Oğuz ÇETİNOĞLU

Ekonomist, Araştırmacı-Yazar

ocetinoglu1@gmail.com

Kadir Gecesi

Ramazan ayının kudsiyet ve bereketini bildiren şu uzun hadis-i şerifin her bir cümlesi, bizlere ebediyetten müjdeler vermekte, Cennet nimetleri gibi gönlümüzü ferahlandırmaktadır.

Selmân-ı Fârisî (r.a.) anlatıyor: ‘Resûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.) Şaban ayının son günlerinde bize irat ettiği bir hutbede şöyle buyurdu: ‘Ey insanlar büyük ve mübârek bir ay yaklaştı, gölgesi başınızın üstüne düştü. Bu öyle bir aydır ki, içinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi vardır. Allah o mübârek ayın gündüzlerinde orucu farz, gecelerinde nâfile namazı meşru kıldı. Bu ayda küçük büyük bir hayır yapan insan, başka aylarda bir farz eda etmiş gibi sevap alır.

Bu ayda bir farzı yapmak, başka aylarda yetmiş farz yerine geçer.

Bu ay Allah için açlık ve susuzluğun, taat[1] ve ibâdetin meşakkatlerine sabır ve tahammül ayıdır. Sabrın karşılığı da Cennet’tir.

Bu ay yardımlaşma ayıdır. Bu ay müminlerin rızkını arttıracak aydır.

Bu ayda her kim oruçlu bir mümine iftar edecek bir şey verirse, yaptığı bu iş günahlarının bağışlanmasına ve Cehennemden kurtulmasına sebep olur. Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmeden onun kadar sevaba kavuşur.’

Rabbinizin rızâsına sebep olan hasletlerin birisi, kelime-i şehâdete devam etmeniz, diğeri de Allah'tan mağfiret dilemenizdir.

Vazgeçemeyeceğiniz diğer iki hasletin biri Allah'tan Cenneti istemek, diğeri de Cehennemden Allah'a sığınmaktır.

Her kim oruçluya bir yudum su verirse, Allah da ona benim mahşerdeki havuzumdan öyle bir su içirecektir ki, Cennete girinceye kadar bir daha susuzluk çekmeyecektir.’

Ashâb-ı Kiramdan[2] bazıları, ‘Ya Resûlallah, hepimiz oruçluya iftar edecek bir şey bulup verecek durumda değiliz’ dediler.

Bunun üzerine Resûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.) ‘Allah bu sevabı bir tek hurmayla, bir içim suyla, bir yudum sütle oruçlu mümine iftar ettirene de verir’ buyurdular ve hutbelerine şöyle devam ettiler: ‘Bu ayın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da Cehennemden kurtuluştur. Bu ayda kim kölesinin (işçi ve hizmetçisinin) işini hafifletirse, Allah da onu affeder ve Cehennemden uzak tutar.

Böyle bir ayı geride bırakıyoruz. Bu aydaki makbûl sevaplarımızı Kadir Günü ve gecesinde taçlandırmak mümkündür.

Kadir; lügatte, hüküm ve kaza; şeref ve azamet; güç yetirmek anlamını taşır. Leyle-i Kadir / Kadir Gecesi, kandil denilen mukaddes gecelerdendir. İslâm’da, Kadir Gecesi'nin mânâ ve önemi büyüktür. Bu durum Kur'ân'da şöyle belirtilmektedir: Şüphesiz ki, Biz O'nu (Kur'an'ı) Kadir Gecesinde indirdik. Kadir Gecesi'nin ne olduğunu bilir misin? Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır. O gece, melekler ve Rûh, Rablarının izniyle ile inerler. O gece, fecir doğuncaya kadar bir selâmdır.’

Kadir Gecesini; Recep, Şaban, Ramazan aylarından oluşan ve İslamiyet’te mübarek olarak kabul edilen üç-ayların üçüncüsü olan ramazanın son on günündeki tek rakamlı gecelerde aramak gerektiğini, hangi gece olduğunu kendisinin de bilmediğini Hz. Peygamber ifâde etmiştir. Yine, Hz. Peygamberin Muhtemelen 27. gecedir.’ Buyruğundan ötürü, örf olarak Ramazan'ın 27. gecesi Kadir Gecesi olarak kabul edilmektedir. Kadir Gecesi'nde, Kur'ân-ı Kerîm'in, tek bir cümle, bir bütün olarak lehv-i mahfûz'dan dünyâya indirildiği; Hz.Muhammed'e indirilirken de ilk âyetlerin bu gecede gelmeye başladığı kabul edilir.

Kadir Gecesi, Müslümanlar için bir lütuf ve rahmettir. Bu sebeple gece, ibâdet ve duâ ile geçirilir. Hz. Peygamber, bu geceyi ibâdetle geçirenin geçmiş günâhlarının affedileceğini müjdelemiştir. Müslümanların, Hz. Ayşe rivâyetine göre, Cenâb-ı Peygamber gibi, Allah'ım gerçektir ki sen affedicisin, affı seversin; beni de affetdiye duâ etmeleri hayırlı olur. Bu gecede, nafile namazlardan başka, Kur'ân okuyarak, Allah'ı düşünüp zikrederek ve bol bol duâ edilerek ibâdet edilir.

Osmanlı Devleti zamanında, Kadir Gecesinde bütün eğlence yerleri tatil edilir, büyük camilerde şeyh ve âlimler vaaz ve nasihatlerde bulunurlar, ibâdetler sahura kadar devam ederdi. İndirilen hatimlerin duaları da 26. gün akşamı yapılırdı ki bunun sünnet olduğu kabul edilirdi. Osmanlı Sarayından da alay hâlinde camie gidilirdi ki, buna da Kadir Alayı denilirdi.

