Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ

Gazeteci - Yazar

Konuşan Akademi ve Konuşan Rektör

Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Özaydın’nın "Türkiye Yüzyılının Önündeki Tek Engel; Enflasyon" konulu konferansta anlattıkları ve çözüm önerileri Beylerbeyi Delfino Cafe'de İstanbul Platformu üyelerinden alkış aldı.

Çünkü akademilerin ve hocalarının sustuğu, esersizlerin üst görev aldığı bir dönemde karşımızda konuşan bir üniversite vardı, bir sayın rektör vardı, sorunlara öneriler getiren bir ilim adamı vardı. Bu yetti de arttı bile.

Oysa memleket meselelerini görüştüğümüz diğer rektör ve yetkili dostlarımız "Reis'in haberi var" demekle geçiştiriyorlar. Kolaycılığı seçiyorlar.

ANALİTİK DÜŞÜNCEYE AÇIK OLMAK

Gaziantep'te 52 bin öğrencinin eğitim aldığı bu ilim merkezinin başkanı Sayın GAÜN Rektörü Prof Özaydın, anlattığı her hususu tek tek eleştiriye açtı, bundan çekinmedi. "Lütfen analitik düşünceyi- eleştirel fikri-aklı hayatımıza geçirelim " diye de hatırlattı. Rica etti. Nitekim bazı arkadaşlarımız eleştirmedi değil, bundan yüksünmedi Muhterem Rektör Arif Özaydın hepsine teker teker cevap verdi.

Çünkü rektörümüzün Bilgi Ekonomisi, Eleştirel Bir Yaklaşımla Medeniyet ve İktisat, Yenilik Ekonomisi, İstikrarların Şifreleri adlı yayınlanmış eserleri var, görüşünü bu eserlerle de savunuyor. Enflasyonun üstesinden gelmek için bu önerilerden bir tanesi şöyle mesela; 800 kadar ana gıda ürünlerini yerinden ulaştığı pazara kadar tek tek takip ederek; nerede tıkanıklık ve acımasızlık var ortaya çıkarmak ve tedbir almak. Ne dersiniz?

Prof. Dr. Rektör Arif Özaydın’ın önce arkadaşlarımızca hayat hikayesi okundu. Böyle hocamızın yurtdışında da çok ciddi tecrübeleri olduğu da ortaya çıktı.

Rektör Hoca neler anlattı?

-Suriye’deki Fırat Kalkanı bölgemizde açtığımız ve alakadar olduğumuz fakültelerimiz var. 20 kadar özel ve resmi hastanenin bulunduğu Gaziantep’te, üniversitemizin ise 5 ayrı hastanemiz mevcut. Burada önemli tedavi, cerrahi müdahale ve ameliyatlar gerçekleştiriliyor. Mercidabık Sağlık Sempozyumu düzenliyoruz. Buraya bölgedeki Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Hatay ve Kilis Üniversitelerimiz de davet edildi. Bir sene önce bölgemizde gerçekleşen depremde ise üniversitemiz önemli bir sığınak mekanı oldu.

KONJONKTÜRÜ TAKİP ETMEK

Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Özaydın üniversitede öğrencilere çayı bir liradan verdiklerini, simidi ise bedava sunduklarını anlattı. Hayat pahalılığının, enflasyonun, zamların toplumu ve özellikle talebeleri ve bursları etkilediği düşünüldüğünde bunun kadar önemli olduğu ortaya çıkıyor.

Bütün bunları anlatırken kulağına eğildim “Hocam Kıymetli Büyükşehir Belediye Başkanımız, oeğerli devlet ve millet adamı Fatma Şahin sizin için de bir şans” dedim. Bana döndü ve “Hayır tam tersi, ben ve üniversitemiz Fatma Hanım için bir şans. Bölgede örnek işler yapıyor ve takdir ediliyoruz.” Dediğinde kendisine, kadrosuna, programına ne kadar güvendiğini belli etti. Gerçekten son yerel seçimde Gaziantep’te Fatma Şahin Hanım Büyükşehir’in oylarını 54’ten 37’e düşürdü, üç ilçe de ana muhalefet partisine geçti.

