(SEKİZİNCİ (SON) BÖLÜM)
Bu iklimi oluşturan valimizden, öğretim elemanlarından ve memurlardan, buraya koşan yüce gönüllü şairlere kadar her ruha, binlerce selâm olsun.
Bu salonda kendilerinin yanışını, şiirleriyle ortaya koyan, bizi de kendi bilinç ışıklarıyla bütünleştiren şairler var; Türkçenin kuva-yı milliyesinin kahramanı olan bu şairleri alkışlıyorum, alkışlarınızı istiyorum.
Şair, hikmete dönük, vicdan ile bezeli tefekkürünü ferdî gibi görüneni, millî ile yoğuran, benlik ve kimlik bekçisidir. Şairler hem duyguların, zevklerin, hem de dilin hastalanmasını önleyen koruyucu, zenginleştirici, yüceltici tutumlarını ısrarla sürdüren kültür hekimleridir. Bu şairler, kültür savaşımızın, egemenlik kavgamızın gönüllü kahramanlarıdır.
Onların şiir bereketidir ki anamızı, babamızı, kardeşlerimizi, gönlümüzü yakan kişiyi, bizden doğanları, milletimizi, bizden önce yaşayanları ve bu vatan toprağını sevmemizi hazırlar… Şairler, sevmenin eğitimini sezdirerek veren; âhenkli sözün hem alperenleri hem velileri ve vâlileridir.
Hazar Şiir Akşamları, Sapanca Şiir Akşamları, Yeşilırmak Şiir Akşamları, Abant Şiir Akşamları ve Zeugma Şiir Günleri…
Bu türden toplantılarda dilimizin alp-erenlerine, benlik ve kimliğimizin yansıma alanı olan şiirinize sahip çıkılacağına inancım tamdır. Kişinin ve toplumun varlığını hem oluşturan hem de devamını sağlayan kavram, kurum ve hizmetlere sahip çıkılması, aydın olmanın ön şartıdır.
Bu duygularla hepinizi saygı ve sevgiyle selâmlıyorum.
(BİTTİ)