Şanlıurfa: Kültür ve Sosyal Hayat

İki sene Şanlıurfa merkezde yaşamış ve halkla iş haricinde fazla ilişki kurmamış birisi olarak bu konudaki bilgilerimin güvenilirliği zayıf olduğunu itiraf etmeliyim. Uzun yıllar ülkemizin çok değişik bölgelerinde görev yaptığım için, şehirlerin bölgelerin farklı yönlerini karşılaştırabiliyorum. Urfa’da, şehir merkezinde, gördüğüm, benim için ilginç olanları anlatacağım.

Daha önceki yazımda belirttiğim gibi Urfa hızlı nüfus artışı ve göç alıyor. Hızlı bir kentleşme var. Bu sosyal hayatı etkiliyor, insanların ilişkilerini yaşama biçimlerini değiştiriyor. Bana göre Anadolu’nun birçok şehrinde de gözlenen, kasabadan şehre hızlı bir dönüşüm var.

Esnaflar tüccara, atölyeler fabrikaya, ameleler işçiye hızla dönüyor. Sosyal yaşam ve ilişkilerde tüccar müşteri, patron, işçi gibi roller ortaya çıkıyor.

Evler: Eski şehirde sıcak iklime uygun geniş ailelerin yaşadığı dar sokaklar, yüksek avlu duvarlarının olduğu, kaliteli taş işçiliği olan evler var. Evler iki katlı, ortada geniş avlu var. Sokaklar bir araba geçebilecek genişlikte, bazı sokaklarda kabaltı veya abbara denilen sokak üstünde kemer üstü odalar görülebilir. Birçoğu yıkılmış veya orijinalliği bozulsa da, son zamanlarda yenileme ve koruma çabaları var. Bazıları pansiyon ve otel olarak kullanılıyor, konaklama için tercih edilebilir.

Şehirde merkezde eski evlerin yanında çarpık binalarda var. Buralarda bazı eski şehirden vazgeçemeyen esnafın veya gariban ailelerin kaldığı söyleniyor.

Merkez dışında günümüzün tüm şehirlerinde görülen apartmanlardan var. Buradaki evler genelde geniş ve mutlaka sıcak yaz günleri vakit geçirilen geniş balkonları var. Urfalılar evlerine önem veriyorlar. Mobilya mağazalarında barok tarzı yaldızlı mobilyalar satılıyor.

Akrabalar arası ilişkiler sıcak ve tutkunlar. Ev gezmeleri ve günler yapılıyor. Aşiret bağlılığı köylerde etkili, şehirde siyasi amaçlarla yakınlık sürüyor. Fakat aşiret ağalarının çoğunun kendi siyasi ve mali gücü dışında etkinliği oldukça azalmış. Şehirde akraba dışından, diğer illerden ve bölgelerden kişilerle evlilikler giderek artıyor.

Yazın evler sıcak olduğu için ikindi vaktinden sonra gece yarısına kadar parklarda çayını ocağını alan hanımlar serinde muhabbet ediyorlar.

Misafir ağırlamayı çok seviyorlar. Gittiğim her evde mutlaka çiğköfte, etli yemek, lahmacun, sulu yemek, çorba ve tatlı veriyorlar. Hanımlar becerikli, geleneksel olarak eskiden bizde de olduğu gibi servisi erkekler yaparmış, hala nispeten korunuyor.

Evlerde klima standart, maddi durumu iyi olanların birkaç odada var. Fakir olanların kaçak elektrik ile kullandığı söyleniyor.

Kışın yaklaşık İstanbul ile yaklaşık aynı soğuklukta, kar pek yağmıyor. Isınma için doğalgaz mevcut, bazı evlerde kömür ve elektrik ile ısınılıyor.

Çarşı: Şehir merkezinde bedestende 3-4 metrekarelik dükkânlarda bakırcılar, kumaşçılar, aktarlar, terziler, debbağlar, ayakkabıcılar v.b. esnaf öbekleri var. Dar sokakları yazın serin kışın sıcak oluyor. Turistik bölge olduğu için kebapçılar, biber-şalca gibi yöresel ürünler, bakır hediyelikler, yazmalar, halılar, altın ve gümüş takı ve kürk satıcıları bulunuyor. Aslında ihtiyaç olan her şeyi bulmak mümkün. Tarihi çarşıları sevenler için çok güzel. Dokuz on adetten fazla han var, en ünlüsü olan gümrük hanı dinlenmek için uygun bir yer.

