Yaşar RAVANOĞLU AKDAŞ

Orman Okulu

Masal Ülkesinde bulunan Mutluluk Ormanındaki hayvanlar barış içinde mutlu yaşarlarmış. Ormandaki hayvanlar okul çağına gelinceye kadar birçok şeyi yuvalarında annelerinden öğrenirlermiş. Kuşlar uçmayı, ördekler yüzmeyi... Ama ilk öğrendikleri şey anneleri olmadan yuvadan çıkmamak ve annelerinin sözünü dinlemekmiş. Ormanda yaşayan hayvanlar orman okulunun önünden geçerken okula gidenlerin neşeli seslerini duyarlarmış. Orman okulunun müdürü Kaplumbağa Osman hoşgörülü sabırlı anlayışlıydı. Yardımcısı Baykuş Bilgin çok dikkatli az konuşan biriydi. Köpek Korkusuz Hanım Korunma dersi, Kedi Püskül Hanım Oyun öğretmeni, Tavşan Zıpzıp Beden Eğitimi öğretmeniydi. Ağustos Böceği Cırcır Hanım Müzik öğretmeni, Maymun Kibar Hanım bitki örtüsünü ve kimin yiyeceğini nerede nasıl bulacağını öğretiyordu. Ayı Güçlü Beslenme dersi veriyor, Hademe Horoz Hüsnü de teneffüs saatlerinde okulun zilini çalıyordu.

Maymun Şeker Hanım oğlu Biber'i okula götürdü. Okula başlayan Biber çok neşeliydi. Eve döndüğü zaman günü nasıl geçirdiğini anlattı. Annesi Şeker hangi dersleri gördüklerini sordu. Biber o günkü öğretmenlerini şöyle anlattı: "Anneciğim ilk dersimiz oyun saatiydi, Püskül öğretmen bize çeşit çeşit oyunlar öğretti. Çok eğlendim. En çok ağaca çıkma oyunu hoşuma gitti. Sonraki ders Ağustos Böceği Cırcır Hanımın dersiydi. O keman çaldı biz dinledik. "Ördek Suya daldı ve Hav hav hav Benim Cici Köpeğim" şarkılarını öğrendik.
-Peki öğlen ne yaptınız?
-Ayı Güçlü Öğretmen kimin ne yiyeceğini anlatarak bize uygun yemekler verdi. Maymun Kibar Hanım bana muz verdi ve muzu bana tanıttı. Tavşan Kadifeye havuç, Zürafa Necmiye taze filizlerden ve meyve, Ördek Zarifeye solucan ve tırtıl, Fil İrikıyıma ot, Ayı Şişman'a da bal ve armut koyarak hepimizi doyurdu.

Maymun Biber, tüm gününü anlatmayı bitirince odasına gitti yarın giyeceği kıyafetleri hazırladı. Annesine babasına iyi uykular diyerek uykuya daldı. Sabah annesinin:

-Biber geç kalıyorsun hadi kalk! sesiyle uyandı. Biber uyandı, kahvaltı yaptı, annesiyle birlikte okula gitti. Programda altıncı ders orman bitkilerini tanıma ve seçme dersiydi. Bu ders müşterekti ve dersin öğretmeni Maymun Kibar Hanım idi. Kibar öğretmen sınıfta öğrencileri yazı tahtasına seçmeli ders olan yiyecek türü seçimini yazarak anlattı. Talebelerine okulda ne yediklerini sordu. Tavşan Kadife:

 -Ben havuç yedim öğretmenim, dedi. Ayı Şişman armut sevdiğini, bala bayıldığını, elma da yiyeceğini söyledi. Fil İrikıyım: 

-Ağaçtaki meyveleri, yerdeki otları ve sebzeleri yerim, dedi. Köstebek Kumkum: -Ben sebzelerin köklerini severim, dedi. Zürafa Necmi 

-Ben de ağaç filizlerini ve meyvelerini yerim, dedi. Ördek Zarife:

-Ben tırtılları solucanları yerim, dedi. Aslan Sabırsız:

-Ben evde hep et yerim, dedi. Maymun Biber:

-Biz meyve sebze yeriz, dedi. 

Sınıfın kapısı açıldı. Okul müdürü Kaplumbağa Osman yanında yardımcısı Baykuş Bilgin içeri girdiler. O sırada bitkileri tanıma ve seçme dersinde olan orman çocukları merakla onlara bakmaya başladılar. Müdür Osman lafa girdi:
-Çocuklar beni dikkatli dinleyin! Okulun talebelerinin başarı grafiklerinin çok yüksek öncelikle hepinizi tebrik ederim. Biliyorsunuz hepimiz bu ormanda komşu olarak yaşıyoruz. Havalar soğumaya başladı. Ortalıkta grip salgını olduğu söyleniyor. Gribin yayılmasını önlemek için tek çare grip aşısı olmak. Böylelikle gripten kurtulabiliriz. Yarın herkes okula gelecek ve bütün okul eksiksiz aşı olacağız. Yarın Doktor Kanguru Bade Hanım ve yardımcısı hemşire Bayan Sincap Süslü size aşı yapacak, dedi.
Sınıfta bir uğultu oldu korkmaya başladılar, nasıl olacaklardı çok mu acıyacaktı akıllarında onlarca soru... Müdür beyle yardımcısı sınıftan çıktıktan sonra öğretmenleri onlara aşının ne olduğunu, aşının faydalarını ve aşı olmazlarsa başlarına nelerin geleceğini anlattı. Bunun kendileri ve ailelerinin sağlıkları için mecburiyet olduğunu söyledi. Birden çocukların akıllarına aileleri geldi. Gribin yayılması hâlinde aileler üzülecek, okullar kapalı olacaktı. Halbuki okulda ne kadar çok eğleniyorlardı. 

O gün okul saati bitince evlerine gittiler. Her biri teker teker aşı olursa ne olacağını aşı olmazlarsa neler olabileceğini öğretmenlerinin anlattıklarını akıllarından geçirdiler. Okuldaki öğretmenlerin istisnasız tümünün kafasındaki ortak kaygı şuydu, çocukların ne kadarı okula gelecekti? Sabah erken öğretmenler çocuklardan önce okula gittiler ve beklediler. Daha sonra doktor ve hemşire geldi. Öğretmenlerin gözleri sevinçten parlıyordu. Çünkü çocukların hepsi sınıfları doldurmuştu. Müdür Osman:

-Okulda, bilgi kaynağını ve temelini doğru öğrenen çocuklar hayat boyu bunu uygulamaya çalışırlar, dedi ve hepsine tek tek teşekkür etti.

Gökten gül yaprakları döküldü okuyanların başına.