* * *

Kalpler vardır, sevgiyi yaşatmak için… İnsanlar vardır, dostluğu paylaşmak için… Mübârek günler-geceler vardır, berâberce kutlamak için.

KADİR GECENİZ MÜBÂREK OLSUN!

Düşünceleriniz gül gibi güzel ise, siz bir gül bahçesisiniz, gülzârsınız… Size gülzâr-ı hümâyunsây yaraşır. Gülzârlara lâyık olursunuz.

Allah Subhânehu ve Teâlâ Hazretleri Kadir Gecesindeki dualarınızı kabul buyurup dünyânızı ve ahretinizi gülzâr eylesin.

* * *

‘Kadir Gecesi namaz kılıp Kur’ân-ı Kerim okuduktan sonra yapılan dualar kabul olunur.

BİSMİLLAHİ'R-RAHMANİ'R-RAHîM

Ey talihsizlerin sığınağı, Ey âcizlerin güç kaynağı, Ey dertlilerin tabibi, Ey yolda kalmışların yol göstereni! Ey çâresizler çâresi! Ve Ey her duada bulunana icâbet eden ululuk tahtının Sultanı!

İçinde bulunduğumuz bu Kadir Gecesi hürmetine bizleri affeyle Ya Rabbi!

ALLAH`ım, Sen bizleri ufku, inancı ve davranışlarıyla tam bir ruh ve mânâ kahramanı eyle! Derinlik ve zenginliğimizi bilgi ve müktesebâtımızla birlikte gönül zenginliği, ruh saffeti ihsan eyle.

ALLAH`ım, Sen bizleri, kalbî ve rûhî hayata programlı, maddî mânevî bütün kirlerden uzak durmaya kararlı, cismanî ve bedenî isteklere karşı her zaman teyakkuzda, Kin, nefret, hırs, haset, bencillik ve şehvet gibi hastalıklarla mücâdele azmiyle gerilmiş tevâzu ve mahviyet âbideleri eyle Ya Rabbi!

ALLAH`ım, Hayatımızı iman-ı kâmil yörüngeli ve ihlas donanımlı yaşamayı en birinci mesele bilelim. Duyguları, düşünceleri ve davranışları itibarıyla Hak rızasına kilitlenmiş bir hakikat eri olalım. Beraber yürüdüğümüz, aynı mefkûreyi paylaştığımız kimselerle asla rekabete girmeyelim. Onlara karşı kat'iyen kıskançlık duymayalım; aksine, onların noksanlarını giderip, eksiklerini tamamlayalım ve onlara karşı hareketlerimizde hep bir vücudun uzuvlarından herhangi bir organmış gibi davranalım Ya Rabbi!

ALLAH`ım, Hayatımızı Kur'ân ve Sünnet çizgisinde Hak dostluğu, takva, azimet[3] ve ihsan şuuru çerçevesinde yaşayalım. Benlik, gurur, şöhret gibi kalbi öldüren hislere karşı sürekli tetikte bulunalım kendimize nisbet edilen güzellikleri ‘her şey senden’ deyip sana verelim. İradeye vâbeste[4] işlerde de her zaman ‘ben’den kaçıp, ‘biz’e sığınalım. Hiç kimseden korkmayalım. Hiç bir hâdise karşısında telâşa kapılmayalım ve doğru bildiğimiz şeylerden asla geriye durmayalım Ya Rabbi!

ALLAH`ım, Hareket ve faaliyetlerimizi, bu dünyanın bir ücret yeri değil de, bir hizmet mahalli olduğu mülâhazasına bağlayalım. Her zaman memur bulunduğumuz sorumlulukları fevkalâde bir disiplin içinde yerine getirelim. Netice ve sonuçla meşgul olmayı da sana karşı bir saygısızlık sayalım Ya Rabbi!

ALLAH`ım, Dine, imana ve insanlığa hizmeti, Hak rızası yolunda en büyük bir vazife bilelim. Ne kadar büyük işler başarsak da, bundan nefsimiz adına maddî-mânevî herhangi bir pâye çıkarmayı hiç mi hiç düşünmeyelim Ya Rabbi!

ALLAH`ım, Düzenimizin bozulmasından dolayı ümitsizliğe düşmeyelim. İnsanların bize karşı olmasından dolayı sarsıntı yaşamayalım. ‘Bu dünya, darılma dünyası değil, bir dayanma âlemidir’ deyip dişimizi sıkıp sabredelim, mâruz kaldığımız durumlardan kurtulmak için de alternatif çıkış yolları arayalım en kritik anlarda dahi değişik stratejiler üretip hep azm u ikdamda bulunalım Ya Rabbi!

ALLAH`ım, Bizleri, Kadir Gecesi hürmetine gönül insanları eyle Ya Rabbi!

EFENDİMİZ HAZRETİ MUHAMMED'E, AİLE EFRADINA VE O'NUN BÜTÜN ARKADAŞLARINA SALÂT U SELAM EDEREK BUNLARI SENDEN DİLENİYORUZ; DUALARIMIZI KABUL BUYUR YA RABBİ!

ÂMİN VE'L-HAMDÜ LİLLAHİ RABBİ'L-ALEMİN…

 

[1] Taat: Cenab-ı Allah’ın emirlerine uymak

[2] Ashâb-ı Kiram: Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) Fendimizin yakınları.

[3] Azimet: Cenab-ı Allah’ın emirlerini yerine getirmek.

[4] Vâbeste: Bağlı, ilgili