Arapçada “vudu” kelimesi ile ifade edilen abdest farsça kökenli bir terim olup sözlükte: temizlik ve güzellik anlamlarını ifade eder. Dini terim olarak abdest şöyle tarif tanımlanmıştır:
“İbadet niyeti ile yüz, el ve ayakların temiz su ile özel bir şekilde yıkanması ve başın mesh edilerek temizlenmesinden ibaret bir ibadet eylemidir.”
Namaz kılmak için abdest almak farzdır. Abdestin farz oluşu Kitap, sünnet ve icma ile sabittir. Ulu Allah Maide Sûresinin 5/6. Âyetinde konu ile ilgili olarak şöyle buyuruyor:
“Ey inananlar! Namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi yıkayın, ellerinizi dirseklerinize kadar yıkayın, başınızı meshedin, ayaklarınızı topuklarınıza kadar yıkayın.”
Sevgili Peygamberimiz (s.a.) de şöyle buyurmuştur: “Sizden birinin abdesti bozulunca tekrar abdest almadıkça Allah onun namazını kabul etmez.” (Buharî, Vudu’ 2, Tahare, 2.)
Bütün İslam fakîhlerinin görüşleri, namaz için abdest almanın farz olduğu konusunda birleşmektedir, aralarında herhangi bir görüş ayrılığı yoktur.
Abdestin fazileti hakkında Hz. Peygamber (s.a.)’den şu hadis-i şerifler rivayet olunmuştur:
“Kim güzel bir şekilde abdest alırsa, kılacağı namaz ile daha önce kıldığı namaz arasında işlediği günahlar bağışlanır.” (Buharî, Vudu’, 24)
“Kişi abdest alınca günahları kulağından, gözlerinden, el ve ayaklarından çıkar. Oturunca da bağışlanmış olarak oturur.” (Ahmed b. Hanbel, V, 252)
Abdestte dikkat edilmesi gereken hususlardan bir de ağzı yıkarken dişlerin fırçalanmasıdır. Yüce Peygamberimiz bu konuda şu ısrarlı tavsiyede bulunmuştur: “Misvak kullanmakla emr olundum. Öyle ki, dişlerin temizlenmesi konusunda bana Kur’an âyeti ineceğini sanmıştım.” (Ahmed, I, 23)
“Dişlerinizi fırçalayın. Çünkü fırça (misvak) ağızı için temizliktir.” (İbnMace, Tahare, 7)
“Hz. Peygamber (s.a.) (beş vaktin abdestinde olduğu gibi), yatmadan önce ve uykudan kalkınca dişlerini misvak ile fırçalardı.” (Ahmed, VI, 126; Ebû Davud, Tahare, 30)
Gördüğünüz gibi, İslam temizliği ibadet kapsamı içine almış, onu ibadetleştirmiş ve ısrarla Müslümanları Allah huzurunda da özel hayatlarında da temiz olmalarını istemiştir. Bu durum, İslam’ın gerçekten hayat dini olduğu, toplumun ayrılmaz bir unsuru bulunduğunun ve bugün en ileri çağdaş toplumlarından daha ileri boyutta çağdaş olduğunun kuvvetli bir belgesidir. Günde beş defa vücudun en çok kirlenen ve çevre ile temas halinde olup mikroplanma riski olan uzuvlarını yıkamakla emredilen bir Müslüman’ın üzerinde kir, mikrop, hoş olmayan koku kalır mı? İşte abdest eylemi, Müslümanları maddi-manevi kirlerden böylece temizleyerek rahatlatır, bedensel ve ruhsal sağlıklarını güvence altına alır. Beden ve elbisesini temizlemeyi farz bir kulluk olarak algılayan bir Müslüman’ın çevresini kirli tutması düşünülemez. Dolayısıyla İslam’ın koyduğu ibadet eylemleri onların çevresini de temizleyecek kapsamdadır. Hangi akıl, günde beş kere el, yüz ve ayakların su ile yıkanıp temizlenmesini reddedebilir? Günde beş kere görünen uzuvlarını yıkayan, dişlerini fırçalayan, ağız, burun, kulak, saç ve baş sağlığını temin eden bir Müslüman gerçekten mutlu ve sağlıklı kimsedir. Bu mükemmellikteki temizliği abdest ve taharetten başka bir eylem düzenli olarak hangi eylem gerçekleştirebilir yahut garanti edebilir? İşte İslam bunu garanti etmektedir. Yüce Peygamberimiz, sinirlenen Müslümanlara abdest almayı tavsiye etmiştir. Abdest insan bünyesindeki stresleri teskin eder. Bir hadis-i şerifte şöyle gelmiştir:
Abdest aynı zamanda insana moral gücü verir, gezip dolaştığı her yerde her zaman yüce Allah’ın koruması altında olmasını sağlar; namazları kazaya bırakmamaya vesile olur. Abdest aynı zamanda bir zikirdir.
Sayın okuyucular! Bir kere daha ifade etmeliyiz ki; abdest beden sağlığı demektir, diş sağlığı demektir, ruh sağlığı demektir; ağız, boğaz, burun, el, ayak, göz, kulak, boyun ve baş sağlığı demektir. Abdest günde beş defa vücudun açıktaki azalarının hem temizlenmesi hem de bir tür masaj yapılması. İşte bu durum, İslamî bir ibadet şekli olan abdestin hayatımızdaki önemini açıkça ortaya koymaktadır. Tüm okuyucuların temizlenip ibadetlere ehil hale gelmesini ve mutlu olmasını diliyoruz.