Koca ömrü geçirdim didinip kıt-kanaat;
Ne zulme boyun büktüm ne de ettim itaat;
Geri geri işledi kolumda eski saat…
Senin ekmeğin tâze, benim yediğim bayat;
Helâldi kazandığım, aldım ondan büyük tat;
Çalan-çırpan elinde kaydı şu güzel vatan;
Sen, hâlâ doymadın mı, ahlâksız dilsiz şeytan?
Bu millet ne çileyle geçiriyor seneyi;
Çarçur edip tükettin, muhteşem hazineyi;
Bir tek sen iş bilirsin, cümle âlem enâyi.
Kırmak zor mu acaba, bu hazin cendereyi;
Aç artık, ey mübârek, aç artık pencereyi;
Bak, kaç çocuk, kaç genç var, geceleyin aç yatan!
Sen, hâlâ doymadın mı, ahlâksız dilsiz şeytan?
Yaptığın herbir şeyde, binbir çeşit kir izi;
Hep ön safa geçirdin, nice liyâkatsizi;
Hangisini sayayım, rezillik dizi dizi.
Affetmeyecek tarih, asla hiçbirinizi,
Görmez göz, duymaz kulak, vicdansız kalbinizi...
Bir bataklık mekân bu, yetmez mi bunca yalan;
Sen, hâlâ doymadın mı, ahlâksız dilsiz şeytan?
Bak, kimler kodesleri-zindanları boyladı.
Sen, lâyıkını yap, adâlet dağıt, kadı.
Diner, inan ki, bütün mazlumların feryâdı.
Yıldızlara yazılır böylece kadı adı.
Verir, Allah, kadıya, her ne ise, muradı:
Kahpeler her dâima sille vurur arkadan;
Sen, hâlâ doymadın mı, ahlâksız dilsiz şeytan?
Vurguncu goygoycular yokluyorlar havayı;
Arıyor sahtekârlar her zaman bedavayı;
Buluyorlar şıppadak kendilerine dayı.
Götürüyorlar hemen koskocaman parsayı.
Vatandaş hep seyirde, şatafat-tantanayı;
Heyhat, biz hâinmişiz, onlar ise, kahraman;
Sen, hâlâ doymadın mı, ahlâksız dilsiz şeytan?
Kaynattın hep, Batı’nın necâset kazanında;
Erittin, benliğini, hümanist mizanında...
Bırakmadın zerrece hayâ, kız- kızanında;
Çullanıp üstümüze, sinsice her anında,
Beslediğin yılanı, yatırdın hep yanında:
Bizden daha biz gibi, durup pusuya yatan...
Sen, hâlâ doymadın mı, ahlâksız dilsiz şeytan?
Hani, ilim adamı, doktor, muallim, şâir?
Hani, o ihtişamlı cihânşümûl hür fikir?
Demokrasi çemberde; adâlet sanki esir,
Cirit atıyor, cirit, sömürücüler birbir;
Türk’e tuzak peşinde, hilebâz-kurnaz kâfir:
Rus, Çinli, Sırp, F(ı)ransız, İngiliz, Amerikan…
Sen, hâlâ doymadın mı, ahlâksız dilsiz şeytan?
Dünyâyı temâşâ et; Trump’daki kibre bak,
Etrafını kuşatmış bir sürü kalleş yavşak!
Neyi elde edersin ona yaltaklanarak;
Boğuyor insanlığı, zâlimler sırıtarak;
Mazlumlar çırpınıyor, haykırıyor: Hak! Hak! Hak!..
Netanyahu hâini, ve sen ey zulme tapan;
Sen, hâlâ doymadın mı, ahlâksız dilsiz şeytân!
Uyan artık uykudan, Gazze yanıyor, Gazze!..
Bak, nasıl kavuruyor… milleti eze eze.
Ve sen, suskun dolarlı, sen riyâkâr kepâze!
Şerefini, yurdunu yapma kâfire meze!
Anlat bunu herkese; duymaza ve görmeze,
Beni de duyun diyor, mahzûn Doğu Türkistan;
Sen, hâlâ doymadın mı, ahlâksız dilsiz şeytân!..