"Su Gibi Aziz Ol" ve Bulgaristan Rodop Çeşmeleri

7-11 Temmuz 2025 tarihleri arasında Bulgaristan'ın Kırcaali bölgesine yaptığımız kültür ve tanıma seyahatimizde, kendisiyle tanışmaktan memnun olduğumuz, Kırcaali Mestanlı Beldesi " Zeybekler Sivil Toplum Teşkilatının Başkanı Sn. Metin Hasan Bey' in bize hediye ettiği" Bulgaristan' Doğu Rodoplar Bölgesinden Çeşmeler" adlı kitabı zevkle okudum ve inceledim. 2006-2014 yılları arasında Bulgaristan'ın Doğu Rodop bölgesinde çekilen 745 resim arasından en güzel çeşme- sebil fotoğrafları bu kitap albümünde kullanılmıştır.

İkinci Gazi Giray Han’ı Bilir misiniz? - 2

Üç ay sonra Sinan Paşa sadrâzamlıktan azledilince, Kırım'ın önde gelen devlet adamları, Gazi Giray'ın tekrar han tâyin edilmesi için İstanbul'a başvurdular.  İkinci Gazi Giray, tahttan ayrılışından 4 ay sonra tekrar Kırım Hanlığı tahtına oturdu. İkinci dönem hanlığı, 1608 yılına kadar 12 yıl 3 ay devam etti. Bu süre içerisinde de Osmanlı Devleti'nin hizmetinde oldu. Zaman zaman hizmetinde aksamalar, yetersizlikler gözlendi ise de sadâkatten asla uzaklaşmadı. 1602 yılında, mevsimin kış ve hava şartlarının çok ağır olmasına rağmen, İstanbul'un isteği üzerine ordusu ile Macaristan'a hareket etti. Kış mevsimini av partilerinde ve şiir yazmak, şiirlerini bestelemekle değerlendirdi. Kış bitip savaş hazırlıklarına başlandığında Osmanlı ordusundaki komutanlar arasında yaşanan sürtüşmeleri gerekçe göstererek Kırım'a döndü.

İkinci Gazi Giray Han’ı Bilir misiniz?

Kırım Hanlığı 1441 yılında kuruldu. 8 Nisan 1783 târihinde Ruslar tarafından işgal ve ilhak edilmesine kadar hanlık tahtı 75 defa (1) sâhip değiştirdi. (Melek) Hacı Giray, İkinci Gazi Giray, Sofu (Dördüncü) Mehmed Giray, İkinci Devlet Giray, İkinci Mengli Giray, Arslan Giray, Kırım Giray, Maksud Giray, Dördüncü Devlet Giray, Şâhin Giray; Kırım tahtına ikişer defa oturdular. Nur Devlet Giray, Mengli Giray, Canbek Giray, Üçüncü Mehmet Giray, Birinci Kaplan Giray, Üçüncü Selim Giray; üçer defa, Hacı Selim Giray ise dört defa han tahtına oturdular.  Bu sebeple Kırım'da Hanlık tahtına oturanlar toplam 50 kişidir.

Gezdiklerim Gördüklerim 3

 Soykırım müzesinin abidevî kapalı bölümünü ziyâret ettikten sonra, katledilen insanlara âit kemik yığınlarının bulunduğu kapalı (Azerbaycan Türkçesiyle ‘bağlı’) bölümü görmeyip bütün şehitlere duâ ederek müzeden ayrıldık. Öğle vaktine çok yakın bir zamanda Küba’nın târihinde önemli bir yer tutan ‘Cuma Mescidi’ olarak anılan câmiye giderek öğle namazını cemaatle edâ ettik.

12 Eylül Darbesinin Hedefi, Yapılış Tarzı ve Sonuçları

1980 yılına girilirken Türkiye’de on yıl kadar önce başlayan yönetim ve asayiş sorunları giderek derinleşiyor, çatışmalar anarşiye dönüşüyor, devletin varlığı bile giderek sorgulanır hale geliyordu. Aslında bu ortam 12 Mart muhtırası döneminde oluşmaya başlamıştı.

