Oğuz ÇETİNOĞLU

Ekonomist, Araştırmacı-Yazar

ocetinoglu1@gmail.com

Irak'lı Türklerin Ak ve Kara Günleri - 2

 

(İKİNCİ BÖLÜM)

 

5 Ağustos 1923 - Musul'da İngilizler katliam yaptılar.

4 Mayıs 1924 Arife Günü - Levy Katliamı  yaşandı.

Haziran 1930’da, sözde bağımsız Irak  Devleti kuruldu.

İngiltere, işgali altında tuttuğu Irak'a, bağımsızlık hakkı tanıdı. Fakat bölgeden tamamen çekilmedi. Irak'ın dış politikasında söz sahibi olma hakkını korudu. Savaş durumunda Irak; toprakları ve limanları ile, stratejik tesisleriyle İngiltere'nin emrinde olacaktı. Çok gülünç olan bu sözde bağımsızlıktan sonra yönetim, Türkler üzerindeki baskılarını artırdı. Artırılan baskıların en önemlisi dil konusunda idi. 1925 yılında resmî dil olarak Arapça ve Türkçe kabul edilmiş iken, 1933 yılında, yalnızca Arapça'nın kullanılabileceği ilân edildi. Her vesile ile Türklere Araplık şuuru aşılanmaya çalışılıyor, Türkler direndikçe baskılar artırılıyordu. Kerkük şehir merkezindeki okullar hariç olmak üzere Türkçe öğretimi yasaklandı. 1937 yılında Kerkük'teki okullar da yasak kapsamına alındı. Türk asıllı memurlar, Türk bölgelerinin dışına tâyin edildi. İşbaşı yapmayanlar, memurluktan atıldı. Türk bölgelerinde, Türk düşmanı Arap kökenli memurlar görevlendirildi. Türklerin kurduğu yardımlaşma dernekleri kapatıldı. Irak Türkleri için karanlık günlerle dolu, hangi felâketlere gebe olduğu bilinmeyen yeni bir dönem başlatılmıştı.

Gâvurbağı Katliamı - 12 Temmuz 1946 tarihinde oldu.

Büyük Katliam - 14 Temmuz 1959’da yaşandı.

14 Temmuz 1958'de Irak Silâhlı Kuvvetleri, General Abdülkerim Kasım ve Yarbay Abdüsselâm Ârif komutasında ihtilâl yaptı. Başbakan Nuri Sait Paşa ve yönetimin diğer önde gelenleri öldürüldü. Cumhuriyet ilân edildi.

Kasım'ı Kurusçov yönetimindeki Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği, Ârif’i ise Cemâl Abdülnâsır yönetimindeki Mısır Devleti destekliyordu. İhtilâlin üçüncü ayında Abdüsselâm Ârif, tevkif edilerek yönetimden uzaklaştırıldı. Irak, tamamen ve iyice Moskova'ya bağımlı hâle geldi. Öteden beri Türkleri ezmeye çalışan Molla Mustafa Barzanî taraftarları, Moskova'nın onayını alarak Irak'ta bir Kürt Devleti kurma çalışmalarını başlattılar. Onlar, ‘Irak 'ta Türk'lere hayat hakkı yoktur.’ Diyorlardı. Türkler için öncekilerden daha karanlık olacağı anlaşılan yeni bir dönem başlamıştı.

Daha büyük faciaların öncüsü olan olaylarla dolu günler yaşanıyordu. Kürtler, Kerkük'te plânlı taşkınlıklar düzenliyorlardı. Türk'lere ait Beşir Gazetesi kapatıldı. Yazı işleri müdürü, sahibi ve başyazarı tutuklandı ve sürgün edildi. Kerkük Belediye Başkanlığı'na Moskova'da eğitim gören bir komutan getirildi. Türkler arasında sevilen-sivrilen pek çok kişi tutuklandı. Daha sonra Türkçe konuşmak bile tutuklama sebebi hâline getirildi. Kürt militanlar, Türklerin yoğun olduğu bölgelere yerleştirildi.

Yaşanan acı olaylarla, katrandan daha kara 14 Temmuz 1959'a gelindi.

O gün, ihtilâlin birinci yıldönümü kutlama şenlikleri yapılacaktı. Törenin başlangıcından hemen sonra, Türkler aleyhine atılan slogan sebebiyle şenlik, bir protesto mitingi görünümüne büründü. Kısa bir süre sonra da miting, cumhuriyetin birinci yıldönümünü kutlamaya gelen silâhsız Türk erkeklerinin, çocuk ve kadınlarının katliamına dönüştü.

Katliam, 3 gün 3 gece devam etti. Evlerine kapanan Türkler, silâhlı askerler marifetiyle toplanarak Kerkük Garnizonu'na götürüldü. Garnizondaki sözde halk mahkemeleri, beş-on dakika süren yargılamalardan sonra idam kararı veriyor; karar, anında infaz ediliyordu. Evlerinden çıkmak istemeyenler ise hemen oracıkta, süngü ve dipçik darbeleriyle öldürülüyorlardı. Türklere ait insansız evler ve dükkânlar önce yağmalanıyor, sonra da ateşe veriliyordu.

İnsanlık târihinin yaşadığı en büyük ve en fecî katliam olayı; Ankara, Londra, Şam, Kahire ve Beyrut radyolarından yayınlanan bildirilerle kınandı. Bunun üzerine Bağdat yönetimi olaya el koydu. Bilanço: yüzlerce şehit, binlerce yaralı ve kayıpla kapatılmıştı. Tespit edilebilen şehitlerin adları şunlardı: Tabip Yarbay İhsan Hayrullah, Albay Ata Hayrullah, Kasım Neftçi, Selâhaddin ve Mehmet Avcı, Cahid Fahreddin, Osman Hıdır, Emel - Cihat ve Nihat Fuat, Nureddin Aziz, Abdullah Bayatlı, İbrahim Ramazan, Abdülhâlik İsmail, Hasip Ali, Cuma Kanber, Kâzım Abbas Bektaş, Şâkir Zeynel, Hacı Necim, Enver Abbas, Adil Abdülhâmit, İzzet Çaycı, Fethullah Yunus, Kemal Abdülsamet ve Gani Nakip.

6 Mart 1961’de  İşadamına suikast düzenlendi.

9 Ocak 1962  tarihinde, Türkmen kardeşimiz, şehitlik şerbeti ile iftar açtı.

1963 yılında Irak’ta ihtilâller dönemi başladı.

8 Şubat 1963 tarihinde Arap Sosyalist Baas Partisi, bir ihtilâl yaptı. General Abdülkerim Kasım'ı devirdi ve çalışma arkadaşlarıyla birlikte öldürdü. Partililer arasında görüş ayrılıkları olunca, 18 Kasım 1963'te Devlet Başkanı Abdüsselâm Ârif, muhaliflerini bertaraf etti. Kendisi de 16 Nisan 1966'da suikast kokulu bir helikopter kazasında bertaraf edildi. Kardeşi Abdurrahman Ârif yönetime hâkim oldu. Birkaç ay sonra o da bertaraf edildi. 17 Temmuz 1968'de El Bekr, 30 Temmuz 1968 tarihinde Saddam Hüseyin, yönetimi ele geçirdiler.

(DEVAM EDECEK)