Kayalar, şirin ve sesiz bir kasabaydı. Kısa bir gezintiden sonra aracımıza bindik ve yola koyulduk. Bu arada Marya’yı bizimle yemek yemesi için davet ettik. O da kendi arabasıyla Alaattin Bey ve eşini yanına alarak bize dahil oldu. Anatolika köyünden geçip Uçarlar köyüne geldik. Burada Türkçe bilen biri olduğunu söylediler ama aramamıza rağmen o şahsı bulamadık. Köyde küçük bir eczane ve okul vardı. Etraf sessiz ve bakımlıydı.
Türkiye’den her sabah Selanik’e kalkan THY’na ait bir uçağın TK 1981 uçuş kodu ile havalandığını öğrenince bayağı gururlandık.
Yunanistan’ın ABD’nin hibe ettiği zırhlı araçları adalara sevk etmesi Ankara-Atina hattındaki gerilimi artırdı. ERVAK Başkanı Erdal Güzel, gündemden düşmeyen toprakları Pusula okurları için kaleme aldı.
Edirne ülkemizin kuzeybat ı köşesindedir. Yunanistan - Bulgaristan sınırımızdaki bu şehrimiz 1361'de fethedilmiş ve Osmanlı Devletimize 1365-1453 yılları arasında başkentlik yapmıştır. Romalılar devrinde de, ipek yolu üzerinde olması sebebiyle önemli bir yerleşim yeri olan bu bölge, 1361 yılında 1. Murat döneminde, Osmanlı topraklarına katılmış ve Bursa'dan sonra 100 yıl kadar süre ile başşehir olmuştur.
Tamı tamına 6 aydır Covit 19 salgını nedeniyle evden çıkmıyordum 65 yaş üzeri alınan tedbirler çerçevesinde. Hiç bir dönemde bu kadar çok kitap okuduğum, yazı yazdığım, eş dost ile telefonla görüntülü ve görüntüsüz konuşma yaptığımı hatırlamıyorum.
3 BÖLÜM Ağrı Dağı’nın Ermeniler için kutsal bir anlam ifade ettiğini her ortamda duyuyorduk. Bir saatlik yolculuktan sonra Garni’ye geldik. Burası bağlık, bahçelik ve turistik bir yerdi. Aracımızı yemek yiyeceğimiz restoranın parkında bırakıp yürürken karşı tarafta meyve satan bir bayan gördük. Ne sattığına baktığımızda bayan bize ekmeğe benzeyen bir yiyecek ikram etti. Sorduğumuzda bunun kete olduğunu anladık ve Ermenilerin keteye Gata dediklerini de öğrenmiş olduk.
Dostumuz Samvel, bekleme sürecinde telefonla her gelişmeden haberdar oldu ve Gümrü girişinde flaşörleri yanan bir aracın bizi beklediğini söyleyip bir aksilik durumunda telefonunun açık olduğunu hatırlattı.
Sovyet Rusya’nın dünyaya korku saldığı yıllarda en merak ettiğimiz konu Demirperde’nin arkasıydı.
Bundan önceki yazımda 30 Kasım Cumartesi günü Selanik’in gezilebilecek yerlerini gezdikten sonra saat 17.oo ye doğru kalacağımız Cabsis Hotele geldiğimizden bahsetmiştim. Gezi programına göre akşam saat 19.oo’da Yunanlıların meşhur tavernalarından birisine gitmemiz icap ediyordu. Nitekim otelde biraz dinlendikten sonra Saat 19.oo’a doğru yürüyüş mesafesinde bulunan tavernaya hep beraber gittik. Buraya gelmeden önce ben tavernayı hayalimde daha başka bir şekilde tahayyül ediyordum. Tavernayı görünce hayretimi mucip oldu. Zira, hiç bir hususiyeti olmayan sıradan bir lokanta görünümündeydi. Tek özelliği canlı müzik olmasıydı. Geldiğimiz sokak tamamen tavernalar ile dolu idi. Hani bizde barlar sokağı denen yerler vardır ya, işte onun gibi bir yer.
Türkiye Eğitim Sen Sendikası (T.E.S.) Kocaeli Şube Başkanlığı tarafından, 29 Kasım – 01 Aralık 2019 tarihleri arasında tertip edilen Selanik – Kavala seyahatine iştirak etme imkanım oldu. Sendikanın yapmış olduğu gezi programına göre 29 Kasım 2019 Cuma günü Saat 22.oo de İzmit Eski Perşembe Pazarı’nın bulunduğu yerden hareket etmemiz icap ediyordu.
Atina, Yunanistan’ın başkenti. Otelimize yerleştikten sonra Akropolis’in eteklerinde kurulu Hephaistosu gezmek üzere yola koyulduk. Bu antik şehri gezmek için öncelikle Monastiraki Meydanına gitmeniz gerekiyor.
Roma’dan ayrıldıktan sonra Napoli’deki otelimize yerleştik. Yol yorgunluğunu gidererek kahvaltıdan sonra Pompei’ye doğru hareketlendik. Aracımızı uygun bir parka teslim ettikten sonra biletimizi alarak bana göre lanetlenmiş kente girdik.
Roma: Floransa’nın tarihi atmosferinden ayrıldıktan sonra bir çok tarihe başkentlik yapmış Roma’dayız. Otelimize yerleştikten sonra zamanımızı değerlendirmek adına öncelikle İtalya’nın merkezinde yer alan Katolikliğin merkezi Vatikan Ülkesine gidelim dedik.
Floransa’ya vardığımızda güneş şehir üzerindeki mesaisini bitirmeye hazırlanıyordu. Otelimize yerleşip gün batımını izlemek üzere Floransa’nın hakim bir tepesi olan ‘ Piazzale Michelangelo ‘ ‘Seyir Tepesi’ ne gidiyoruz. Günün bu saatinde güneş her biri mimarinin eşsiz bir örneği olan yapıların, kubbelerin, kulelerin üzerinde elini gezdirdikçe şehir her bir an izleyene bambaşka bir zevkler tattırıyor.
Otelimizde geceledikten sonra Milano’daki ikinci günümüzde güzergahımız Como gölü. Haritadan baktığımızda oldukça büyük olan Como Gölü’nü gezmeye Como şehrinden başladık.
Milano’ya rahat bir yolculuktan sonra saat 15.30 civarında otelimize yerleşmek üzere vardık. Milano büyük bir kültürel mirasa sahip İtalya ’nın 2. büyük şehridir. Tarihi, doğası ve moda merkezi olması nedeni ile yerli ve yabancı birçok turistin tercih ettiği Milano, gezilecek yerler bakımından ziyaretçilerine bonkör davranıyor.
Schengen ülkeleri arasında sınır kapısı olmadığından hangi ülkede seyahate devam ettiğinizi bilemiyorsunuz. Ülke sınırına yaklaştığınızda Avrupa Birliği’nin bayrağının altında hangi ülkedeyseniz onun adı yazılı başka bir işaret yok.
Sırbistan, Avrupa’nın önemli kesişim noktalarının üzerinde yer almaktadır. Ancak Karadağ’ın ayrılmasıyla ülkenin denizle olan bağı koptuğu için Deniz Kuvvetlerini satılığa çıkarmıştır. En önemli şehri Belgrad’dır.
2018 yılı başından bu güne planlamaya çalıştığımız geziye 28.06.2018 günü saat 07.00 civarında başladık. 5 kişi kendi aracımızla yola revan olduk.