(İKİNCİ BÖLÜM)
İKİNCİ DEFA HAN OLUŞU
Üç ay sonra Sinan Paşa sadrâzamlıktan azledilince, Kırım'ın önde gelen devlet adamları, Gazi Giray'ın tekrar han tâyin edilmesi için İstanbul'a başvurdular. İkinci Gazi Giray, tahttan ayrılışından 4 ay sonra tekrar Kırım Hanlığı tahtına oturdu. İkinci dönem hanlığı, 1608 yılına kadar 12 yıl 3 ay devam etti. Bu süre içerisinde de Osmanlı Devleti'nin hizmetinde oldu. Zaman zaman hizmetinde aksamalar, yetersizlikler gözlendi ise de sadâkatten asla uzaklaşmadı. 1602 yılında, mevsimin kış ve hava şartlarının çok ağır olmasına rağmen, İstanbul'un isteği üzerine ordusu ile Macaristan'a hareket etti. Kış mevsimini av partilerinde ve şiir yazmak, şiirlerini bestelemekle değerlendirdi. Kış bitip savaş hazırlıklarına başlandığında Osmanlı ordusundaki komutanlar arasında yaşanan sürtüşmeleri gerekçe göstererek Kırım'a döndü.
1607 yılında Gazi Giray, Celâlî İsyanları'nı bastırmak üzere 10.000 kişilik ordusu ile Anadolu'ya geldi. İsyanı bastırıp ülkesine dönmüştü ki, hemen ardından saldırıya geçen İran ile savaşmak üzere Şirvan'a gitmesi istendi.
Haber kendisine ulaştığı sırada, İkinci Gazi Giray Han, inşaatını 1597 yılında başlattığı Gazi Kirman Kalesi'ni hizmete açma töreninden Bahçesaray'a dönüyordu. Yolda, taun hastalığından, 54 yaşında iken vefat etti. Aziz naaşı, Bahçesaray'a getirilerek babası Devlet Giray Han'ın türbesinde toprağa verildi.
İkinci Gazi Giray Han, toplam 20 yıl 1 ay süren hanlığı döneminde, Osmanlı Devleti'nin Kırım üzerinde mutlak söz sâhibi olmasını kabullenemeyen Kırım mirzalarına ve beylerine rağmen, hizmette kusur etmedi. İstanbul hükümeti, zaman zaman Kırım'a sıradan bir eyâlet muamelesi yapıyordu. Kırım aristokrasisi bu durumdan rahatsızdı. Gazi Giray, yöneticilikteki mahâreti ile dengeyi korumasını bildi. O'nu büyük kılan, cesâreti ve kahramanlığı kadar, siyâsetteki bu mahâreti idi. O; yönetimdeki mahâretini Rusya'ya karşı Lehistan ve İsveç ile ittifak kurarak da ortaya koydu.
Osmanlı kültürüne içten bağlı olan Gazi Giray, Osmanlı Devleti'nin selâmeti için yıllarca sınır boylarında... kâh doğuda – kâh batıda ve kuzeyde savaşmayı vazife bildi. O'nun dönemi, Osmanlı Devleti – Kırım Hanlığı ilişkilerinin en parlak ve güçlü olduğu devrelerdir.
Reformist bir hükümdardı. Kırım'ın iç teşkilâtında önemli yenilikler gerçekleştirdi. Bir vezir-i âzâm'ı ve vezirleri vardı. Yalnız atlılardan oluşan Kırım ordusunu ateşli silâhlarla donattı. Kahraman bir asker olduğu kadar usta bir şâir, mükemmel bir hattat, iyi bir sâzende, üstad derecesinde müzisyen ve bestekârdı.
(Birinci bölümün sonu. İkinci bölümde İkinci Gazi Giray Han'ın sanatkâr yönü ele alınacaktır.)
- Kırım Hanlığı adına para bastırıp kendi adına hutbe okutturmayışları sebebiyle; Taştimur, Gıyaseddin Giray, Devlet Berdi Giray bin Taştimur ve Seyid Ahmed Han bin Toktamış Han hâriç olmak üzere...
