Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde Afrika’nın orta yerinde yırtıcı hayvanların yaşadığı büyük ormanlarda yaşayan insanlarda varmış. Bunlardan biri de Dertsiz ailesiymiş bu aile Afrika’nın yerlileri gibi zenci değillermiş. Beyaz tenli iki çocuklu olan bu aile uzun yıllardır burada yaşamaktaymış.
Dertsiz ailesi geleneksel bir düzen içinde Tıbba önem vermişler. Baba Dertsiz veterinerlik okumuş veteriner Cerrah olarak hayata atılmıştı. Karısı olan Bayan Dertsiz de veterinerdi.
Üniversite okuyan çocukları da veterinerlik okuyorlardı evde tam bir hayvan severlik teması hakimdi.
Dertsiz ailesi sabahları neşe ile uyanır şarkı söyleyerek kahvaltı yaparlarmış. Hiçbir şeyi dert edinmezlermiş. Ormanda yaşayan Yırtıcı hayvanlar onlara zarar vermezlermiş. Aralarında güzel sağlam bir dostluk oluşmuş.
Dertsiz Ailesi artan yemeklerini hayvanlarla paylaşırlarmış. Yaralanan doğum yapmak üzere olan hayvanlara yardım ederlermiş. Bir gün kahvaltıdan sonra bahçede kahve içerlerken duydukları gürültülü ayak seslerinden bir filin yaklaşmakta olduğunu anlamışlar. Eve yakın ağaçların arasından fil Sakini çıktığını görmüşler yalnız hortumunda bir şey taşımaktaymış.
Bu arkadaşı Kuşakmış o arada tatilde olan iki kardeş doktor adayları olarak FİL SAKİN’ in
önüne düşüp muayene odası olarak kullandıkları odanın önünde fil sakin arkadaşı KUŞAĞI yere bırakmış kuşak kuyruğundan yaralıymış ve yara mikrop kapmış Muayeneden sonra yılan Kuşağı ameliyat masasına yatırıp yarasını ilaçlı sularla yıkamış ilaçlamışlar arkadaşı. Sakin’e yılan
Kuşağı iki gün sonra gelip almasını söylerler. İki gün yılan kuşağa bakıp iyileştirirler.
İki gün sonra Gelenfil Sakin arkadaşı, Kuşağı iyileşmiş görünce çok sevinmiş. Dertsiz ailesine ÇOK TEŞEKKÜR ETMİŞLER…