4 gün sonra çığırtkan Ermeniler, sözde ‘tehcir’ olarak andıkları, ‘sevk ve yerleştirme operasyonunun 900. yıldönümü vesilesiyle gürültü kirliliğine sebebiyet verecek. 1.500.000 Ermeni’nin katledildiği yalanını ile dünyâyı ayağa kaldırmaya çalışacak.
Gerek Osmanlı Devleti’nde yaşayan gerekse nakil sırasında ölen Ermenilerle ilgili olarak kayıtlara intikal eden rakamlar çelişkilidir. Osmanlı târihi ve Ermeni iddiaları alanında yaptığı çalışmalarla tanınan, 1930-2006 yılları arasında yaşamış ABD’li târihçi Stanford J. Shaw’a göre: 1.229.007, 1926-2014 yılları arasında yaşayan Amerikalı târihçi William H. Lynch’e göre; 1.326.246, İngiliz salnâmelerine göre 1.056.018, Fransızlara göre 1.450.018, Patrik Nerses Varjabedyan’a göre 1.150.000 kişidir.
Nerede, katledildiği iddia edilen 1.500.000 Ermeni?
Nakil sırasında ölen Ermenilerin sayısı da çelişkilidir: Halil Berktay’a göre: 300.000, Taner Akçam’a göre 800.000, Ermenilere göre 1.500.000, Orhan Pamuk’a göre 1,5-2 milyon, İngiliz Yabancı İşler Dâiresi yetkilisi Arnold J. Toynbee’ye göre 600.000, Yusuf Halaçoğlu’na göre 8.500 kişidir.
Ermeniler, Türkleri katletme operasyonlarında kullanılmak üzere Everek’teki evinde bomba yaparken çıkan yangında ölen Kivork’u da Türklerin öldürdüğünü belirten zabıtlar düzenlemişlerdi. Olayı bilen Ermeni Karabet ve yangını gören fırıncı çırağı Yusuf Bakırbilek ihbarda bulununca olay yeniden inceleniyor ve gerçek ortaya çıkıyor.
Ermeniler, yalan uydurmakta çok başarılılar. Ne var ki başarıları yatsı olmadan buhar gibi uçuyor.
-Ölen Ermenilerle ilgili rakamların en azı 8.500… Az bir rakam mı bu? Ölen insanlardan söz ediyoruz…
-Haklısınız. Elbette büyük bir rakamdır. Fakat aynı sebeplerle savaş alanı dışında Ermeniler tarafından öldürülen ve gıda-ilaç yetersizliğinden ölen Türklerin sayısı 200.000 civarındadır.
Ermeniler, mâsum ve mağdur olduklarını iddia ediyorlar…
Bu iddiaları, Birinci Dünyâ Savaşı sonrasında Doğu Anadolu, Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan’ı gezip dikkatle inceleyen Amerikalı General Harbord, tanzim etmiş olduğu raporda cevaplandırıyor: ‘Erzurum’da, Hasankale’de Türk evlerinin, içindeki insanlarla birlikte yakıldığını gördüm.’
‘Harbord Raporu’ olarak anılan belgeye dayanarak İngiltere’nin tanınmış devlet adamı Lord Curzon, Avam Kamarası’nda yaptığı konuşmada şunları söylüyor: ‘Ermeniler, 7-8 yaşında pek mâsum ve temiz bir kız çocuğu değildir. Zira Ermeniler, özellikle son hareketlerindeki vahşetle, ne ölçüde kan dökücü, vahşî bir millet olduklarını, bizzat kendileri ispat etmişlerdir.’
Ermenilerin geçici iskân için götürüldükleri yer, çöl değil, ziraate uygun yerleşim bölgeleridir.
Rus askerî târih yazarı Boris Mihayloviç, kitaplarında Ermeni cemiyetlerinin Rus ordusuna yardım ettiklerini ve Türklerin buna karşı tedbir almak haklarını kullanmanın çok tabiî olduğunu belirtiyor.
Milas doğumlu olup 1916’da ABD’ye göç eden Yahudi Albert Amateau, notere verdiği yeminli ifâdede, soykırım iddialarının tamamen yalan ve iftira olduğunu söylemiştir.
-Deniliyor ki; yalnızca Ermeniler bulundukları yerden başka yerlere göç etmek mecburiyetinde bırakıldılar…
-Bu da yalan. Ruslara yardım ettikleri belirlenen bölge halkından Kürtler de başka yerlere yerleştirildi. Bu husus, ‘Urfa’da Ermeni Yetimhânesi’ isimli kitabın yazarı Amerikalı Mary Caroline Holmes tarafından belirlenmiştir. (DEVAM EDECEK)