- Kırım'ın beş büyük hânı: 1- (Melek) Hacı Giray Han: Kırım Hanlığı'nın kurucusu. 2 dönemde toplam saltanatı: 30 yıl. 2-Mengli Giray Han: Üç dönem hâlinde toplam saltanatı: 44 yıl. 3- Birinci Devlet Giray Han: 1551 – 1577 yılları arasında 26 yıl hanlık yaptı. 4- İkinci Gazi Giray Han: Bora ve Yıldırım unvanlarıyla anılır. İki defada toplam hanlık süresi 20 yıl 1 aydır. 5- Hacı Gazi Selim Giray Han: Üç dönem hâlinde toplam 21 yıl 9 ay süre ile hanlık tahtında oturdu.
Kırım Hanları içerisinde 'Beş Büyük Han'dan biri' olarak nitelenen, Bora ve Yıldırım unvanları ile anılan İkinci Gazi Giray Han; mert, kahraman, fazîlet sâhibi, ilim ve edebiyat ile müzik konularında son derece yetenekli, hattat ve şâir yönü olan dirâyetli bir devlet adamı idi. Kahramanlıkları; Âsâfi'nin, Şecaatnâme isimli mesnevisinde anlatılmaktadır. Türkçe yanında, Arapça ve Farsçayı, şiir ve yazı yazacak kadar iyi bilirdi. Osmanlı Türkçesi yanında, Kırım Türkçesi ile yazılmış şiirleri vardır. Her türlü müzik âletini ustalıkla çalabiliyordu. Sözlü bestelerinin de olduğu bilinmekte birlikte, hiçbiri günümüze intikal eden belgeler arasında yoktur. Beyâti Arâban, Hüzzam ve Mâhur makamlarındaki peşrev ve saz semâîsi formatındaki bestelerinin yanında, üç adet kitabı günümüze intikal etmiştir: 1- Divançe: (Hikmet Ertaylan tarafından, Gazi Geray Han – Hayatı ve Eserleri adı ile İstanbul'da yayınlanmıştır.) 2- Gül ü Bülbül: Fuz”ulî'nin Beng-ü Bâde isimli eserine nazîre olarak, Kırım Türkçesi ile ve mesnevî şeklinde yazılmış bir eserdir. 3- Mektuplar: Hoca Sadeddin Efendi, Kazasker Gazizâde Nâdîri ve Kefeli Hüseyin Efendi'ye, târihçi Hvaca Sa'd al-Dîn'e ve vâiz Emirî Efendi'ye yazdığı manzum ve mensur Arapça ve Türkçe mektupları ihtivâ etmektedir. Edebî değeri olan bu mektuplar, Eflâk ve Macaristan seferlerine ait hâtırâları ihtiva eden târihî birer belge niteliğindedir. Aynı dönemde ve sonraki yıllarda Türkiye'de yaşayan önemli şâirler, Gazi Giray Han'ın şiirlerine nazîreler yazmışlardır. Bu durum, O'nun ülkemizde de tanınıp sevildiğini ve önemsendiğini gösterir. O, şâirleri ve ilim adamlarını korumuş, yakın çevresinde bulundurmuştur. Hakkında yazılan şiir ve yazılar da büyük bir hacim oluşturur.
Eserlerinin tamamı el yazmasıdır. İbrâhim Peçevî'nin yazılarında varlığından söz edilen bâzı kitapları günümüze ulaşmamıştır. Gazi Giray Han'ın hayatından söz eden kitap ve makalelerin çoğunda, eserlerinden örnekler verilmiştir. Hakkındaki en önemli makale, Kırımlı Abdullahoğlu Hasan Bey tarafından; Kırım Târihine Ait Notlar ve Belgeler – Gazi Giray Han'ın Mektupları başlığı ile kaleme alınmıştır. Bu makale, Azerbaycan Yurt Bilgisi Mecmuası'nda yayınlanmıştır.
(DEVAM EDECEK)