Ezan sözlükte bir şeyi ilan demek, namazın vakitlerini bildirmektir. Dini yönden ezan şöyle tarif edilebilir:
“Günde beş vakit namazın farzlarından önce vaktin girdiğini bildirmek üzere, yüksekçe bir yere çıkılarak belli ifadelerle ve yüksek sesle okunan ve tevhid inancını simgeleyen, namaza ve kurtuluşa çağıran ilahî sözler bütünüdür.”
Ezanın anlamı Müslümanlar için ve tüm insanlar için çok önemlidir. Ezan İslam inancının temel prensibinin yüksek sesle duyurulması anlamını ifade eder. Ezan İslam’ın şiarı olup insanlar için, Müslümanlar içi bir hidayet vesilesidir. Ezan bir kıtada Müslümanların hâkimiyetinin sembolüdür.
Kamet: Beş vakit namazın farzlarından önce namazın başladığını ilan etmekten ibaret bir eylemdir. Kametin sözleri ezanının sözlerinin aynıdır. Ancak, “Hayyeale’l-felah”tansonra “kadkametissalah=Namaz başladı” ifadesi eklenerek okunur.
Farz namazlar için ezan okumak kuvvetli sünnetlerden olup terk edilmesi caiz değildir. Ezan sadece beş vakit namaz için sünnet olup cenaze ve bayram namazları için okunmaz. Farz namazların kazası yapılırken ezan okunması sünnettir. Fakat bir arada kılınacak olan birkaç namazın kazası için tek ezan okunması yeterlidir.
Ezanın meşruiyeti sünnetle sabittir. Yani Hz. Peygamber’in uygulaması ile sabittir. Kur’an’da ezan hakkında herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Ezan Hz. Peygamber’in arkadaşları ile istişareleri sonucunda rüya ile meşru olmuştur.
Ezanda sabah namazından sonra “Hayyealee’l-flahétan sonra iki kere “Essalatühayrunminennevm” sözleri eklenir. Bunun anlamı “Namaz uykudan daha hayırlıdır.” Demektir.
Ezan ayakta yüksek sesle ve makamla kıbleye karşı yönelinerek okunur. Hz. Peygamber (s.a.) döneminde ilk zamanlar yüksekçe bir mekâna çıkılarak okunmaktaydı. Sonra bir evin yüksekçe balkonundan okunmaya başlandı. Daha sonra minare ihdas edilerek buradan okunmaya başlandı. Minareler ezan sesinin etrafa daha çok yayılmasını sağlamak üzere inşa edilen ince ve yüksekçe inşa edilen genellikle yuvarlak yapıda eserlerdir. Ezanın okunacağı şerefeleri vardır. Bu şerefeler bir ile üç adet arasında değişmektedir.
Ezanı duyan kimse, müezzinin söylediklerini tekrarlarsa güzel olur. Ezanın fazileti konusunda sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:
“Eğer insanlar, ezan okumakla ilk safta durmanın faziletini bilselerdi, bunun için sıra bulamayınca aralarında kura çekerlerdi.”(Buharî, ezan, H.No: 2689; Müslim, 437),
“Müezzinin sesi nereye ulaşırsa o kadar günahları bağışlanır; yaş-kuru ne varsa her şey onu tasdik eder.”(Münavî, Feyzu’l-Kadir, VII, 324),
“Ezan ile kamet arasında yapılan dualar geri çevrilmez.”(Ebû Davud, 521; Nesâî, 9812.)
Ezan günde beş kere Allah’ın en büyük olduğu ve ondan başka büyük olmadığının ilanıdır. Ezan, Tevhid inancının yüksek sesle haykırılışıdır. Ezanın okunduğu toplumlarda insanlar kendilerini büyük görmezler, belki alçak gönüllü olurlar; Allah’tan başka büyük olmadığının şuuruna varırlar, o yüce varlık karşısında teslimiyet göstererek itaatkâr olurlar, isyancı ruha sahip olmazlar.
Kamet: Türkçemizde bu şekilde ifade edilen bu kavram hadis kaynaklarında ve fıkıh kitaplarında ikamet olarak geçer. Kamet, farz namazın kılınmaya başladığını bildiren, camiye gelen cemaatin toparlanarak namaza katılmasını sağlayan uyarı niteliğinde bir çağrı olup sözleri aynen ezanın sözleri gibidir. Ancak, (Hayyeale’l-Felah)’tan sonra iki kere (Kadkâmetissalah) cümlesi ilave edilir. Bu cümlenin anlamı şudur: “Namaz başlamıştır.” Demektir.
Kametin ezandan farkı daha alçak bir sesle ve daha çabuk okunmasıdır. Eğer bir camide, namaz kılmak için daha önce kamet getirilmişse orada namaz kılan diğer insanların kamet getirmelerine gerek olmadığı gibi, o mahallede evlerinde namaz kılanların da kamet getirmelerine gerek yoktur. Fakat kamet getirilirse güzel olur.