İsmail KAHRAMAN

Belgeselci - Gazeteci

belgeselciismail@gmail.com

Esenboğa Hava Limanı’nın İlginç Hikayesi

Ankara’nın en güzel yanı İstanbul’a dönmek…

Bu söz ne zaman söylendi bilmem. Ankara’dan İstanbul’a dönerken uçağa bindiğimiz Çubuk bölgesindeki Esenboğa Hava Limanı’na geldiğimde ünlü yazarlarımızdan Münevver Ayaşlı’nın 1982 yılında, 41 yıl önce okuduğum İstanbul hatıralarını anlatan İstanbul’un eski adı (Der Saadet ) kitabında Esenboğa ve Çubuk bölgesinin, eşinin babasına ait yerler olduğunu, bu yerlerin zorla devlet tarafından kamulaştırıldığını ve hava limanı yapıldığını, Esenboğa’nın sisinin eksik olmadığını, uçakların buraya güçlükle indiğini, geçmişte burada uçak kazalarının yaşandığını okumuştum.

Esenboğa adı Timur ve Yıldırım Beyazıt arasında yapılan ünlü Ankara Savaşlarına sahne olmuş, Esenboğa adı Timur’un komutanlarından birisinin adı. Gebze Gazetesi’nde www.gebzegazetesi.com da Belgeselcinin Not Defteri köşesinde yazdığım makaleyi sizlerle paylaşıyorum.

http://www.gebzegazetesi.com/m/?id=2917&t=makale

Daha önce Ankara ve Çubuk bölgesi ile ilgili www.gebzegazetesi.com da yıllar önce yazdığım makaleyi, Güncel Ankara adlı bir haber sitesi alıntı yaparak yayınlamış, sizlerle paylaşıyorum.

https://www.guncelankara.com/gebze-gozuyle-baskent-ve-cubuk.html

Son Ankara seyahatimde Esenboğa’ya uçağımız inerken ve kalkarken sisli ve puslu bir hava vardı. Hava limanına, ilk kez sis yüzünden kalkış tarafından iniş yaptık.

Osmanlı’nın ünlü paşalarından Sadullah Paşanın gelini olan Münevver Ayaşlı, Osmanlı’nın son yılları ve Cumhuriyet’in ilk yılların ile ilgili yazdığı hatıra kitapları ile tanınmış bir isim.

Esenboğa Hava Limanı’nda her zaman rötar yapmayı gelenek haline getiren, zamanında kalkmayan Pegasus uçağını beklerken fırsattan istifade zamanı değerlendireyim dedim. Münevver Ayaşlı’nın özgeçmişi, kayınpeder ve baba tarafından dışişleri mensubu olan ailesi ile ilgili geniş bir araştırma yaptım. İşte Münnever Ayaşlı’nın ailesi;

Münnever Ayaşlı Kimdir

https://tr.m.wikipedia.org/wiki/M%C3%BCnevver_Aya%C5%9Fl%C4%B1

Çubuk ve Esenboğa arazilerinin sahibi Münnever Ayaşlı’nın Kayınpederi Sadullah Paşa kimdir?

https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Sadullah_Pa%C5%9Fa

 Sadullah Paşa ve Münnever Ayaşlı ile ilgili bir başka makale ve bakış açısı;

https://www.birgun.net/amp/haber/bahtsiz-pasanin-bahtsiz-torunu-19815

Ankara’dan İstanbul’a dönerken gecikmeli kalkan Pegasus uçağını benim gibi perişan, yorgun argın beklemek zorunda kalırsanız, araştırma yapıp okuyun, çok şey öğreneceksiniz.

İşte Esenboğa Hava Limanı’nın ilginç hikayesi

Araştırması benden, okuyup yorum yapmak sizden. Sadece Ankara’dan değil, İstanbul ve Gebze’nin en iyi tarafı eve dönmek.

Evlerimizin, ailemizin, çocuklarımız, akraba, dost ve arkadaşlarımızın kıymetini bilelim.

Avrasya Medya ve İletişim Konfederasyonu kongresinde çok sayıda arkadaş ve dost tanıdım.

AVKON Konfederasyonu Kültür ve Sanat Çalışmalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevine seçildim.

