Temmuz 1995’de Yugoslavya iç savaşı sırasında Sırp ordusu, Krivaya 95 Harekatı’nın bir parçası olarak Srebrenitsa’yı işgal etmiştir. Yaşanan bu olay bir işgal olarak kalmamış bir katliama dönüşmüş, Bosna – Hersek’in Srebrenitsa şehrinde genç yaşlı demeden on bine yakın insan vahşiyâne bir şekilde katledilmiştir. Bunlardan ancak 8372 kişinin cesedi parçalanmış vaziyette bulunabilmiştir. Srebrenitsa olayı, İkinci Dünya Savaşından sonra Avrupa’da yapılan en büyük insan katliamı ve etnik soykırımdır.
28 maddeden oluşan Avukatlık Kanunu Adalet Komisyonu’ndan geçti; muhtemelen önümüzdeki hafta Meclis Genel Kurulu’nda “Temel Yasa” olarak yani 28 madde tek dosya halinde görüşülüp çıkartılacak. Yeni düzenleme iki önemli değişiklik içeriyor.
Sayın Cumhurbaşkanımızın hangi sebeple olursa olsun, Danıştay'ın Ayasofya'yı camiye dönüştürme kararını takdirle karşılıyor ve bir müslüman olarak memnuniyetimizi ifade ediyoruz.
Üniversiteler bütün insanlığın bilgi ve bilgelik birikiminin araştırıldığı, sorgulandığı, geliştirildiği, öğretildiği ve uygulama alanına aktarılma, çalışmalarının yapıldığı kurumlardır. Dünyanın her yerinde üniversiteler, bir yandan ülkelerinin bilimsel ve teknolojik birikimine yeni boyutlar kazandırmaya, bir yandan da, hayatı kolaylaştırmaya ve güzelleştirmeye çalıştıkları için, bütün ülkelerde el üstünde tutulurlar.
Mutluluk başarıya bağlı mı? Başarı, mutluluk getirir mi? Değerli olmak, başarılı olmaya bağlı mıdır? Değerimizi işimiz mi belirler?
Ata yadigârı ‘O Gazi Topraklar’ asırlardan beri yasemin kokar, Kimi zaman sevdası olur vatan özleminin, Kimi zamansa aşkın, sevginin, nice sevdaların destanını yazar…
Sevgili büyükler, bu dünyaya niçin gönderildiğimiz sorulsa herkes farklı bir şeyler anlatacaktır.
Üç dört aydan bu tarafa, salgın haline gelen Korona virüs sebebiyle, bütün Dünyada olduğu gibi, Memleketimizde de bazı tedbirler alınmıştır. Bu meyanda bilindiği üzere, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından da, Cuma Namazı ve namazlardan sonra yapılan tespihatla alakalı olarak bazı düzenlemeler yapılmış bulunmaktadır. Şöyle ki,
Bayan mütefekkirlerimiz sıralamasında açık ara ile zirveye yerleşmiş bulunan Merhume Sâmiha Ayverdi Hanımefendi, 27 Nisan 1968 târihinde Türk Muallimler Birliği’nin tertip ettiği İkinci Dil Kongresi’nde yaptığı açış konuşmasına şu cümle ile başlıyor:
İnsanlar mutluluğu ve huzuru arıyor… Mutlu ve huzurlu olmanın yolu sevgiden geçiyor. Sevmek için tanımak gerekiyor. Tanımak sevmektir, sevmek tanımakla başlar.
Cevahir bey bir pazar sabahı, evinde beslediği ve canı gibi sevdiği kurt köpeğini gezdirmeye çıkmıştı. Eğitimli olduğu için gezinti sırasında tasmasını salıyordu. Kurt köpeği Asil, gezinirken sokakta yaşayan kendi boylarında bir arkadaşa rastladı ve başladılar konuşmaya:
Kaderimiz olan coğrafyamızda zor şartlar altında yaşayan bir şehiriz. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ifadesiyle Anadolu’ya 1945 metreden bakmaktayız.
*Faizsiz bankacılık paradan para kazanma yolu olmayıp paranın yönü yatırıma, yönetime, ihracata yani ekonominin doğrudan gelişmesine yönlendirilir. Özet olarak mevduat havuzlarında toplanan tasarruflar çeşitli projelere fon sağlamak sonucu vade sonunda elde edilen kar ya da zarar katılım oranlarına göre tasarruf sahipleri ile paylaşılır.
-Hakk'ı unutup nefsine tapanlara- Bugün her güç elinde keyfince kullan onu Unutma her yol gibi bu yolun da var sonu İnan ruz-ı mahşerde dökülecek her konu Günah sevap tartılan İLAHİ MAHKEME var
Nasreddin Hoca çok yönlü bir halk filozofudur. Hazin bir tecellidir ki yalnız mizahî yönüyle bilinmektedir. Gerçekte Hoca, okyanuslar enginliğinde uçsuz bucaksız deryâdır. O deryâya girme fırsatı bulanlar, yüzme bilmeseler bile huzura, gurura, tasavvufa ve nice yüceliklere kulaç atabilirler.
12 Mayıs 2010’da Rusya Federasyonu Hükümeti ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti arasında Türkiye’nin güney kıyısındaki Mersin ilinde VVER-1200 reaktörlü dört güç ünitesine sahip, toplam 4800 MW kurulu güç kapasiteli Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin inşa edilmesini öngören işbirliği anlaşması imzalanmıştı.
Ana- babalar çocuklarına genellikle kendi görüş açılarını aşılarlar. Onlara her şeyin nasıl olması gerektiğini öğretirler. Tıpkı bilgisayara program yüklemek gibi, çocuklarının beyinlerini kendi dünya görüşleri doğrultusunda oluştururlar.
Hukuk gelenekleri sağlam olmayan devletlerin, yönetim gelenekleri güçlü olmaz. Hukuk toplumun, toplum yönetimin güç kaynağıdır. Hukukun olmadığı toplumlarda, uyumsuzluk ve düzensizlik vardır. Uyumun yerine uyumsuzluğun, düzenin yerine düzensizliğin geçtiği bir toplumda, kurumlar ve kuruluşlar hiçbir alanda başarılı çalışmalar yapamazlar.
Biz Türklerin kültür kökleri çok derindir ve çok çok uzak geçmişe dayanmaktadır. Ne yazık ki; savaşlar, göçler, başka ülkelere ve uluslara Ulu Tanrı adına hükmetme konularına kendimizi çok kaptırmışız.
Oğuznâme olarak da adlandırılan Oğuz Kağan Destanı’ nın günümüze ulaşan en eski nüshası, Uygur harfleriyle 13. yüzyılda yazılmıştır. Bu metin, Paris’teki Fransız Millî Kütüphanesi’ndedir.