Gezdiklerim Gördüklerim 3

Bu ziyÂretlerden sonra, yaklaşan ikindi namazını eda etmek için Kız Kalesi civarında küçük halı satan işyerine girerek genç halıcıya yakında mescid olup olmadığını sorduk. 20-25 yaşlarındaki genç satıcı biraz ilerde iki küçük mescidin bulunduğunu, bir tanesinin ‘ Ehl-i Sünnet Mescidi ’ diğerinin ise ‘ Şia Mescidi ’ olduğunu belirtti. Bize en yakın olan Ehl-i Sünnet Mescidine giderken sağlı sollu sıralanmış, küçük turistik eşya satan esnafın ısrarla içeriye bakmamızı, hesaplı yerli malları olduğunu söylemeleri; işyerlerinin pek de iyi gitmediğine ve müşteri azlığına bir işâret teşkil ediyordu.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Sonbahar…

Kıbrıs’ta yaşanan kavurucu sıcaklardan sonra adanın en güzel mevsimini, ‘’Sonbaharı’’ bulursun karşında…

Gezdiklerim Gördüklerim 3

Sayın Vâli Murad Yıldırım’ın telif ettiği kitapta; gidilen ve görülen yerlerin sâdece sosyal meseleleri hakkında değil, iktisâdî hayatları hakkında da derinlemesine bilgiler var:

İletişim Sorunlarını Çözmede Anahtar İfadeler

Ne söylediğin, nerde ve kime söylediğinden daha önemlidir.

Gezdiklerim Gördüklerim 3

‘ Gezdiklerim Gördüklerim ’ isimli kitapla, Emekli Vali ve Yazar Murat Yıldırım yıllarca gezip gördüğü farklı coğrafyalardan elde edilen birikimleri ve unutulmaz hâtıraları, fotoğrafları ile birlikte okuyucuya sunuyor. 13,5 X 19,5 santim ölçülerinde 262 sayfalık eser, aynı isimle okuyucuya sunduğu kitapların üçüncüsü olmakla birlikte birinci ve ikinci ciltleri de ihtiva ediyor.   

"Cep Herkülü" Naim Süleymanoğlu

07- 11 Temmuz 2025 tarihleri arasında Bulgaristan'ın Kırcaali bölgesine de yapmış olduğumuz tanıma ve kültür seyahatine ilişkin tespit ve değerlendirmelerimizi " Özü Türk, sözü Türk Kırcaali ve İzlenimler (1) ve (2) başlıklı köşe yazımızda dile getirmiştik.

Kitap Bağışı Gönüllüsü Hizmet Ehli Bir Kültür İnsanı: Sadettin Turhan- 3

Sadettin Turhan: Hepsi kabulümüzdür. Bağışlanan kitapları daha çok okul kütüphânelerine gönderdiğim için; roman, hikâye, deneme test kitabı, sözlük, atlas gibi kitaplar benim için daha kıymetlidir. Hiçbir kitabı atmıyorum onları da başka projelerde değerlendiriyorum.

Zenginlik, İşte Bu!

"Çalışmayı, Sağlığı ve Eğtimi Asla İhmal Etmeyiniz" -Semahat Aracı

Kitap Bağışı Gönüllüsü Hizmet Ehli Bir Kültür İnsanı: Sadettin Turhan-2

Sadettin Turhan: Net olarak ‘ hayır ’ diyebilirim. Resmî kuruluşlardan destek almak mümkün değil.  Yaptığımız işi bir vakıf çatısı altında gerçekleştirebilirsek belki cüz’i destekler bulunabilir. Tek başına şahısların yaptığı bu kabil hizmetler, doğrusu yardım ve destek bulunması için bir mânâ ifâde etmiyor.  Ancak şahsî ilişkiler sebebiyle hayırsever şahıslardan az miktarda destek temin etmek mümkün olabiliyor. Sağ olsunlar projeyi gördüklerinde ve sosyal medyadan tâkip ettiklerinde yapılan işin ehemmiyetinin farkına varıyorlar ve ellerinden geldiğince destek veriyorlar. Hepsine kalbî teşekkürlerini sunuyorum. 