İnşallah başarılı hizmetler yaparız…

Ankara’daki çalışmalarımı tamamlayıp Ankara Çubuk bölgesinde bulunan Esenboğa Hava Limanı’ndan İstanbul’a doğru yola çıkarken, sizleri Esenboğa bölgesinde 620 yıl önce yapılan Çubuk Meydan Muharebesi ile ilgili İlim Kültür Tarih Araştırmaları Merkezi www.iktav.com  olarak yaptığınız araştırma ile sizleri baş başa bırakıyorum.

Birlikte okuyalım…

***

ANKARA ÇUBUK MEYDAN MUHAREBESİ, YILDIRIM VE TİMUR HANLAR

Tarihler 28 Temmuz 1402. Çubuk’ta yaşanan meydan muhaberesi devletler tarihimizin en acı olayıdır. Büyük imparatorluklar kurmuş iki yiğit ve kahraman devlet adamı, İmparator ve komutan Yıldırım Han ile Timur Han Çubuk Ovası’nda karşılaşırlar. On binlerce şehit verilir ve tarihimizin sonbaharı yaşanır.

Yıldırım Beyazıt Han esir olur, Osmanlı Devleti’nde Fetret Devri başlar. Ankara-Çubuk Meydan Muharebesi Türk tarihinin kader anıdır. Çubuk savaşlarıyla ilgili bugüne kadar ciddi ve objektif bir araştırma tam olarak yapılamadı. Timur Han’ı Osmanlı tarihçileri alaya almak için aksak Timur anlamına gelen Timurlenk dedi. Aslında Timur’da Yıldırım gibi büyük bir devlet adamıydı. Aslında tarihi yargılamadan, haksız-haklı aramadan Çubuk Savaşını araştırıp gelecek kuşaklara aktararak tarihten ders ve ibret almalıyız.

Acaba Esenboğa havalimanı üzerinden Ankara’ya gidip gelenler, Esenboğa’nın bir Türk komutanının adı olduğunu, Çubuk isminin Selçuklu Komutanı’nın unvanı olduğunu kaç kişi biliyor. Devr- i Alem Belgesel TV ekibi olarak Çubuk Savaşlarıyla ilgili ilk kez araştırma yapmak üzere, Temmuz 2006 tarihinde Çubuk’a gitmiştik. Melikşah köyünden Çubuk Ovalarını seyredip, savaşların yapıldığı alanları Devr-i Alem kamerası ve fotoğraf makinası ile tarihe not düşüp, zamana noterlik yapmıştık. Çubuk ovalarını seyrederken, Beyazıt-ı Veli olarak da bilinen Yıldırım Beyazıt Han’ın Rumeli, Tuna boyları, Arnavutluk, Yunanistan ve Mora Yarımada da yazdığı muhteşem zaferler ve fetih destanını hatırlarken, Alim ve evliyalar saygı ve sevgisi ile bilinen Timur Han’ın Türk İslam medeniyetinin Asya’da birliğini sağlamak için Hindistan, Afganistan, Pakistan, Maveraünnehir, Çin, Moğolistan, Hazar ve Karadeniz’in karşı tarafı Kafkaslar, Basra ve Bağdat’a kadar geldiğini düşünüyoruz. İslam’ın bayraktarlığını yapan bu iki önemli komutan ve devlet adamını fethettikleri coğrafya ve bölgeleri gezip görmekten ve tanıyıp bilmekten aciziz. Devri Alem Belgesel Programı yapım ekibi olarak, gerek Yıldırım Beyazıt Han ve gerekse Emir Timur Han’ın fethettiği Türk İslam medeniyeti coğrafyasının muhteşem eser ve izlerinin bulunduğu kültür coğrafyamızı gezerek, Devr-i Alem belgeselleri ile TV ekranlarına getiriyoruz. Bu uğurda zorluk ve zahmetlere boyun eğmeden Türk-İslam dünyası ve Osmanlı coğrafyasında 70’ten fazla devleti gezerek kültür ve medeniyet tarihimizi belgeselleştirip tarihe not düşüp zamana noterlik yapmaya devam ediyoruz. Bugün biz belgeselcilere ve araştırmacılara düşen görev, tarihi ve tarihi şahsiyetleri yargılamadan, haklı haksız aramadan Allah resulü S.A.V’in buyurduğu gibi ‘Olan da hayır vardır.’ sözünü hatırlayarak yaşanan ve yapılan acı olaydan hayır murat etmeli, her iki komutan ve Çubuk şehitlerini hayır ve şükranla yad etmeliyiz. Çubuk Savaşı’ndan, Yıldırım ve Timur Han’dan alacağımız çok ders ve ibret olduğunu düşünüyorum.