Prof. Dr. Hacı DURAN

Akademisyen

duranhaci@gmail.com

Ötekinin Aşkı: Kervan 1915

KERVAN 1915; Ermeni tehciri sürecinde yaşanan zorlu bir yolculuğun filmidir. Giresun’dan Halep’e kadar katırların sırtında devam eden resmi bir zorunlu göçü canlandırıyor. Fimin yönetmenliğini yapımcı İsmail Güneş yapmış. Beyaz perdeye 8 Ekim 2016’da yansıtılacak olan öykünün fragmanları fazlasıyla kışkırtıcı sahnelerle insanı yüzleştiriyor. Kervan 1915’in fragmanlarını https://youtu.be/3yiwU_2HQtA adresinden izleyebilirsiniz.

Yaverlerin komutanlara ve aynı dini amaçlarla yola çıkan grupların birbirlerine ihanet ettiği bir zamanı yaşıyoruz. Tarihi metaforlara ve geleneksel önyargılara bağlı olarak kışkırtılan ve duyumsanan nefretler; yoldaşlara, cemaatdaşlara ve birlikte saf tutan eski dostlara yöneliyor. Tarihi düşmanlar zihinde kalıyor. Komşular, arkadaşlar ve sözüm ona aynı yolun yolcuları birbirine saldırıyor. Kitlelere kurşun sıkıyorlar, bir milletin meclisini bombalıyorlar. Öfke, nefret ve önyargı bir söylem olmanın ötesinde şiddete, saldırıya ve kitlesel kıyıma dönüşmüş.

Böyle bir zamanda İsmail Güneş, algılanan tarihi metaforları aşıyor. Ermeni diasporasının “Türk nefreti söylemini” Osmanlı’nın tehcir sürecindeki uygulamalarında, yaşanan nefretleri, korkuları, fedakarlıklar ve aşkları gerçek bir hikayeden yola çıkarak canlandırılıyor.

Kemaliyeli Katırcı Salim Ağa, 100 kişilik bir Ermeni kafilesini Giresun’dan Halep’e sağ salim bir şekilde taşımak üzere ihaleye giriyor. Lojistik ve güvenlik hizmetlerini üstleniyor. Ve kervan Karadeniz’in şirin bir kentinden yola çıkıyor. Kafile çok çeşitli coğrafik iklim şartlarıyla mücadele ederek yola devam etmekle kalmıyor. Bir taraftan dağları mesken tutan Ermeni çeteleri, bir taraftan asker kaçağı eşkiyalar, diğer taraftan feodal derebeylerin kafileye saldırıları devam ediyor. Katırcı Salim Ağa kadınlardan ve çocuklardan oluşan kafileyi bu çetelere karşı korumak üzere güzergah boyunca savaşıyor.

Kadınlardan ve çocuklardan oluşan kervanın1.000 km’lik uzun bir yolu var. Gündüz yürüyorlar, geceleri kuytu dağ eteklerinde konaklıyorlar. Kuzeyden güneye doğru bir çıkıyorlar bir iniyorlar. Kışın zor günleri Karadeniz ve İç Anadolu dağlarında, yazın en sıcak günleri Adıyaman, Urfa ve Halep’te geçiyor. Kafile kimi zaman açlık ve susuzluk, kimi zaman hastalık, kimi vakitlerde ise soyguncular ve ırz düşmanları ile yüzleşiyor. Katırcı Salim ağa ve adamları, yol boyunca kendilerine emanet edilen bu masum halkı İlahi bir emanet gibi koruyor.

Düşünün. Osmanlı Ordu’su Ermenilerle savaşırken, Ermeni çeteleri bulundukları her yerde Müslümanlara ve Türk’lere saldırırken; bir Türk vatandaşı kendisine emanet edilen Ermenileri koruyor. Onlar için asker kaçağı Türk ve Kürt eşkiya ile savaşıyor. Hayatını tehlikeye atıyor. Hayatın, söylentilerle,  politik söylemlerle inşa edilen sloganları ve önyargıları yendiğine şahid olmak istiyorsanız bu filmi kaçırmayın.

Film, savaş şartlarında düşman tarafların, tehcir sürecindeki insani ve ahlaki iletişimini ve oluşan gönül bağlarını gösterime koymaktadır. Çılgın Türklerin vazife aşklarını ve merhamet dolu yüzlerini bu filmde göreceksiniz. O tarihlerde savaşçılara inat bir şekilde göç sürecinde birbirlerine aşık olan insanların acılarını canlandırmak için Ermenistan’dan ve Türkiye’den ünlü aktörler birlikte sahne sahne almışlar.

Türkiye’den İbrahim Kendirci, Murat Han ve Ayşe Akın başrollerde oynuyor. Ermenistan’dan ise, Rosa Havannisyan ve Aylin Manukyan başrol oyunculuğunu üstlenmiş. Filmin müziklerini ise Ermenistan’dan ünlü müzisyen Suren Asaturyan yapmış.

Filmin çekimleri, Giresun, Divriği, Konya, Adıyaman ve Şanlıurfa’da dönemin kervan yolları güzergahları seçilerek gerçekleşmiş. Bir taraftan resmi bir görev yapıyorsunuz. Bir taraftan taşıdığınız kitlenin erkekleri ile uzaklarda savaşan kardeşleriniz var. Bir taraftan yurtlarını terk etmek zorunda bırakılan ve başlarına gelenden daha beterinin korkusu ile yollara sevk edilen kadınlar ve çocuklar ve hepsinden ötesi yol boyunca birbirlerine aşık olan düşmanlar. Bütün bunları birlikte yaşayan yolcuların hikayesi, Kervan 1915’te sahneleniyor.

7 Ekim 2016’da gösterime girecek olan filmde yönetmen İsmail Güneş; harekete, aksiyona, heyecana, korkuya ve dehşete dinginlik ve beklenti kazandırmayı ustalıkla gerçekleştirmiş. Siyasal nefretlere, teknik görevlere ve fiilen yaşanan bütün acılara rağmen insanların sevebileceklerini, aşık olabileceklerini, birbirlerini koruyabileceklerini bu filmi izleyince daha net bir şekilde göreceksiniz.