlığı, kötülüğü ve azgınlığı da yasaklar. Dinleyip tutasınız diye size öğüt verir*