Sayın rektör dünyadaki ve bölgedeki gelişmeleri yakından takip ediyor. Dolayısıyla kendinden emin, güvenli. Diyor ki;

-Dünya üniversitelerini ve batı medeniyetini çok iyi biliyor ve takip ediyorum. Yabancım değil. Sorunları teşhis ettikten sonra çözüm aramak daha da kolaylaşıyor, rahatlıyor. Dolayısıyla üniversitede kadromuzda bulunan hocalarımıza uzmanlığı ne olursa olsun biraz sosyoloji, psikoloji, edebiyat ve tarih vs bilin, okuyun diyorum. Günümüze gelince Türkiye Yüzyılın önündeki en önemli ve tek engel enflasyondur. Bu yüzden bütün mesaimi ve gayretimi enflasyon konusuna verdim ve değerlendiriyorum. Çözülmeyecek bir sorun değildir nereden bakılırsa bakılsın. Enflasyon şeker hastalığı gibidir.

 

ÜRÜNLERİN TAKİBİ VE MÜDAHALE

Prof. Dr. Arif Özaydın çantasından çıkardığı posterleri gösterdi. Bir de espri yaptı “Ben de rahmetli Necmettin Erbakan Hoca gibi afişlerle, grafiklerle, renkli resimlerle size enflasyonu nasıl halledeceğimi anlatıyorum.”

Gerçekten de çantasından 18 büyük poster çıkardı ve grafikler üzerinden anlatmaya başladı. Renk renk grafikli posterlerdi hepsi de. Enflasyonu 18 maddenin uygulamasıyla bitireceğini ileri sürdürdü. Hoca kendine güveniyor ve eleştirilerden de çekinmiyordu. Enflasyonu düşürüp, halkın alım gücünü artırabileceğini savunuyordu. Diyor ki;

-Akan kanı durduramazsanız sorun devam eder. Aynı para gibi. Mübadeleyi sağlamalıyız. Merkez Bankası faizi yükselterek enflasyonu düşüremez ve çözemez. Sıkı para da bir tuzaktır. Batının reçeteleriyle de olmaz. Nitekim olmuyor. Ben küresel dünyanın kavramlarıyla konuşuyorum. Çifte paranın olduğu yerde sizi böyle vururlar. Bunun için farklı önerimiz olacak. Ürünü yerinden tüketiciye ulaştığı yere kadar yakın takibe almak Tek tek ürünlerin veya malların fiyatının artışını takip ederek tedbir almak.

 

Gaziantep baklavasının fiyatını Sayın rektör söyledi; 1000 TL. Sonra devam etti;

-Üniversite olarak biz de baklava üretiyoruz. Aynı baklavayı size 400 TL’den istediğiniz kadar gönderebiliriz. Bundan üstelik kar da ediyoruz. Peki Gaziantep Baklavası neden 1000 TL. Çünkü fıstık stokçuları var memlekette. Piyasayı artırıyorlar. Aracıların önüne geçmek istiyorum. Vatandaş aleyhine fiyatlar yükselirse devlet müdahale etmelidir. Herkes ve her sektör, kar haddini bilecek. Bunun için müdahale şart. Piyasanın artmasına sebep olanlara müdahale şarttır, gereklidir, elzemdir.

Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Özaydın Halk Bankasına Gaziantep’te hastane yaptırdığını anlattı ve ekledi;

-Bankalar bizim paramızı kullanıyor, personelimiz maaşlarını oradan alıyor ve bu parayı banka kullanıyor.

ENFLASYON ÇÖZÜLEBİLECEK BİR SORUN

Doğrusu değerlendiremeye alınması gereken bir yaklaşım.

