Oğuz ÇETİNOĞLU

Ekonomist, Araştırmacı-Yazar

ocetinoglu1@gmail.com

Regaib Kandili

Regaib Kandili, dinî literatürümüzde üç aylar olarak bilinen rahmeti, bereketi ve mağfireti bol olan feyizli bir maneviyat mevsimine girdiğimizin habercisidir. Regaip, ‘elde edilmesi arzu edilen değerler’ demektir. Bu mübarek gece, Yüce Allah kullarına bol bol rahmet ve mağfirette bulunduğu için bu adı almıştır.

Hicrî takvime göre Recep, Şaban ve Ramazan aylarını barındıran bu önemli zaman dilimini gündelik hayatın yeknesaklığından çıkıp, sosyal barış ve huzurun bir vesilesi sayabilenler ve üç ayları bu şekilde değerlendirebilenler kazançlı ve mutlu olurlar. Rahmet iklimi, insanlığa karşı görev ve sorumluluklarımızı hatırladır. Ülkemizde geçmişten günümüze, üç aylara verilen önem, daima canlı kalmış, tarihte olduğu gibi bu gün de insanlarımız, üç aylar geldiğinde hayatına olumlu anlamda yeni bir istikamet vermektedir.

Kandiller ve Ramazan ayı, Müslümanlar için tövbe dönemleridir. Üç aylar, akıp giden zaman içerisinde kandiller geçididir. Bu geçit, günahlardan temizlenmek, hatâlardan arınmak, iyiye-güzele yönelmek için mükemmel bir fırsattır. Ne mutlu bu fırsatı değerlendirebilenlere.

Üç aylar; insanların geçmişin muhasebesini yaparak geleceğe azim ve enerji dolu bir şevkle atılma fırsatı bulacakları, hatâ ve günahlardan temizlenip, hayırlı ve yararlı işlere yöneleceği bir zaman dilimidir.

Mübârek gün ve geceler, yaratılış gayemizi düşünmemiz, yaratan ve yaratılanlarla olan münâsebetlerimizi gözden geçirmemiz için bulunmaz fırsatlardır. Milletimizin ‘Kandil’ olarak adlandırdığı bu geceler, yüreklerimizi ve geleceğimizi aydınlatan ışıklardır. Kendimizi denetleme ve değerlendirmenin, bir beşer olarak İlahî kudret karşısındaki acziyetimizin şuurunda olarak taat, ibâdet ve şükürlerimizi artırmanın, bir kere daha geçmişimizin muhasebesini yapıp geleceğe hazırlıklı olmanın bir vesilesidir. Kandiller, günümüzün yoğun ve karmaşık hayat akışı içinde kaybolup giden ve öze dönüşünü ihmal eden modern birey için içe dönük bakış ve öz denetim fırsatıdır.

Regaip Kandili Gecesi’nin ve diğer mübârek gecelerin nasıl değerlendirileceği konusunda Kur’an-ı Kerim’de hüküm yoktur. Kur’an-ı Kerim’de önemine vurgu yapılan tek kandil gecesi, Kadir Gecesi’dir. Ancak sözlükte; ‘kendisine rağbet edilen kıymet, bol ve değerli bağış’ anlamındaki ‘ragıbe’ kelimesinin çoğulu olan ‘Regaib’ kelimesi, hadis ve fıkıh literatüründe ‘bol sevap ve mükâfat, faziletli amel’ mânâlarında kullanmaktadır. Tabiîdir ki; bol sevap ve mükâfat; geceyi istirahat ederek, film seyrederek veya günlük dünya işlerini konuşarak geçirenlere verilmeyecektir.

Bu düşünceden hareketle; Müslümanlar, zaman içerisinde bâzı olayların cereyan ettiği gün ve gecelere değer yüklemişler, o gecelerin değerlendirilmesini İslamî bir gelenek hâline getirmişlerdir. Genel kabul görmüş bir kanaat olan ‘umumun ittifakında yanlış olmayacağı’ görüşünden hareketle, geleneğin devam ettirilmesinde fayda vardır. Cenab-ı Allah, kullarının iyi niyetle yaptıkları düşünce ve hareketlerini karşılıksız bırakmaz. Allah’ın (cc) bağışlamasına güvenerek gönülden O’na yakaranlar mutlaka kârlı çıkacaklardır.

Bilinmektedir ki; Peygamber Efendimiz (sav) zamanında ve sahâbeler döneminde, kandil geceleri kutlanmıyordu. Konu ile ilgisi az olanlar soracaklardır: Üç ayların başlangıç gününe özel bir önem verilmesine ne zaman başlanmıştır? Kitaplarda şu bilgilere rastlanmaktadır: Kudüs’te 1056 yılında, Bağdat’ta 1087 yılında şehir halklarının bu geceyi değerlendirdikleri, İmam-ı Gazzâlî’nin kitabında yazılıdır. Birçok İslam âlimleri, Gazzâlî’den bağımsız olarak Recep ayının ilk gecesinin önemli olduğunu belirtmişlerdir. Bu düşüncelerin; Recep ayının, âyet ve hadislerde faziletli bir ay olduğunun yazılı olmasından kaynaklandığı ifâde edilmektedir.

Okuyucularımın Regaib Kandili’ne tebrik ederim. Sevdikleriyle ve sevenleriyle, huzur ve mutluluk içerisinde nice kandillere erişmesini Cenab-ı Allah’tan niyaz ederim.