Suriye’de Heyet Tahrir el Şam’ın (HTŞ) başında olduğu Baas rejimi karşıtı grupların ve Türkiye’nin desteklediği Suriye Millî Ordusu’nun (SMO) 27 Kasım’da İdlib’den Halep’e doğru başlattığı operasyon zamanlama açısından çok doğru tercihti.
S.K.T: Birer ölçüt olan iki önemli kavram var: Yoğunlaştırılmış merak; edebî değere bağlı beklentiler. Olay örgüsüne dayalı anlatma ihtiyacını karşılamak üzere meydana getirilmiş eserleri bu iki ölçütün yardımıyla çözümleyip, hükme bağlamamız gerekir. Bilim kurgu ve/veya fantazmagori ile masal ötesi eserlerde insanın merakını hem çok fazla uyarmak, hem de diri tutmak, eksiltmemek ana hedeftir.
Haddini aşmak, ölçüyü kaçırmak, anlamına geliyor. Gerçekte hayat, “ölçülü ve dengeli davranmakla” güzelleşir.
S. K. T: 1980 öncesindeki yüzyıl içinde, tarihî bilgi ve gerçekliği de, edebî değeri de vazgeçilmez saymak yerine, macerayı, meraka bağlı gerilimi öne alan fakat tarihî roman olarak bilinen eserler yayınlandı. Bunların bir kısmını okumuştum. Okumadığım yüzlerce eser vardır. Siyasetin yöntemlerinden olan, karşıtlığa dayalı, taraftar toplama niyetinden doğan övmeci veya sövmeci yahut dövmeci tavırların bilimlik sayılan araştırmalara yansıması çok üzücüdür.
“Ben gelmedim davi için, benim işim sevi için.” Yunus Emre Bundan önceki yazımızda, “sevginin ve özgürlüğün” öğrencilere nasıl kazandırılabildiğinden bahsetmiştik. Beş maddesini anlattığımız bu konunun diğer maddelerini anlatmaya çalışalım.
S.K.T: Bizim şahidi olmadığımız zamanda nelerin, nasıl yaşandığına bağlı meraklar, insan zekâsının en temel yönelişlerinden biridir. Günümüzü ve hattâ geleceği kurma yönünde çok önemli katkılar sağlayan bilgi ve bilinç kazanmak için, geçmişte yaşanmış ve yaşatılmış olanları bilmek, öğrenmek gerekir.
Onlar adı olmayan kadınlar. Erkekleri ile eşit olmak gibi bir meseleleri de yok. Baba evinde bıraktıkları soyadlarını illâ da taşımak gibi bir kavgaları da olmamıştı, Feminizm filân gibi ilimlerden! de haberleri yoktu…
Son olarak tahkiye kelimesine değineyim: Batı dillerindeki narrasyon kavramı olay (lar)a dayanarak, merakla bezeyerek anlatma işleminin adıdır. Olay örgüsü, üstleniciler ve merak adlı yapılandırıcılar yardımıyla var edilen gerçekleşmeye narration demek yerine, tahkiye denilmelidir. Tahkiye, olay, üstlenici (ler), merak ögeleri ile dile bağlı inceliklerin katkısıyla oluşturulan bir özel anlatmacılıktır.
Derdi günü Türkçeyi yabancı (!) kelimelerden kurtarmak olan TDK, milleti bilumum zararlı şeylerden korumak istiyor, belli.
Yahya Kemâl’in şiirlerinde “vatan” ve “millet” mefhûmlarının “târih şuûru” ile kaynaşmasını tetkik edebilmek için, önce, bu mefhûmları sosyolojik açıdan zihinlerde motifleşen mânalarıyla ele almak; onları tahlil etmek ve sonra da Yahya Kemâl’in şiirlerinde târihî derinliğe uzanan “müşterek kültür” unsurlarındaki “vatanî”, “millî” ve “târihî” sentezlere ulaşmak gerekir. Ancak o zaman, “vatan” ve “millet” mefhûmları gibi, “târih şuûru”nun da müşterek bir kültür şuûru olduğu ve bu şuûrların topyekûn milî şuûru oluşturduğu görülür.
SADIK KEMAL TURAL: Kavramlar, bir halkın bilgi dünyasının ve bilincinin yansımalarını gösteren anlamlı kelimelerdir. Kavramlarımızda arınma ve kendine dönmeye ihtiyaç olduğu açıktır: Medrese zihniyetli, enderun kafalı aydınlar; beş yüzyıl Arapça ve Farsçanın, on dokuzuncu yüzyılda Fransızcanın, seksen yıldır da İngilizcenin zekâmızı ve kültürümüzü sömürmesine aracılık etmişlerdir.
Araştırmacı Yazar Ali Tayyar Önder, ‘ Türkiye’nin Etnik Yapısı-Milletimizin Kökenleri ve Gerçekler ’ isimli kitabı okunması gereken ciddî ve ilmî bir çalışmadır. Bu kitapta üzerinde düşünülmesi gereken bazı önemli tespitler var. Bazıları da tartışma yaratacak konular.
6 Kasım’da Bişkek’te yapılan Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Zirvesi’nde Türk dünyasının geleceğini etkileyecek çok önemli bir karar alındı: “Türk Dünyası Şartı” kabul edildi.
Övgülerimiz bol, eleştirilerimiz kıt olsun. İnsanları azarlamayı bırakıp övmeye başlayalım. Unutmayalım: Ödüllendirilen davranış tekrarlanır.
Ülkesine olan tutkusu kara sevdaya dönmüş olan hemşerimiz Ord. Prof. Dr. Z. Fahri Fındıkoğlu Türkiye’nin en ünlü sosyologlarındandı. İnsan olmanın sorumluluğunu bütün hücrelerinde hisseden Z. Fahri Fındıkoğlu kültür pınarlarının cömert aktığı Erzurum’un, Tortum ilçesi, Çamlıyamaç köyünde 1901 yılında doğmuştur.
Vejetaryenler et yemiyorlar. Veganlar et yemedikleri gibi, bitki de yemiyorlar galiba. Ne ile beslendiklerini de açıkçası ben bilmiyorum. Herkes, istediğini yiyip yememekte elbette serbesttir.
Anlıyor da ataların anladığı gibi değil. Un koyup koyultuyor, su koyup cıvıtıyor. Pişmiş aşa su katıyor.
Kara Harp Okulu’ndaki beş yıllık eğitim dönemlerini bu yıl tamamlayan, 30 Ağustos’ta kılıç kuşanıp teğmen rütbesiyle Türk Silahlı Kuvvetleri’ne katılan teğmenlerin resmî törenden sonra dağılmayarak aralarında düzenledikleri geleneksel ufak çaplı gösteri bazı çevreleri ciddi şekilde tedirgin etti. Millî Savunma Bakanlığı (MSB) soruşturma başlattı.
Yıl: 1963. 21 Mayıs… Bilenler bilir…” Darbelerde Harbiyeli Olmak” kitabımda da yazdım…Teferruat oradan okunabilir.
İsrail’e, KUDÜS GEZİSİ vesilesiyle son 15 yıl içinde 7 defa gitme fırsatım oldu. Bu gidişlerimizde genellikle ERCAN TURLA gerçekleşmişti.