Yaşar RAVANOĞLU AKDAŞ

Ödev

Bir varmış bir yokmuş Tanrının kulu çokmuş var varanın sür sürenin destursuz bağa girenin hali harapmış. Mutluluk ormanına komşu köylerden Şenköy de ilkokulun paydos zili çalmış. Çocuklar okuldan çıkmaya başlamışlar.
Ayşe kız okuldan dönüyormuş yolda arkadaşı Zeynep'e rastlamış.
-Zeynep Zeynep baksana!
-Ne var neden sesleniyorsun?
- Bugün öğretmenimiz ödev olarak bir bulmaca sordu. Sana onun için seslendim belki sen biliyorsundur.
-Hadi sor bakalım!
-Çarşıdan aldım bir tane eve geldim bin tane bilin bakalım bu nedir?
Sınıftaki çocuklar gülüşerek;
-Öğretmenim biz bunun cevabını hepimiz biliyoruz.
Öğretmen;
-Hadi söyleyin bakalım
-Öğretmenim bunun cevabı nardır! diye sevinçle karşılık vermişler.
Öğretmen de yanıt olarak:
-Bunun iki cevabı var birisi nar ama ben ikinci cevabı istiyorum.
Çocuklar birden susmuşlar ve soru ev ödevi haline gelmiş. Sonra teneffüste tartışmışlar. Cevaplar hayli çeşitliymiş. Bunlardan bazıları; çay, ay çiçeği bezelye diye devam etmiş.
Evine gelen Ayşe elini yüzünü yıkadıktan sonra okul sonrası yemek öncesi atıştırmalıklar hazırlarmış.
- Bugün sana atıştırmalık olarak mısır vereceğim!
Küçük boy bir mısırı tabağa koymuş onu da Ayşe'nin ders çalıştığı masaya koymuş.
Ayşe de mısırı taneleyip yiyormuş, mısırın ortasına gelince:
-Tamam buldum!
Annesi:
-Ne buldun kızım?
-Öğretmenimin verdiği ev ödevi bulmacayı çözdüm.
- Bulmaca neydi?
-Çarşıdan aldım bir tane, eve geldim bin tane
Annesi;
-Bana çok kolay geldi  bunun cevabını herkes bilir cevabı nar.
-Öğretmenimiz bir cevabı daha var ve onu soruyor. Ben de ikincinin cevabını buldum.
-Peki ne buldun?
-Mısır! Tabağıma eğer mısır koymasaydın ben de cevabı bulamazdım.
Ertesi gün cevabı bulan tek çocuk Ayşe olduğu için Aferini de o haketmiş.
Bugünkü masalımız da bu kadar. Bazen cevaplar soruların içinde saklıdır.

Biraz dikkat çözümü kolaylaştırır.