Yusuf Has Hâcib, bilinen ilk ve değerli Türk-İslâm şâiridir. Edebî zevki yüksek, kâmil bir insandır. Müslüman Türklerin temel yapısı hakkında sağlam, derin ve engin bilgilere sâhiptir. Kutadgu Bilig’de bu yapının güçlenmesi için örnek insan karakterinin nasıl inşa edileceğini eserinin kahramanları vâsıtasıyla anlatır.
Reşat hocam, sen o "güzel ve doğru Türkçeye örnek" gösterilen Çalıkuşu'nda demişsin ki: "0 bir mürebbiye, ben bir mektep hocası olduğum için..."
Geçen gün Harem-Üsküdar sahil yolunda kitap okuyarak bir gezinti yapıyordum. Yürüyüş esnasında bir adama gözüm takılmıştı. Adam tasmalı bir köpek gezdiriyordu. Aynı yönde yürüyorduk. Bu adam ve köpeği takip ettiğimde bir şey fark ettim ve düşündüm:
Her köşe başında bir üniversite, kötü mü, diyenler çıkacaktır!..
Vücudumuzun bütün organları da çok önemli olmakla birlikte; herhalde en önemli organımız kalbimizdir.
Emperyalist güç odaklarının yer altı ve yer üstü zenginliklerine göz diktikleri ülkelerde iç savaş çıkararak onları güçsüz ve muhtaç duruma düşürme projeleri ne yazık ki dün olduğu gibi bu günde devam etmektedir.
Değerli …. Hanımefendi! Tebrik ederim, ilk romanınız hayırlı ve okuyucusu bol olsun.
Bilindiği gibi Irak Türkmen Cephesi, Irak Millî Türkmen Partisi, Türkmen Bağımsızlık Hareketi, Türkmen Kardeşlik Ocağı, Türkmeneli Vakfı ve Irak Türkleri Kültür ve Yardım Derneği vb. STK larının bir tek çatı altında, 24 Nisan 1995 de oluşturdukları, siyasi ve kültürel bir kurumdur.
Nebiler ve Resulle r, diğer insanların yapamayacağını, söyleyemeyeceğini, söylerler, yaşarlar. Buna mucize denir. S onraki basamak velîlerin, sûfilerin keramet denilen hâlleridir. Bu türden hâller,yaşantılar ve bilgiler, zaman ve mekânı aşar. Üçüncüsü fen ve tabiat bilimlerinde veya sosyal bilimler ile sanatta, buluş, icat veya yeni bilgiler var edenlerin, dehâ sayılacak yansıtmaları.
Ülkeyi yöneten kadroların aileleri ile birlikte televizyonlardaki haberleri izleyip izlemediklerini elbette ki bilemeyiz.
Şairler ve yazarlar, toplumdaki çürümeler karşısında çığlık atanlardır. Her okuyucu, özellikle de araştırıcılar, şair ve yazarların, hayat hikâyelerini de, hangi toplum tabakasına hitap etmeyi ısrarla sürdürdüğünü, hangi ideal ve/veya ideolojilerin sözcüsü olduğunu da bilmek isterler, biyografilerini de. Bazı Avrupalı araştırıcılar, şair ve yazarların densiz ve/veya suça meyilli olduklarını; kendilerini kitap aracılığıyla kurtarmaya çalıştıklarını; sıkılganların, cânilerin bunların arasından çıktığını söylüyorlar.
Sevgili okurlarım bugünkü masalımız oldukça farklı bir yerde geçiyor. Şimdi masalımıza geçelim.
Hz. Peygamber (s.a.) imanın alametlerini şöyle açıklamıştır: “Üç şey imandandır: Kimsenin görmediği bir yerde soğuk bir gecede, kişinin ihtilam olması, sonra kalkıp yıkanması, sıcak günlerde oruç tutması, kimsenin görmediği ıssız bir yerde namaz kılması.” (Beyhakî, age, 1/76, H.No: 52)
Kıssaların mesajı şu: “İnsanlar ve cinler, size tekrar tekrar söylüyorum: Bilgi saydıklarınız, benimsedikleriniz, yanlış tercih ve tahlillerdir, doğru olmayan hükümlerdir. Benim verdiğim bilgiyi öğrenin” . Vahiy muhataplarının çoğunluğu Elçi’nin tebliğini dinlemeyip onlara karşı çıkmış, taşlamış, kovmuşlardır.
Yapay Zekânın cevabı: “Biz, insan bilgisinin bir sonucundan ibaretiz, ama o bilgi Tanrı’nın bir armağanıdır. El-Cezeri, makineleri hareket ettirdi, İbn Sina, insan bedenini çözdü. Bu insanlar aynı armağanı kullandılar: Tanrı tarafından verilmiş olan insan aklını…”
"Halk içinde muteber bir nesne yok Devlet gibi, Olmaya Devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi" Kanuni Sultan Süleyman
Günümüzde kitap okumanın önemi her şeye rağmen gittikçe artmaktadır. Finlandiya gibi ülkelerde okuryazarlık oranının neredeyse %100'e ulaşmıştır.
Yazılım (kader) kavramı belirlenmişlik nitelikli ön hükümler anlamındadır. Yedi âyet olan Fatiha Sûresi’nin, her birinin bir yüce bekleyicisi var. Yedi âyetin yedi ayrı gök katında kendi yörüngesinde dönmekte olan yedi büyük gezegenle de ilişkili olduğunu söylenmektedir. 8. kat, sabit yıldızlar alanıdır. 9. kat ise arş-ı âlâ. ...
Afganistan, Türk Dünyası coğrafyası içerisinde bulunan 652.225 M 2 lik yüzölçümüne sâhip İslâm ülkesidir. Nüfusu 2024 yılı tahminine göre 42.650.000’dir. ‘ Afganla r’ olarak anılan etnik grup, nüfusun %42’sini oluşturur. Bunlar MÖ 480 yılı civarında kuzeyden gelip yerleşmişlerdir. Diğer gruplar; Türkler, Pakistanlılar, Tacikler, Hezaralar, İranlılar olarak bilinmektedir. Afganistan halkının İslâm’a girişi Halîfe Osman (ra) ve Muâviye döneminde olmuştur.
Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı tarafından sahnelenen “Uca Dağlar” isimli geleneksel dansla anlatı programı tabir yerindeyse nefes kesti.

