EKONOMİK ve GENEL REFAH:
Bulgaristan ekonomisi, eski komünist- devletçi sistemden vazgeçtikten sonra serbest piyasa şartlarına dışa açık, özel sektörü orta seviyede gelişen, az sayıda stratejik kamu işletmeleri olan bir ekonomiye sahip bir görüntü vermektedir. Enerji, madencilik, metalürji, makine endüstrisi tarım ve turizme dayalı sektörler önem kazanmaktadır. Dünyanın 70. büyük ekonomisine sahiptir.
Fert başına düşen millî geliri (GSMH) 2024 de 10.089 USD na ulaşmıştır. Asgari ücret ise 551 Avrodur. 2007 de AB ne üye olan Bulgaristan, bu yılın sonunda milli parası olan Leva' dan ayrılıp Avroya kesin dönüş yapacaktır. Devlet, AB vatandaşlığı kimliğine sahip insanlarına bizdeki sosyal yardım sistemine benzer, çeşitli yardımlar, aylık vb. destekler vermektedir.
Kırcaali caddelerinde dolaşan insanların genel durumuna bakıldığında, modern, kendilerine güvenen, AB üyesi olmanın bilincinde, adım adım ilerleyen dıştan bir refahı (!) artan bir toplum manzarası arz etmektedir. Buna karşılık kırsal kesimde, köy yerleşimlerinde nüfusun iyice azaldığı, özellikle genç neslin AB ülkelerine; iş, aş vb. ekonomik sebeplerle göç ettiği gerçeği vardır. Bizim ülkemizdeki gibi, günümüzün genel geçer kuralı:" DOĞDUĞUN YER DEĞİL, DOYDUĞUN YER " ilkesi işlemektedir. Nüfusun ciddi şekilde azalması ve göç hareketlerinin hızlanması Bulgaristan'ın en önemli ve belirgin sorunlarının başında gelmektedir.
3- SOSYAL, KÜLTÜREL ve DİNİ HAYAT:
Kırcaali'nin merkezinde, cadde ve sokaklarında dolaştığınızda, kılık, kıyafetleri ile (bilhassa bayanlar için) sözde modern (!) görüntüler içinde, pejmürde vaziyette kimsenin olmadığı, orta sınıf esnafın, kendi halinde kazancı peşinde olduğu, dini merkez kabul edilen camilerin bahçe ve avlularında, vaktini edaya hazırlanmış üç beş her yaştan insanın olduğu, trafik düzeninin iyi işlediği, İl Belediyesi tarafından alt yapı çalışmalarına yeniden ağırlık verildiği; nüfusu pek kalabalık olmayan sakin ve huzurlu bir kent görüntüsünde olduğunu görmekteyiz.
Eski Sovyet dönemi alışkanlıklarından kalma, içkinin su gibi çoğunlukla içildiğini, alkolsüz bir restoranın çok az olduğunu söyleyebiliriz. Kırcaali merkez camiinde iki öğle vaktini eda ettik. Aynen bizim ülkemizde olduğu gibi Cuma Günleri ve Ramazan hariç, bir iki saf cemaatin olduğunu, okullar yaz tatilinde olduğu halde, 4-5 yavrunun görevlilerden manevi ders aldıklarını üzüntüyle gördük.10 Temmuz Perşembe günü, 4 yavrumuzla dersten sonra buluştuk, onlara dondurma ikram ederek, kısa bir hayat dersi vererek gönüllerini almaya çalıştık. Gerek bizim Diyanetin görevlendirdiği gerekse yerel makamların atadığı din adamı hocalarımızın, sadece " CAMİYE GELEN" insanlarla ilgilendiğini, dışarıdaki kişilere yeterli vakit ayıramadıklarını; hem Kırcaali hem de Filibe' de müşahede ettik. Bizim ülkemizde de istisnalar hariç pek farklı bir uygulamanın olmadığını biliyoruz.