Okullar Açılırken

Okullar, 8 Eylül Pazartesi günü yaklaşık 20 milyon öğrenciyle eğitim ve öğretime başlayacak. Eğitimde fırsat eşitliğinin sözde olduğu ülkemizde, Karayazı’da okuyan öğrenciyle, paralı kolejlerde okuyanlar aynı kulvar da koşacaklar.

Kitap Bağışı Gönüllüsü Hizmet Ehli Bir Kültür İnsanı: Sadettin Turhan-1

Sadettin Turhan: Öncelikli olarak bu sözleriniz ve teveccühünüz için teşekkür ederim. Sizler gibi bu işe ehemmiyet veren ağabeylerimizin ve kardeşlerimizin olması hâlâ bir şeylerin yapılması için geç olmadığını ve değerli olduğunu hissettiriyor. Teşekkür ederim.

Özü Türk, Sözü Türk Kırcaali ve İzlenimler (2)

EKONOMİK ve GENEL REFAH: Bulgaristan ekonomisi, eski komünist- devletçi sistemden vazgeçtikten sonra serbest piyasa şartlarına dışa açık, özel sektörü orta seviyede gelişen, az sayıda stratejik kamu işletmeleri olan bir ekonomiye sahip bir görüntü vermektedir. Enerji, madencilik, metalürji, makine endüstrisi tarım ve turizme dayalı sektörler önem kazanmaktadır. Dünyanın 70. büyük ekonomisine sahiptir.

Kapalı Maraş Vakıf Statüsündedir; Açılsın

Türk Dünyası’nın dayanışmasından, birlikteliğinden, diplomatik trafiğinin hızlanmasından, gelişmesinden, sivil toplumdan destek almasından ABD ve Rusya rahatsız. ABD yönetimi emperyalist ve kibirli. Rusya gerek SSCB ve gerekse sonradan gerçekleştirilen BDT’na üye Türk Cumhuriyetlerinin dayanışmasına bile karşı.

Hukuk Devletinin ve Demokrasinin Olmazsa Olmazları: Kurumlar, Kurallar, Bağımsız, Tarafsız Yargı

Nuri GÜRGÜR Demokrasi ve kurumları Türk ve Müslüman ülkelere çok geç geldi. Kanun-i Esasi ve 2. Meşrutiyetin ilk döneminde bizde bazı adımlar atılmış olsa da tablo uzun süre değişmedi. Egemenliğin millete ait olduğu ilkesinin benimsenmesine, Büyük Millet Meclisi’nin her dönem seçimle oluşmasına, çok önemli yapısal reformlar yapılmasına rağmen devlet 1946 yılına kadar “tek partili cumhuriyet“ olarak kaldı.

Prof. Dr. Sadık K. Tural’a Tarihten Destana Akan Duyarlılık Kitabına İlişkin Sorular - 6

Prof. Dr. SADIK KEMAL TURAL 1946 yılında Kırıkkale’de doğdu. İlk ve orta öğrenimini aynı şehirde tamamlayıp fark derslerinin imtihanını vererek İlk öğretmen okulu diploması aldı. Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu.   Meslek hayatına Kırıkkale’de Ortaokul Türkçe öğretmeni olarak başladı. 1972’de, Hacettepe Üniversitesi’nde Türkçe dersleri öğretim görevlisi, 1973’de asistan, 1978’de Edebiyat Doktoru, 1982’de Yardımcı Doçent’, 1983’de Doçent, 1988’de Profesör oldu.