(ÜÇÜNCÜ BÖLÜM)
Çalışan annelerin gözetilmesi koruyucu devlet anlayışıyla yasa ile düzenlenmeli, uygulamalar da müfettişlerce denetlenmelidir. O yüzden anneler, bebekleri için ilk yaş maaşlı izinli, ikinci yıl maaşsız izinli sayılma hakkı kazanmalıdır. Ailenin çocuk ve ergen-genç bireyler üzerindeki etkisini yazımın dışında tutacağım. 2
…………………
2 Hüseyin Ağca, Ailenin Zaferi, Eğitim Dostları Vakfı Y. Ank., 2023.
İnsanı etkileyen ikincil odak, apartmanındaki, sokağındaki, mahallesindeki, kasabasındaki ve/veya şehrindeki geniş kitlelerle ilişkileri sırasında kazandıkları, yönlendirme yoluyla edindikleridir. Bu etki alanına ait tespit ve değerlendirmeleri eğitim psikologları ile mesleğini seven öğretmenlere bırakıp ayrıntıya girmeyeceğim.
Üçüncül odak, bir yanıyla gelenekli etkileyicilerin (masal, destan, efsane; orta oyunu, karagöz vb.) bir taraftan son 150 yılda öne çıkan sahne sanatları(;) hikâye, roman ve şiir adlı edebiyattan sayılan metinler ile gazeteler... Bu yaygın eğitim araçlarının etkileme gücüne, siyasî parti, sendika, vakıf, dernek gibi yapılara mensubiyetin getirdiği eğitilmeleri eklemeliyiz.
Dördüncül odak ise radyo, TV, sinema ve bilgisayar teknolojilerinin var ettiği sanal ortam... Bu araçların etkilerinin ilk üç eğitimleme odağını da, örgün eğitimi de sarstığını vurgulamakla yetineyim. Beşinci eğitim kazandırma odağı, örgün eğitimdir. Ana sınıfından yükseköğretime kadar olan alanı içine alan örgün eğitim, bilgilendirme, davranış edindirme, benzeşirlik kazandırma, benlik ve kimliğini sosyalleştirme süreçlerinin bütünüdür.
Örgün eğitim, ihtiyacı duyulan insanı yetiştirmek üzere, programlı bir sistemle, bilgi ve davranışla donatma işlemleridir. İşte bütün tartışmalar da burada ortaya çıkıyor.
Eğitimdeki hareket noktası: Niçinler Neyi, ne zaman, nasıl yapacağını öğrenerek gereğini yapmak bilgisayar nitelikli robotumsular ve robotlar ile yapay zekâlı programlanmış işlemciler için mümkündür. Ama bu makine sayılan varlıklar, niçin sorusuna ait komut almadığı zaman beklentilere cevap veremeyecektir. Niçin sorusunu sorabilmek, o cevabı irdeleyecek bir muhakeme göstererek yeni hükümler kurmak insana özgüdür.
“Rabb’e niçin inanmalıyım?” sorusunu sorabilmek de, cevabını arayabilmek de insan olmanın kazandırdığı bir iman ve tefekkür etme yeterliliğidir. Daha önceden yüklenmiş bilgiler aracılığıyla neyi, nasıl, ne zaman yapacağını bilmek ile bir şiirin bediî tefekkür inceliklerine bağlı niçinler konusunda hükümler oluşturmak farklı yeterliliklerdir. Bir yapay zekâ programı ile istediğiniz şiiri bile yazdırabilirsiniz, niçinleri dikkate almayan bu nazım, yüklenmişler arasından kelime seçimleri yaparak oluşturulmuş bir taklitten başka bir şey değildir. Makinenin belleği, ona yüklenmiş bilgiler ile işletim programlarının sonucundaki birikim olduğundan, kendilik kavramıyla bağlantılanması mümkün değildir.
Her toplumun, kendisine sahip çıkmasını, kendilik bilinciyle hem kendisine hem de kişilere, grup ve toplumlara yaklaşımını belirleyen kodlar vardır. Değer nitelikli benimseyişlerin kaynakları da, bireysel benlik ve kimliği benzeştikleriyle biraradalığa taşıyan kodlar da, toplumdan topluma değişmektedir. Her insanın öz-enerjisini var eden farklıca kaynaklar ve sebepler bulunduğu bilinmektedir; diğer yandan, toplumların başka toplumlardan farklılığına yol açan benimseyişler ve benzerlikler var eden kodlar bulunmaktadır. Bu kodlar, kendine özgü bir hayat alanı gösterdiğinde, bu özgül yapıya kültür denilmektedir.3 Kültür, başka bir toplulukla karşılaşıldığında ortaya çıkan, başta dil olmak üzere duyarlılıklar, benimseyişler ve tepki verişler ile beri’yi ve öte’yi anlamlandırma konularındaki daha farklı olma gerçekliğidir.
……………………
3 S. K. Tural, Millî Benlik ve Kimlik, İst., 2024.(İlgili bölümler)
Tarihten gelen kodlar Kültüre kaynaklık eden kodların büyük bir kısmı tarihten gelmektedir. Tarih, bir toplumun nereden nereye doğru evrilerek geldiğini gösteren bilgiler toplamıdır.
(DEVAM EDECEK)