Diyanet İşleri Başkanlığı’na

Değerli Başkanım, ben İzmit’te ikamet eden bir vatandaşım. Bulunduğum mahallenin camiinde bir süredir salgın sebebiyle, İmam Efendi Cuma Namazlarını 10 rekât olarak kılmaktadırlar. Tabii ki, cemaatin tamamına yakını buna riayet etmeyip namazlarını 16 rekât olarak kılmaya devam etmektedir.

Bugün iş icabı Balıkesir’e geldim. Bu sebeple Cuma Namazını burada kılmak nasip oldu. Ancak buradaki İmam Efendi Cuma Namazını sadece 4 rekât ilk sünnet, 2 rekât farz olmak üzere, toplam olarak 6 rekât kıldırdıktan sonra, tespih çekmeden duasını yapıp, Müezzin Efendi ile beraber camiden çıkıp gittiler. Haliyle burada da yine cemaatin tamamına yakını namazlarını 16 rekât olarak kıldı. Farzdan sonra çıkan cemaatin bir kısmı da esasen, salgın hastalıktan önce de sadece Cuma Namazının farzını kılıp gidenler teşkil etmektedir.

Ben, hayırlısı ile 83 yaşındayım. Allah’ın izniyle en azından 75 yıldır Cuma Namazı kılarım. Bu güne kadar bütün Cuma Namazlarını 16 rekât olarak kıldım. Allah ömür verdiği ve elim ayağım tuttuğu sürece yine bundan sonra da 16 rekât olarak kılmaya devam edeceğim. Zira, namaz kıldığım süre zarfında, bugüne kadar camilerde hocalarımız, vaizlerimiz en azından 40 defa, Cuma Namazının 2 rekat farzını kıldıktan sonra camiden ayrılanlar için “Ey cemaat, sadece 2 rekat farzı kılıp, camiden ayrılmayın çünkü Cuma Namazı 16 rekattır, namazlarınız eksik kalıyor” diye cemaati ikaz etmişlerdir. Bunları söyleyen Hoca Efendilerin birçoğu halen hayatta olduğu gibi bazıları da vazifelerine devam etmektedir. Yıllardan beri bu ikazı yapan hoclarımızherhalde bizleri yanlış yola sevketmiş olamazlar.

Burada yapılan uygulamayı, Balıkesir Müftüsüne telefon edip sordum. Müftü Bey’in verdiği cevap şu oldu:“Salgın hastalık sebebiyle biz müftülük olarak böyle bir karar aldık, camiler de imamlar da bu karara göre Cuma Namazını 6 rekât olarak kıldırıyorlar” dedi. Ben bu cevap üzerine yukarıda bahsetmiş olduğum, eskiden yapılan uygulamaları hatırlattığımda ise de bana tatmin edici bir cevap veremedi.  Sadece “bizim kararımız böyle” demekle yetindi.

Bunun üzerine durumu, İzmit’teki mahallemizin imamına telefon edip sorduğumda ise, şu cevabı aldım:“Musa Amca biliyorsunuz, Biz Diyanet İşleri Başkanlığından gelen talimata göre, Cuma Namazının farzının arkasından 4 rekât daha sünnet kılıp, tespihi de çektikten sonra namazını tamamlıyoruz” dedi.

Şimdi ifade etmek istediğim şudur ki, Balıkesir Müftülüğü de İzmit Müftülüğü de aynı Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı bulunmaktadır. Fakat buna rağmen iki vilayet arasında Cuma Namazları farklı kılınmaktadır.  Bir camide de 16rekât olarak kılındığına şahit oldum. Burada bir yanlışlık olduğu kanaatinde bulunmaktayım. Dinimiz birlik ve beraberlik dini olduğuna göre, bu gibi farklı uygulamaların olmaması icap etmektedir. Bu ve buna benzeri farklı uygulamalar olduğu takdirde ise, birlik ve beraberliği sağlayacak olan yegâne kurumun Diyanet İşleri Başkanlığı olduğu hususu izahtan varestedir.

Esasen kaldı ki, acizane kanaatime göre, salgın sebebiyle Cuma Namazının kısaltılması ile alakalı olarak alınan kararda isabet bulunmamaktadır. Zira yukarda da izah ettiğim üzere, kısaltma kararlarına, Diyanetin memuru durumunda olan imam ve müezzinler haricinde kalan cemaatin tamamına yakını riayet etmemektedir. Bu durumu imam efendiler çok yakından gördüğü gibi müftü beylerde herhalde mutlaka biliyorlardır. Hal böyle olunca, Başkanlığınızın almış olduğu kısaltma kararı, sadece mesuliyetten kurtulma gayesine matuf olarak alınmış bir karardan ibaret olmaktadır.

Takdir edileceği üzere, birlik ve beraberlik dinimizin esasını teşkil etmektedir. Allah göstermesin birlik, beraberlik bozulduğu takdirde Yüce Dinimizin bundan büyük bir zarar göreceği muhakkaktır. Zaten, bilindiği üzere, bir kısım din bezirganları dinimizi ifsat etmek için her türlü yola başvurmaktadırlar. Bu sebeple, modern Lavrens’lere fırsat vermemek icap etmektedir.

Değerli Başkanım, sade bir vatandaş olarak hayatın içinden bildiklerimi ve gördüklerimi sizlere arz edeyim dedim. Çünkü bu hususta, Sizlerin büyük bir yetki ve mesuliyeti bulunmaktadır. Tabii ki, takdir sizlerindir. Niyetim halisanedir. Bu bir vesile ile selam ve hürmetlerimi sunar Cenab-ı Allah’tan hayırlı günler niyaz ederim.