Prof. Dr. Sadık Kemal TURAL

Akademisyen

[email protected]

Prof. Dr. Sadık K. Tural Hoca’nın Tefekkürüyle Kavramlar - 6

Oğuz Çetinoğlu: Şimdi ise üzerinde sizin çok durduğunuz şahsiyet kavramı konusunda görüşünüzü almak istiyorum.  Dün, bugün, yarın adını verdiğimiz zaman dilimlerinde şahsiyetlerin rolü hangi nispettedir?

Prof. Dr. Sadık K. Tural: Hangi dinden, inançtan olursa olsun bütün insanlara seslenmek isterim: Ruh kavramını kullanırken çok dikkat edilmelidir. Rabb, insana “Kendi ruhumdan üfledim.” dediğine göre, o ruha, o ilâhî öz-yapı malzemesine ait ‘kıvamı’ bozmadığımız sürece, beri ile öte arasındaki incelikleri kavrayabiliriz, gereğini yapabiliriz. Şahsiyet kavramı benim için çok mühim; çünkü Rabb’ın tecellisi olan ilâhî kodların bir kısmı şahsiyetli insanlarda tecelli etmektedir. Şahsiyet, öz kıvamının bozulmasına engel olmaya çalışan; hadiseler ve insanlar karşısında ne yapacağını da ne yapmayacağını da -üç aşağı beş yukarı- başkalarının da kestirebildiği ‘reşit’lere ait özellikler bütünüdür. Komünizm, faşizm, nasyonal- sosyalizm adlı toplum hayatını, toplu yaşayışı zorla tanzim etmeyi tek yol sayan sistemler, insaf, merhamet, şefkat ve âdalet dışı hâlleri kendi hakları kabul eden ve ettiren rejimler, şahsiyet sahiplerini mutlak engel sayarlar.  Şahsiyetlerin şartlara, durumlara ve olaylara tasarrufunu, birikim ve faaliyet alanlarını düşünerek on ana grup altında topladığımı biliyorsunuz: Askerî şahsiyetler; İdarî şahsiyetler; Siyasî şahsiyetler; Dinî- tasavvufî şahsiyetler; Edebî şahsiyetler; İlmî şahsiyetler; Fikrî/felsefî şahsiyetler; Sanat alanlarından birinin mensubu olan şahsiyetler; Eğitimci şahsiyetler; Ticârî şahsiyetler... Şahsiyetler arasında örtülü veya açık rekabetin bulunacağını belirtmeliyim. Lider, önder kavramı ise hem aynı gruptaki hem de diğer gruplardaki şahsiyetlere liderlik ederek toplumun ufuk çizgisine yükselenlerin ise, daha ayrı değerlendirilmesi gerektiğine işaret etmekle yetineceğim.

İnsan haysiyetine aykırı olan dayatmalar, kanun koyup emretmeler şahsiyet yapılı insanları rahatsız eder. ‘Devlet-yönetim, ne isterse, ne yaparsa doğrudur ve engellenmemelidir.’ Bu hüküm doğru olmayan bir anlayış ve dayatmadır. ‘İnsan, ne isterse, ne dilerse yapmalıdır, özgürdür. Serbestliğe karşı çıkılmamalıdır.’ Bu iki büyük sapma, bu iki büyük abes insanlığın çıkmazlarındandır; bu çıkmazlar, hem beden ve ruh hastalıklarına, hem de üstünlük savaşlarına yol açmaktadır. Şahsiyetler ve onların içinden çıkan liderler, kültürler ve medeniyetler için, hem benzeşmeyi artırıcı, güçlendirici, hem de evrilmelerle devamlılığı sağlayıcı bir rol üstlenmektedirler. Burada önemli olan üç nokta göz önünde bulundurulmalıdır: Yanlışları ısrarla ve kanıtlarla gösteren güvenli kaynaklara nasıl ulaşılacaktır? İkincisi, benzeşmenin ve devamlılığı sağlamanın asgari ölçütleri nelerdir? Lider sayılanlar arasındaki mücadeleler sırasında, kimi, hangi fikir ve davranışlarından dolayı peşine düşülür kabul edeceğiz?

Kültürün mensuplarını ruhen ve bedenen mutlu etmesi beklenir.  Kültürü problem çözücü ve ideal değer ve davranışları gösteren tartışılmaz kaynak saymak doğru değildir. Kültürün eksiklerinin giderilmesi, işlemeyenlerinden arındırılması şahsiyetli insanlarla mümkün olan değişim ve dönüşümlerle sağlanabilir. Şahsiyetli insanlar üç şeyi unutmazlar:

1- Kur’ân-ı Kerim’de ayrışma, azgınlık, nifak, inkâr sayılan benimseyişleri ve uygulamaları reddeden hükümlere dikkat ederler.

2- Tarih bilgisinin, geçmişte yaşanmışların öğrettiklerinden bir uyarıcı pusula olarak yararlanırlar.

3- Başka medeniyetlerin, devletlerin ve toplumların devletinizi, rejiminizi, vatanınızı ve millî birliğinizi kendi istedikleri yönde değiştirip dönüştürme projelerini kavrayabilirler.

Şahsiyet sahibi insanlar bu üç konuda mensup olduğu toplumun yaşayanları ve gelecektekiler adına, bilinçli ve ısrarlı davranışlar, bilgilendirici ve uyarıcı beyanlarda bulunurlar.

Şahsiyetli insan yetiştirme konusunda da, yetişmiş şahsiyetlere emperyal merkezlerin açabileceği örtülü veya açık mücadelenin karşısında da dikkatli olunmasını tekrar tekrar söylemekten başka bir şey yapamayanlardanım.                                                                                          (DEVAM EDECEK)