İstanbul’un edebiyat ve fikir mahvilleri bir hayli fazladır. Dün de öyleydi, bugün de öyle. Tanzimat döneminde bu mahviller evlerde, konaklarda yapılırdı. Mesela Hersekli Arif Hikmet’in Evi, Abdurrahman Sami Paşanın ve Recaizade Mahmut Ekrem’in Konağı, en meşhuru ise Tarihçi İbnülemin Mahmut Kemal İnal’ın konağıdır. Şair Nigar, İhsan Raif, Şüküfe Nihal ve Nihat Hanım’ın (Fıratlı) evleri de öyleydi. Tevfik Fikret’in Aşıyan’daki yalısını unuttum sanmayın, Orası da aynıydı.
Kemah Cafe’ye sığmayınca yeni mekanımız Mardin evleri ve değirmenin suyunun aktığı yer anlamına da gelen, bol odalı, avlulu, bahçeli, salonlu Üsküdar Abbara Cafe’de yine konuşulmayanları konuştuk.
Kemah Cafe’ye sığmayınca Pazartesi Sohbetini Abbara Cafe’de devam ettik. Konuya kitap ve yayınla girildi.
Üsküdar Kemah Kafede aydınlarımız; hem intihar ettikleri süsü verilerek dosyası kapatılan Aselsan'daki intihar olayını (2006) ve hem de Isparta'da düşen Atlas Jet'e ait, World Focus Hava Yolları pilotlarının kumanda ettiği düşen uçakta (2007) hayatlarını kaybeden 7 akademisyen; Prof. Dr. Engin Arık, Fatma Şenol Boydağ, İskender Hikmet, Mustafa Fidan, Özgen Berkol Doğan, Engin Abant'ı gündeme taşıdı.
Üsküdar Kemah Kafe’de Osmanlı Tarihi’nin Trajedilerini müzakere ettik. Kıymetli fikir emekçisi gazeteci İbrahim Kiras'ın aynı isimle konu ettiği makalesinden yola çıkarak Ahiret Tahsildarı Reşat Şen, Yazar Haldun Sönmezer, Gazeteci Atilla Şahiner, Mühendis Adnan Babuna, Mimar Mehmet Tuna Somay, Muallim M. Cemal Öztürk ile çok az bilinen olayları değerlendirdik.
Yeni bir Dünya ve bölge Savaşı, komşu ülkelerin biri birlerini işgali, ilhakı, taptaze ve henüz ismi bile konulmamış bir hastalık salgını, hayat pahalılığı, işsizlik. Cehalet ya da hızlı bir enflasyon yahut devalüasyon, teknolojik ilerlemede toplu bir zarar, yapay zekada iflas çıkar mı?
Öyle Yavuzlu Köyü deyip de geçmeyin. Burası Yavuz Sultan Selim Han’ın Mercidabık Zaferini kazandığı yer. Kilis’e üç beş kilometre uzaklıkta, aynı isimle bilinen; bazılarına göre Dabık veya Halep ovası, bana göre; üzüm bağları ve zeytin denizi gibi göz bebeklerinize oturan Kilis Ovası üzerinde kurulmuş yerleşim birimi.
Aydınlarımız sorumluluğunun farkında. Üsküdar Kemah Kafede her hususun müzakere edildiği, her görüşün nezaketle. Dinlendiği, sevginin kuşattığı, insanın hep önde olduğu ve aydınlık Türkiye için fikir üretildiği pazartesi toplantıları beş seneden bu yana her hafta şevkle devam ediyor.
Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Özaydın’nın "Türkiye Yüzyılının Önündeki Tek Engel; Enflasyon" konulu konferansta anlattıkları ve çözüm önerileri Beylerbeyi Delfino Cafe'de İstanbul Platformu üyelerinden alkış aldı.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu (1989-1974) bir dönem lise edebiyat derslerinde adı geçen, kitaplarından alıntı yapılan, hatta imtihanlarda bile hakkında sorular sorulan bir aydınımızdı. Ancak her siyasi dönemde özellikle edebi, sosyal, felsefi vs konuların ders kitapları değiştiği için bazı isimler zaman zaman azalır, yerini bir başkasına bırakır.
