"Seyyid" diye tanınan veyâ tanıtılan ne çok kişi var, mâşallah! Bunların gerçeğini sahtesinden ayırt etmek bugün çok zor. Velâkin işte tam bu noktada dur! Dur ve bana kulak ver.
Yunus Emre Enstitüsü tarafından hazırlanmış olan Yunus Emre Dîvânı'nı okuyorum.
RİT'in Türkçeyi düşürdüğü hâllerden biri, normal Türkçe kelimelerin yerini de "öz Türkçe" sözlerin almasıdır.
(Dikkat: Bu öz Türkçe sözler bir akademik makāle başlığı değildir; fakat akademisyen veyâ entel görünmek isteyenler tarafından kopyalanıp kullanılabilir.)
(Dikkat: Bu bir akademik makāle başlığı falan değildir.)
[Bu RİT (Resmî İkāmeli Türkçe) bana öyle ilhamlar veriyor ki yukarıdaki serlevha aruzun kanatlarıyla geldi.]
Tamam, kabul ediyorum: TDK'nın yalnızca kusur ve yanlışlarını söylemek olmaz.
Hak getire... Peki, TDK lügatinde bile yazmayan "hazırbulunuşluk" gibi ıvır zıvır şeylere sen neden takılıyorsun ki?
Hâlid Ziya Uşaklıgil'in ettiği şu lâfa bakın: "Hiçbir millette hiçbir münevver genç yoktur ki kendi lisânının geçmişine vâkıf olmasın." Pehpeh, ne ipe sapa gelmez bir lakırtı!..
"Dershane" mi doğruymuş, yoksa "dersane" mi? Aman, takıldığın şeye bak! Bak, bizim pratik, atik ve sempatik Türkçe hocaları sihirli bir formül (!) bulmuşlar: A harfi ile biten kelimelere "-ne", A harfi ile bitmeyenlere "-hane" gelirmiş...
1974 model "Yazın Terimleri Sözlüğü"nü -sanki bir matahmış gibi- sitene taşıyıp milyonlara sunuyorsun.
RİT'in Türkçeyi düşürdüğü hâllerden biri, Türkçe kelimelerin yerini de "öz Türkçe" sözlerin almasıdır.
Kardeş, amma da meraklıymışsın böyle şeylere! Ne o öyle "yatırımlık arsa, yatırımlık altın bilezik, yatırımlık hisse" sevdâsı falan?
1. TDK dükkânının levhasına "Ne ararsan bulunur derde devâdan gayrı" kaydı eklense gerektir.
Türkçeye Fransız kalmanın TDK hâllerinden biri... TDK -hilâf olmasın- İngilizce ve Fransızca kelimeleri Türkçe kelimelerden daha dikkatli yazıyor.
“ Emekli” kelimesi de TDK ve devlet tarafından gerçek yuvasından çıkartılan, öz mânâsından ve geçmişinden kopartılan yüzlerce kelimeden biri...
Atalarımız bize altın değerinde öğütler bırakmış. Hayat mâcerâsında her ihtimâli hesâba katalım, bütün adımları doğru atalım diye... Bunun için atasözlerimizin çoğunu hayat rehberi olarak benimsemek lâzım. Ama ondan önce atasözlerini doğru öğrenmek şart.
Türkiye ’de son yıllarda hiç geçmeyen bir moda ... Duymaktan, görmekten, okumaktan usanç getirdiğimiz terâne: “Kitab okuma kampanyası...” Bu modayı herkes tâkib ediyor.
“Türkçe 80-90 yıl önce bir çıkmaza saplandı...” Yeni Akit’te -C.Yakup Şimşek imzâlı- bir yazı böyle başlıyor. Şimdi bunu gören peşin hükümcü -daha yazıyı okumadan- der ki: “Yâhu, zâten Atatürk düşmanı olan bir gazete başka ne yazar?” Evet, böyle diyecek sürü sürü adam var bu ülkede... Attilâ İlhan’ın “Özleştirmeci Takımı” adını verdiği zümrenin çoğu...
Türk Diline Kumpas (TDK) hareketine tezâhürat tutan tutana... Çoğu da “ papağan ezberleri ”yle... Bu tribünlerde -maalesef- ilim, fikir, kültür, sanat ve edebiyat dünyâsının anlı şanlı nice sîmâları da yer tutmuşlar.