Dostumuz Samvel, bekleme sürecinde telefonla her gelişmeden haberdar oldu ve Gümrü girişinde flaşörleri yanan bir aracın bizi beklediğini söyleyip bir aksilik durumunda telefonunun açık olduğunu hatırlattı.
Sovyet Rusya’nın dünyaya korku saldığı yıllarda en merak ettiğimiz konu Demirperde’nin arkasıydı.
Ömrümüz kemâle erdi. Yunusların, Mevlânaların, Hacı Bektaş Velilerin coğrafyasında şu ana kadar şiddetin, öfkenin, ayrıştırmanın olmadığı gün görmedik desem yeridir.
Birkaç aydan beri tüm insanlık olarak diken üstündeyiz. Süper güçleri dahi çaresiz bırakan Corona virüsünün dünyaya verdiği korku ve endişe hâlâ devam ediyor. Ülkelerin hesaplarını alt üst eden, insanın aciz ve çaresizliğini ortaya koyan bu tufanda, ülke olarak başından beri sağlam ve güvenilir adımlar atmaktayız. Ansızın yakalandığımız bu sağanakta, bir takım aksaklıklarımız olsa da diğer ülkelerle bir kıyaslama yapıldığında çok iyi durumda olduğumuzu gönül rahatlığı ile söyleyebiliriz.
27 Mayıs1960 İhtilali’nin Milli Birlik Komitesi başkanı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin 4’üncü Cumhurbaşkanı olan 0rgeneral Cemal Gürsel Erzurum’un yetiştirdiği ünlü simalardan biridir.
İnsanoğlu, kendisine bahşedilen hayat sürecini uzatmak ve yaşam koşullarını kolaylaştırmak için çabalarken dünyanın kendisine sunduğu zorluklarla da her an mücadele etmek zorundadır.
Hayatın gerçekleri arasında en tartışmasız olanı, şüphesiz ölümdür. Her canlı er veya geç ölüm hakikatiyle yüz yüze gelir ve dünyadan ayrılır.
Tarihimizin en acı sahnelerinden biri şüphesiz ağır bir yenilgiye uğradığımız I. Balkan Savaşı’dır.
Türkiye; onu 1980 öncesi, Ülkücü Gençlik Harekâtı’nın lideri olarak tanımıştı.
Bilim ve teknolojinin aklın sınırlarını zorladığı 21. yy içerisindeyiz. Cern’de tanrı parçacığı peşinde koşan insanoğlu evrenin sırlarını çözmeye çalışıyor.
Ülke olarak sıkıntılı günlerden geçiyoruz. Kan ve irfan ile kurduğumuz vatanımız iç ve dış tehditler altında.
“Allah dert verip hekime, dava verip hâkime düşürmesin “ temennisinde bulunsak da hayatın akışı içerisinde hekimlere ve hâkimlere işi düşmeyen insan yok gibidir.
Yıllar önceydi. Bir arkadaşımla Erzincan’dan gelirken yol üzerinde bir Cemevi levhasına gözümüz takılmış, anında karar verip birkaç km. uzaktaki köye gitmiştik. Cemevine vardığımızda kapısının kapalı olduğunu görmüş ve rastladığımız bir köylü vatandaşa içeriyi görmek istediğimizi söylemiştik.
İnsanî değerlerin yüksek tutulduğu ülkelerde kişilikler bilgi, beceri ve ürettiği değerler ile şekillenirken, insan olma erdeminin hafife alındığı toplumlarda kişilik kazanmanın yolu para ve makam elde etmekle geçmektedir.
“Coğrafya kaderdir” diyen İbni Haldun’un, depreme yol açacak fay hatları konusunda bilgi sahibi olup olmadığını bilmesek de sözünün doğruluğu tartışılmazdır.
Bilindiği üzere, Erzurum’un da içinde bulunduğu Kuzey Doğu Anadolu Bölgesi, coğrafî ve iktisadî yönden ülkenin en sıkıntılı illerinin bulunduğu bir bölgedir. Merkeze olan uzaklık, yüksek rakım, uzun ve çetin geçen kış, bölge insanının hayatını olumsuz yönde etkilemektedir.
Ülkemizin yüz akı kuruluşlarının başında bulunan ASELSAN’ın Genel Müdürü Prof. Dr. Haluk Görgün hafta sonu şehrimizdeydi.
Anadolu’nun kilidi konumunda olan Erzurum, askeri, coğrafi ve stratejik konumundan dolayı tarihin her döneminde düşman ülkelerin hedefinde olmuş ve işgaller görmüştür.
Bilim ve teknolojinin aklın sınırlarını zorladığı bir çağdayız. Bu gün teknolojinin insan hayatına sunduğu olağanüstü gelişmeleri yarım asır önce hayata veda etmiş bir insanın algılaması ve kabul etmesi hayal bile edilemez.
Bilim ve teknoloji alanındaki baş döndürücü gelişmeler, yaşam şartlarının iyileşmesi, insan sağlığını tehdit eden çok sayıda hastalığın önüne geçilmesi, büyük savaşların yaşanmaması gibi nedenler dolayısıyla dünya nüfusu hızla artmaktadır.