Ramazan’ın ilk gününden itibaren Suriye’de Fırat Kalkanı bölgesinde de faaliyet gösteren Yunus Emre Ensitütüsü’nün konuğu olarak Kilis’teydim. Fırat Kalkanı bölgesinde başta Azez olmak üzere Afrin, Çobanbey, El Bab’da temaslar yaptım, konferanslar verdim. Burası Türkmen bölgesidir.
Acıpayamlı Gazeteci Tahir Kutsi Makal (1937-1999) İç göç adında 1966’da inceleme ve gezi konulu Tarla Yayınlarda bir kitap yayınlamıştı. Taşradan, büyük kentlere ve özellikle İstanbul’a göç anlatıyordu bir çalışmasında. Söz konusu yılarda ayrıca dış göç de filizlenmiş, Türkiye’den Almanya’ya kol işçisi olarak talep edilen insanlarımızın oluşturduğu yeni bir göç dalgası başlamıştı. Sırası gelen, resmi evraklarını tamamlayıp soluğu aldığı Almanya’ya göç ediyordu
Türkiye’nin hangi ilinden olursa olsun uçağa bindikten en fazla bir buçuk saat sonra Ercan Havaalanındasınız. THY, Anadolu Jet, Pegasus, Sun Ekspres her gün 71 sefer yapıyor KKTC’de Lefkoşa’ya. Bu daha kış tarifesi. Bahar gelip yaz’ın müjdesi hissedilince bu sefer sayısı daha da artar.
1960’lı yılların ikinci yarısıydı; 1967 falan. Profesyonel gazeteciliğe başladığım İstanbul Cağaloğlu Babıali’de Sabah’ta çalışıyordum. Şerefefendi Sokaktaki devlete ait Güneş Matbaacılığın ikinci katında idi gazetemiz. Maruf yazarlarımızı burada tanıdım. Mesela Eşref Edip, Necip Fazıl ve Osmanlıların son dönemindeki aile dramalarını romanlaştıran Münevver Ayaşlı ve nihayet Sezai Karakoç.
Merhum Başbakan, sonra Cumhurbaşkanı Turgut Özal, “Arım, balım, peteğim” şarkısı ile yapardı propagandasını. Kendisi de söyler, iştirak ederdi. Ayrıca kara mizah haline getirilmek istendiği karikatürlerini medyadan keserek çerçeveletirdi. Sahnede kendisini eleştiren tiyatrocularla birlikte esprilere kahkahalarla gülerdi. Ayrıca konserlere, operalara, temsillere de giderdi.
Adania Shibli (1974) Filistinli bir hanım yazar. Sayın Shibli Hanımefendi hem Berlin’de ve hem de Kudüs’te yaşıyor. Halen Zürih Literaturhaus’ta konuk müellif-yazar olarak bulunuyor.
İstanbul gerçekten bir cazibe merkezi düşünme özelliği olanlar için. Hele hele tefekkür nasiplilerin önceliği gibidir. İstanbul’u kazanan veya kaybeden bütün Türkiye’ye mi galip gelir yahut mağlup olur yaşandıkça öğreniliyor. Her ikisini de referansları güçlü çıktı.
Son birkaç ay bayağı hengameli geçti. Genel (14 Mayıs 2023) ve Cumhurbaşkanlığı seçimi (28 Mayıs 2023) sonrası siyasi kozlar paylaşıldığından “ortam biraz daha rahatlar” diye düşünürken daha da ciddileşti rahatsızlık. Siyasetin bizatihi kendisinde mi var bu rahatsızlık, yoksa ülkemizde üretilen ve uygulanan politikalarda mı tartışılır doğrusu.
Örnek bir dünya lideri yok günümüzde. Bu kanaate nereden vardınız derseniz “sağım solum sobe” gibi etrafımıza, bölgemize bakmanız yetip de artıyor bile.
Türkiye’deki 10 ilimizde gerçekleyen ve dünyanın en zor zelzelelerden biri olan depremde daha beşinci günde 18.342 canımız gitti. Acımız büyük. Yüreğimiz yanıyor yıkılan binaları ve depremde perişan olan insanlarımızın çığlığını duyunca. Kurtarma çalışmaları yapan resmi veya gönüllü insanlarımız hiç uyumadan bir kahramanlık sergiliyor. Fikir emekçilerimiz de öyle. Bundan siyasi dersten evvel, deprem öncesi yapılması gerekenler konusunda aşırıyla fazla bir ibret dersi çıkarmak gerekiyor. Çünkü bu ne ilk idi ve ne de son olacak.