Urfa’da oyuncak, inşaat malzemeleri, Uzakdoğu’dan elektronik eşya ticareti yapan tüccarlar var. Bunların toptan satışını yapıyorlar. Eskiden sınırdan kaçak elektronik eşya ve saat satılan pasajda şimdi telefon satıcıları var.

Atatürk Caddesi, Bahçelievler mahallesi ve Emniyet caddesinde butik ve markalı giyim mağazaları var. Ayrıca iki adet AVM’de ülkemizdeki çoğu markanın mağazası ve sinema ve eğlence yerleri var.

Giderek artan yerli turist geliyor, hafta sonları çevre iller ve ilçelerden gelenlerle birlik Balıklıgöl çevresi çok kalabalık oluyor. Çoğu Urfa’daki dini mekânları görmeye gelen dindar kesim, sadece il merkezini geziyor. Tur ile gelenlerde orta sınıf bir gün kalıyor. Birde bölgeyi merak eden gençleri ve yabancı turistleri gördüm, bunlar birkaç gün kalıyor.

Eğitim: İki yıl önce 5-6 özel okul ve lise vardı. Diğer şehirlere göre eğitim daha ucuz. Birçok dershane var. Bir adet fen lisesi, birkaç Anadolu lisesi var. İyi okulların başarısı yüksek, Türkiye derecesi yapan öğrencileri var. Halkın eğitime ilgisi giderek artıyor. Kırsal kesimde mevsimlik tarım işçiliği yapan aileler ve köylerde eğitime ilgi düşük, birçoğu erken evlilik ve çok çocuk yapıyor. Harran Üniversitesi’nin birçok bölümü var. Öğretim üyesi kadrosu yetersiz, yetişenler büyük şehirlere kaçıyor.

Kültürel aktiviteler: Şehir tiyatrosu var, haftada bir iki gün temsil veriyor. Dışarıdan senede bir iki kez tiyatro temsili geliyor. Konser ilanı fazla görmedim. Genelde etnik ve sol kesimin bu yönde etkinlikleri ağırlıkta. Konferans ve söyleşiler genelde dini temalı. Birçok yazar, şair ve sanatçı yetiştiren kentin daha canlı, daha çeşitli kültür hayatı olması gerekli. Bu konuda valilerimize ve belediyemize büyük sorumluluk düşüyor. Yerel 3-4 televizyonu var. Programları birçok şehirdekilerden daha kaliteli ve yerel kültürü yansıtan programlar yapıyorlar ve seyredilme oranı yüksek. Tartışma programları, haberleri iyi.

Yeme içme alışkanlıkları: Her sokakta bir pide fırını var, ekmek olarak bu tüketiliyor. Sabah mevsiminde patlıcan ve biber fırında közleniyor, pide ile beraber yeniyormuş. Çok seviliyor. Fırınlarda öğle ve akşam lahmacun veya tepside patlıcan kebabı, domates kebabı veya sade patates, patlıcan veya biber pişiriliyor, yine pide ile yeniyor. Aileler kalabalık olduğu için pazardan aile büyükleri haftada 10 kilo patlıcan, 10-15 kilo domates, 4-5 kilo biber alıyor. El arabası ile eve getiriliyor. Ayrıca mevsimlik meyvelere ilaveten taze fasulye, pancar sapı, kabak, şalgam, nane, maydanoz, taze soğan ve marul fazlaca tüketiliyor.

Yöresel ev yemeklerinden boranı dedikleri pancar sapından yapılan yemeklerini, lebeni ve bostanayı sevdim.

Dini hayat: Diğer illere göre dindar bir halkı var. Camii cemaatleri daha kalabalık. Türkiye’deki tüm cemaat ve tarikatların kolu, şubesi var. Nakşibendilik ve menzil cemaati biraz daha etkin gibi. Suriye Kamışlı kökenli Nakşi Haznevilerin bir kolu var. Nur cemaatinin birkaç kolu da etkin. Kadirilik, Mevlevilik, Rufailiğe ait birkaç kol var. Ramazanda diğer illere göre oruç tutma oranı fazla, giderek azalıyor. Pakistanlı tebliğcilere, selefi ve vahhabiliğe yakın gruplara da rastladım. Mustazaflar (Hizbullah çizgisinde) derneğinin birkaç etkinliği oldu, katılım çok fazla idi, sanırım güçlüler.