Sayın Rektör Arif Özaydın mikrocu olmayı önemsediğini hatırlatarak devletin kontrolünün şart olduğunu üzerine basa basa söylüyor. Bir de misal veriyor;

-Kurban Bayramı’nda pazar kurban dolu, satıcı ise tek bir kurban kaldığını söylüyor, yalan söylüyor. Piyasayı yükseltiyor. Ahırında çok sayıda davarı var. Ancak kazanma hırsı fazla. Fıstık fiyatı da düşecek, çünkü depolarda stoklanmış bir hayli ürün var. Bizi enflasyonla vurmak istiyorlar. Bu oyuna gelmeyeceğiz. Her ürünün fiyatını takip edeceğiz. Fiyat takip sistemi gerektir. Çünkü üründeki fiyatların artış nedenlerini bilmeliyiz. Bu en önemli sorun ve öncelikli konu. Tekrar ediyorum sadece 800 ürünün fiyatını üreticiden tüketiciye kadar takip edip tedbirini alsak enflasyonu önleriz. Enflasyon çözülecek bir sorundur. Arzı artırmalıyız. Ben yaparım diyorum, yaparım. Nokta.

Sayın Rektör sorulara da cevap verdi. Mesela “nasıl yapacaksınız? sorusuna şöyle dedi;

-Arzı artırmalıyız. Böyle bir istemi kurdum. Size her ürünü gönderebilirim. Benim politikam sıkı para politikasını takibe dayalıdır. Piyasa bozucularının takibi gerek. Piyasadaki para da takip edilmeli. Kartelleri geçebilmeliyiz. Üreticiyi de korumalıyız. Bunun için üreticiye tohum verdik. Dolayısıyla kuruma göre değil, duruma göre politika üretmeliyiz.

Gaziantep Üniversitesi yeni bir atılımla da Aile Akademisi kurmuş.

Bölgenin marjinal olduğunu, hemen hemen hiç dağ yok gibi iken güneş enerjisinin değerlendirilmediğini de hatırlatıyor sayın Rektör ve böyle bir girişimi neticelendireceklerini anlattı. Sonra da ekledi” Üreteceğiz, kalkınacağız, üreteceğiz böylece faizin artışına karşı çıkacağız. Üniversitemiz bütün bunları yaparken hiç de borcu yok.”

Gel de bu açıklamayı alkışlama kutlama?

SORUNLAR KARŞISINDA SORUMLULUK ALMAK

Sayın Rektör Arif Özaydın Fırat Kalkanı bölgesinde Süleyman Şah Üniversitesi kampüsü kuracaklarını ve bununla gurur duyacaklarını da anlatıyor. Diyor ki;

-Akıllı adama, ufuk sahibi adama ihtiyacımız var. Yapay zekayı yapan yine doğal zekadır. Ben bu işi biliyorum. Çünkü hala okuyorum, tartışıyorum, müzakere ediyorum, değerlendiriyorum. Yaşadığımız alanı iyi biliyorum ve özgüvenim çok yüksek.

Bütün dünyada sorunların çözümünü genelde politikacılar üslenir ama üniversiteler ve bilim adamları politikacıları bilgilerle beslerler. Türkiye’de böyle bir gelişme şimdilik yok. Olmayacak da değil. Başörtüsü meselesinde ilahiyat fakültelerimiz susmasaydı, teologlarımız mesuliyetlerinin farkında olsaydı başörtüsü sorunu olmayacaktı. Bugün de iktisat, ekonomi, ticari ve işletme fakültelerimiz hayat pahalılığı, zamlar, enflasyon, üretim eksikliği, ihracat-ithalat gibi konularda fikir üretselerdi, sorun büyümeden üstesinden gelinebilinirdi. Susunca işgal edilen makamlar korunuyor ama, ülkenin ve toplumun meselesi çözümlenmiyor.

MEVCUTLARA YENİLERİNİ EKLEMEK

İyi ki Gaziantep Üniversitesi var, iyi ki üreten bir rektörü hizmet başında. Üstelik tenkitlerden çekinmeyen, tam tersi “eleştirin” diye rica eden bir ilim adamı.

Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Özaydın ile sohbet ederken bir ara kendisine birkaç önceki dönemin başarılı ve anıtı dikilecek rektörü Prof. Dr. Yavuz

Coşkun’un bölgeye, Gaziantep’e ve Üniversiteye yaptığı hizmetleri hatırlatınca sevindi ve “Biz buna çok daha fazla, yeni ve önemli hizmetler ekleyeceğiz, daha fazla büyüyeceğiz!” dedi.