Bir zamanlar, birbirine bitişik iki çiftlikte yasayan iki erkek kardeş vardı. Günlerden bir gün bu iki kardeş arasında bir anlaşmazlık baş gösterdi. İki kardeş arasında o zamana değin ilk kez görülen anlaşmazlık, giderek büyüdü ve kardeşler arasında ayrılığa neden oldu.
Tebük seferine mazeretleri olmadığı halde katılmayan üç kişi, Peygamber'imiz tarafından cezalandırılmışlardı. Efendimiz, Müslümanların bu üç kişi ile konuşmalarını yasakladı. Gerçekten bu çok ağır bir ceza idi. Çarşı - pazarda kimse bunlara Selam vermez ve yüzlerine de bakmazlardı. Bu üç kişi çok daralmış ve bunalmışlardı.
Bir kimse, yitik eşya veya bir hayvan bulduğunda, onu almalı mı, yoksa hiç el sürmeyip olduğu yerde bırakmalı mı?
Bu sabah televizyona bakıyordum. Programcı, Tarsus'un dağında davar sürüsünü anlatırken, yetiştiriciye anne keçileri göstererek; "bunlar dişi keçiler mi"? Diye sordu. Çok garibime gitti ve bu makale için telefona sarıldım. Çocukluğum dağlarda çobanlıkla geçtiği için, bazı bilgileri paylaşmak istedim.
- Mü'minin Miracıdır. - Müslümanın Alâmet-i Farikasıdır: Yüce Rab'bimiz, Kutsal Kitabımızın birçok yerinde defalarca: "Namazı vaktinde ve dosdoğru kılın" diye emrediyor.
Rabbimize şükürler olsun, bir İslam Ülkesinde ve mü'min bir ana- babadan dünyaya gelmişiz. Akil baliğ olunca, ömür boyu yaşayacağımız, Yüce dinimizin tüm gereklerini öğrenmemiz gerekiyordu.
Rabbimize şükürler olsun, bir İslam Ülkesinde ve mü'min bir ana- babadan dünyaya gelmişiz. Akil baliğ olunca, ömür boyu yaşayacağımız, Yüce dinimizin tüm gereklerini öğrenmemiz gerekiyordu.
Günlük yaşantımızın her hangi bir yerinde: - Dinimize. - İnancımıza. - Ahlakımıza.
İlim - irfan sahibi bir dedeye, İyi kalpli bir genç gelir. - Dedeciğim, kalbimi darlandıran ve beni üzen bir problemim var. Size arz edebilir miyim? - Tabi arz edebilirsin yavrum. Buyurun sizi dinliyorum.
Günlük yaşantımızın her dakikasına paraşütle inen, cep telefonlarımızın, faydası mı çok, zararı mı çok, analiz etme zamanı çoktan geldi.
Kur'an'ın her tarafında: - Ey Muhammed. - Ya Muhammed.
Kule, helikopter pilotun soruyor: - Uçağı gördün mü? - Gördüm.
“Yaşayacak fazla yılın kalmadı ve ayrıldığında yanına hiçbir şey götüremeyeceksin. Bu yüzden tutumlu ol, ama refahını feda etme.
ÜÇ YARIM DAKİKA Bir doktor şöyle tavsiye veriyor: Geceleri kalkanlar oluyor hani evi incelemek veya idrar yapmak için.
Padişahın biri güzel yürüme yarışması düzenler. Gerekli yerlere ilan edilir, şartlar belirtilir. Yürüyüş, belirli ve engebeli- taşlık bir güzergahtan saraya doğru yapılacaktır. Sonuçlar akşam açıklanacaktır.
Çünkü yüksek kaliteli özelliklere sahiptir; - Yaratılan herkese sevgi ve saygı ile yaklaşır. - Çelik gibi bir imana sahiptir. İyi niyetli ve hoşgörülüdür.
Bu sabah televizyonda, başlık üzerine sohbet ediyorlardı. Yılın kelimesi seçilmiş. Kalabalık yalnızlığın kelime anlamı; kalabalığın yalnızlığını işaret eder, kişinin yalnızlığını değil. Bu kavram, on yıllardır kullanılan; "KALABALIK İÇİNDE YALNIZLIĞIN" yerini tutmamaktadır. Kalabalık içinde yalnızlık kavramı, yıllardır herkes tarafından bilinmekte ve üzerine birçok yayınlar yapılmış ve yapılmaktadır.
Dün sabah TRT Haberde, Şunları söyledi: Vücudumuzda CİMRİ GENLER var.
Vejetaryenler et yemiyorlar. Veganlar et yemedikleri gibi, bitki de yemiyorlar galiba. Ne ile beslendiklerini de açıkçası ben bilmiyorum. Herkes, istediğini yiyip yememekte elbette serbesttir.