Prof. Dr. Ersin Nazif GÜRDOĞAN

Akademisyen

engurdogan@gmail.com

Misyonları Güzel Olan İnsanların Vizyonları Güzel Olur

Ülkelerin olduğu kadar, dünyanın da ekonomik yapısında ve kültürel dokusunda, vazgeçilmez yer tutan kuruluşların başarısı, bir ayaklarıyla geçmişte, bir ayaklarıyla da gelecekte olmalarına bağlıdır. Dünyanın entellektüel ve finansal kaynakları, kuruluşların bütün rüyalarını gerçekleştirecek zenginliktedir. Kuruluşların gördükleri rüyaları gerçekleştirmeleri, her şeyden önce ulaşılabilir bir misyona ve uygulanabilir bir vizyona sahip olmalarına bağlıdır.
*
Bir gözüyle Amerika’ya, bir gözüyle de Çin’e bakan kuruluşların, misyonları değişmeyen amaçlarını, vizyonları değişen araçlarını gösterir. Kuruluşların varoluş kaynağı olan amaçlar, zamanla büyük değişiklik göstermezken, amaçlara ulaşmanın yolunu açan araçlar sürekli değişirler. Hangi alanda üretim yaparlarsa yapsınlar, değişen araçlarla, değişmeyen amaçlarının peşine düşen kuruluşlar, uzun ömürlü olurlar ve dünyada aranılan ürünler üretirler.
*
Kuruluşların gücü benimsenen, erdemli bir misyonu gerçekleştirmek için, el birliği yapan çalışanlarından kaynaklanır. Kuruluşlar ister ürün, ister hizmet, ister bilgi üretsinler, misyonları güzel işlerin, güzel yöntemlerle yapılması olmalıdır. Kuruluşların işleri  güzel yapmaları gereklidir, ancak hiçbir zaman yeterli değildir. Kuruluşlarda işlerin güzel yapılması, güzel işlerin yapıldığı anlamına gelmez. Çünkü ekonomide güzel yapılan her iş, her zaman güzelliğin güvencesi değildir.
*
Kuruluşların misyonları güzelse, vizyonları da güzel olur. Kültürde ve ekonomide güzel kuruluşlar, güzel misyonlarıyla, güzelliklerine ve vizyonlarına uygun yöntemleri geliştirirler. Dünyada hiçbir kuruluş, erdemli bir misyona, etik dışı yollardan ulaşamaz. Kuruluşlarda misyon vizyondan değil, vizyon misyondan güç alır. Misyonsuz vizyon olmadığı gibi, vizyonsuz da misyon olmaz. Kuruluşlarda vizyon misyonun aynası olduğu kadar, misyon da vizyonun aynasıdır.
*
Kuruluşlarda misyonla vizyon, arasındaki iletişim ve etkileşim, pusulayla gemi arasındaki iletişime ve etkileşime benzer. İkisi bir arada olmazsa, istenilen amaca ulaşılamaz. Kuruluşların olduğu gibi, devletlerin de misyonları ve vizyonları vardır. Nasıl devletler siyasal sınırları aşmadan, ekonomik sınırlarını genişletemezlerse, kuruluşlar da ülkelerinin dışına çıkmadan, dünya pazarlarına açılamazlar. Özallı yıllarda  bütün kuruluşlar, yerel düşünmeye ve küresel davranmaya başlamışlardır.
*
Yirmi birinci yüzyılın küreselleşen kuruluşları, hem misyonlarda hem de vizyonlarda, köklü yeniliklerin öncüleri olacaklardır. Onlar yerel pazarlardan küresel pazarlara ulaşarak, yerel ürünler kadar, küresel ürünler de üreterek, dünyanın bütün şehirlerini, ulaşılacak  “Kızıl Elma” olarak göreceklerdir. Düz kare dünyanın mimarları,  korkuları ve düşmanları büyüten kuruluşlardan daha çok, ümitleri ve dostlukları güçlendiren kuruluşlar olacaktır.
*
Dünyayı kucaklayan misyona sahip olan kuruluşlar, kendilerini dünya pazarlarına taşıyacak, vizyon geliştirmekte güçlük çekmezler.
*
Dünyada kuruluşların vizyonları, misyonlarından kaynaklanır. Her kuruluşun vizyonu, misyonu kadardır.
*
Misyonu sınırlı olanın, vizyonu sınırlı olur. Misyonsuz vizyon olmaz. Misyon kuruluşun aynasıdır.