(İKİNCİ BÖLÜM)
Oğuz Çetinoğlu: Orman varlığımız hakkında bilgi lütfeder misiniz?
Dr. Sırtlı: Ormanlarımız yurdumuzun olmazsa olmazıdır. Maalesef orman varlığımız hem alan bakımından ve hem de bölgeler arası dağılım bakımından yeterli değildir. 20 milyon hektar Ormanlık alanımızın 10 milyon hektarı açık alan ve bozuk ormandır. Yâni bizde orman alanı %25 gözüküyor. Medenî bir ülkede orman alanı memleket yüzölçümünün en az %30 u olmalıdır. Ayrıca bizim ormanlarımız Akdeniz, Ege ve Karadeniz bölgelerimizin dışında yoktur. İç Anadolu 1600 yıllarına kadar kesif ormandır. Ankara savaşında Timur son ana kadar savaş fillerini Ankara’nın sık ormanlarında saklamıştır ve savaşı biraz da filler sâyesinde kazanmıştır. Evliya çelebi diyor ki: ‘Van’dan yola çıkan bir sincap, ağaçtan ağaca atlayarak ta İzmir’e varırdı.’
İstiklal savaşında, trenlerin yakıtını çevre ormanlardan temin ettiğimiz odunlardan sağladık.
Üzgünüm ama halkımız ve yöneticilerimiz ormanın değerini hâlâ anlamamışlar. Orman bakanlarının, ormancılık konusunda bilgileri yoktur. Dört yardımcılarından hiçbiri orman mühendisi değildir. Müsteşarlık makamını da kaldırdıkları için danışacakları bir kimse de yanlarında bulunmamaktadır. On iki orman fakültesinin çoğu ilçelerde. Öğretim elemanları hem eksik ve hem de yetersizdir. En düşük puanlarla öğrenci almaktadırlar.
Çetinoğlu: Orman yangınları hakkında neler söyleyeceksiniz?
Dr. Sırtlı: Ormanlarımız Akdeniz kuşağındadır. Yangınların çok olduğu bu bölgelere biz de dâhiliz. En çabuk yanan ağaç türü kızılçam ise bu bölgenin doğal ağacıdır. Her yıl bu bölgede yüzlerce orman yangını çıkar. Yıllık ortalama yanan sâhamız on bin hektar (100.000 dönüm) civarındadır. Son yüzyılın en büyük yangını 2021 yılında sadece bir haftada çıkmıştır. 200.000 hektarlık bir alan yanmıştır. Orman bakanı ve yetkililer eli kolu bağlı sâdece seyretmişlerdir. Ormancılık târihine büyük bir kara leke olarak geçmiştir. THK’nın öncelikli görevi orman yangınlarını söndürmek olduğu halde gerekli anlaşmalar yapılmadığından, hiçbir yangın helikopteri göreve sevk edilememiştir. Bakanlık anlaşma yapmadığı gibi yerine de yangın söndürme uçak ve helikopteri bulmamıştır. Yangınlar biterken Rusya’dan iki helikopter kiralanmış, biri dağlara çarpmış, diğeri de yangın sahasında uçamamıştır.
Ülkemizde Nisandan ekime kadar yangın çıkar ve bu sezon hiç değişmez. Bu yangınları önlemek için her türlü hazırlık önceden alınır. Bu görevi kimse sürüncemede bırakamaz. O dönemde orman bakanlığının emrinde 5 adet helikopter vardır ama hiçbiri yangın söndürmek için değil, sadece Vip olarak gezmek ve yangınları yukarıdan eş dost ile seyretmek için kullanılmış, yangına bir kova su atılmamıştır. Böyle bir yönetici ekibin emrindeki görevlilerden nasıl hizmet beklersiniz!
Çetinoğlu: Eğitim sistemimizde ormancılığın yeri nedir?
Dr. Sırtlı: Eğitim sistemimizde, ormanla ilgili konular yeteri kadar işlenmiyor. 30 Orman Bölge Müdürlüğü, her il ve ilçede orman idâresi vardır. Her seviyedeki okul öğrencilerine ormanın faydaları, yangınlar, ormanların korunması ile birlikte orman ve ağaç sevgisi anlatılabilir. Her okula bir orman kurulabilir. Ormanla ilgili resim ve kompozisyon-şiir yarışmaları yapılabilir. Mahallî televizyon ve radyolardan faydalanılabilir. Çocuklarla orman gezileri ve piknikler programlanabilir. MEB, maalesef orta dereceli okullarda bu tip faaliyetlere izin verilmemektedir!
Çetinoğlu: Orman yangını sonrasındaki faaliyetler konusunda ne durumdayız?
Dr. Sırtlı: Yanan orman alanları hiçbir emir beklemeden yılı içerisinde derhal ağaçlandırılır. Bunun için bütçede paranın var olup olmadığına bakılmaz. Yanan yerler izin ve irtifak hakkına konu edilemez. Anayasanın âmir hükmüne göre îmâra açılamaz. Buna rağmen bazı yerlerde turistik otellerin bitişiğindeki ormanlar yakılıyor, bir müddet unutturuluyor, sonra kaçak olarak tesisler yapıldığını basından öğreniyoruz. O bölgedeki yetkililer ya korkaktırlar veya emir kuludurlar. Bu kişileri oralarda görevlendirenler bunu görmüyorlar mı? Ahbap-çavuş ilişkisi içinde idâre edilir mi?
Çetinoğlu: Teşekkür ederim Ali Bey dostum…
Dr. Sırtlı: Faydalı olabildiysem bahtiyarlık duyarım. (DEVAM EDECEK)