Kırcaali' de dikkatimizi çeken bir konuda, sabahın 06.00 da önce bir müzik eşliğinde, peşinden çan kulesini andıran şekilde, saat zamanını gösteren,"Dan Dan" vurgunun geç vakte kadar yapılması oldu. Kaldığım otelin balkonunda defalarca dinledik. Sorduğumuzda, Bulgarların, zamanında kendilerini sömürdükleri yönetimlere karşı (buna Osmanlı yönetimi de dahil) baş kaldırışların, isyanlarının çığlığı misali bir uyarı, hatırlatma olduğunu söylediler. İl dahil 7 Belediyenin aynı siyasi görüşte ve çoğunlukta olduğu belediye meclislerinde bu kabul edilemez ve anlaşılmaz durumun müzakere edilerek derhal kaldırılması temennimizdir. Dört asrı aşkın, Balkanlar ve Rumeli coğrafyasını adaletle yönetmiş, hiçbir halkın dinî inançlarına, geleneğine dokunmamış ecdadımıza karşı yapılan bir saygısızlıktan başka bir şey olmayan bu AYIP ın kaldırılması kamuoyunun arzusudur. Eğer Osmanlı ecdadımız ve yönetimi emperyalist olsaydı Balkanlarda Türkçe' den başka dil ve İslâmiyetten başka din olmazdı. Bu tarihi gerçekleri unutmayalım!
Kırcaali'ye bağlı, milli halterci dünya şampiyonu merhum Naim Süleymanoğlu'nun da yaşadığı MESTANLI kasabasında tam teşekküllü bir İmam-Hatip Lisesi'nin ve yeni bir Caminin açılması; son derece isabetli ve sevindirici olmasına rağmen, bu belde de kumarhane, meyhane ve gazino vb. eğlence yerlerinin çokluğu da hayli düşündürücüdür. Mestanlı beldesinde, "Zeybekler Sivil Toplum Başkanı Metin Hasan Bey'in, spor, folklor, kültür ve sanat faaliyetleri ile genç kuşaklara sahip çıkması çok yerinde ve takdir edilecek bir durum olmakla birlikte, taze, körpe kız ve kızanlarımızın, geleceklerini derinden etkileyecek " MANEVİ " değerlere de önem veren çalışmalara gayret ermesi, toplum adına dilek ve temennimizdir. Atalar ne güzel ifade etmiştir " Kuşlar tek kanatla değil iki kanadıyla uçar".
4- GENEL POLİTİK DURUM:
Bulgaristan' da büyük çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu,1990 da kuruculuğunu ve ilk başkanlığını Ahmed Doğan'ın yaptığı, kısa adı (HÖH) olan Hak ve Özgürlükler Hareketi,1989 sonrası, Bulgaristan' da kurulan 4 büyük Türk kökenli siyasi partiden en güçlü ve etkili olanı olmuştur. 1 Ocak 2007 itibariyle, Bulgaristan'ın AB ne tam üye olduktan sonra AB parlamentosunda yapılan seçimlerde yüzde 20,26 oy alarak 3. parti olmuş ve 4 milletvekili çıkarmış, 2 si Türk kökenli olmuştur.
En son yapılan 2023 seçimlerinde, HÖH 240 sandalyeli parlamentoda 36 milletvekili kazanarak 2. parti konumuna gelmiştir. Son seçimler, ülkede siyasi ve demokratik gelişmeler bakımından; katılımın azlığı, etnik ve sosyal kimliklerin TEMSİLİYETİ ve siyasi dengeler açısından birtakım sorunları da beraberinde taşısa da geleceğe yönelik önemli ipuçları vermektedir. Şu anda HÖH Genel Başkanlığını Delyan PEEVSKİ ve (bir anlamda eş başkan) Başkan yardımcılığını Sn. Cevdet ÇAKIROV'un yaptığı, Türk ve Müslüman kökenli siyasi hareket, Bulgaristan siyasetinde giderek ağırlığını gösterecek gibi değerlendirmektedir. Daha detaylı yorumların, o ülkede yaşayan konunun uzmanları tarafından yapılması daha doğru olacaktır.
Tespit ve değerlendirmelerimizi daha fazla uzatmadan ve okuyucularımızı bıktırmadan, Kırcaali' de tebessüm ile anlatılan bir yaşanmış anektod sözle bitirelim. Rivayete göre, Türk'ün örfünden, adetinden bihaber bir Bulgar, sosyal medyada şöyle bir paylaşım yapmış: *Kırcaali'ye gittim herkes Türkçe konuşuyor sen Türkçe bilmiyorsun diye ekmek bile vermediler, aç döndüm*. Bulgar vatandaşına hatırlatalım! Necip Türk Milletinin birçok güzel haslet ve karakter özellikleri vardır, bunlardan biride yerli yabancı, müslim gayri müslim ayırmadan misafirperverliğidir. Hiçbir insanı AÇ komaz.
Vesselam.